English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ S ] / Sadness

Sadness translate English

1,822 parallel translation
Ve geriye sadece acı ve mutsuzluk kalıyor.
And all I have left is... pain... and sadness.
Evet üzgünüz.
Sadness, yes.
Odasına sendeleyerek yürüdüm ve onları izleyerek yatağının ucunda durdum. İçimi yoğun bir mutsuzluk sardı.
I stumbled to her room and as I stood there over the bed watching them I was overcome with this intense sadness.
Sonra mutsuzluk korkuya dönüştü.
Then the sadness turned to fear.
Ne üzüntüler yaşamış.
What sadness he has known.
Bugünkü toplantımızda üzücü bir olay yaşanacak.
Today's meeting is tinged with sadness.
Kapıdan içeri girdiğimde bütün üzüntü keder dışarıda kalır.
I mean, the minute I walk through that door, all the sadness and all the bullshit stays outside.
Bazı hayaletler öfke ve nefret yüzünden yolun sonuna gelene kadar insandan insana geçerek intikam yolculuğu yaparlar.
Most of them are lost spirits each trapped in its own place of loss and sadness However, because of anger and hate some ghosts embark on a different journey a voyage of vengeance passing from human to human, till they reach the end of the line
Her şeyden yırtabileceğini sanıyor. Çünkü sevincimizi ve acımızı paylaştık.
I think you can both be happy here because we share... so much sadness and joy.
Acı, hüzün, inancın... ve yaşama amacının yitirilmesi...
Misery, sadness, loss of faith, no reason to live.
Yazdığım zaman bütün üzüntüm yok oluyor.
When I write, all my sadness disappears.
Bu gece üzücü olan tek şey, ileride yazılacak olan bir sürü harika şarkıyı çalma şerefine ulaşamayacağız.
The only sadness tonight is that, in future years,... there'll be so many fantastic songs that it will not be our privilege to play.
Çok sevindim,... çünkü kendimi o kadar üzgün, o kadar suçlu hissediyordum ki.
I'm so glad, I am so glad, because I have been feeling so much sadness and guilt.
Öte yandan, büyük bir üzüntüyle belirtmeliyim ki bu operasyonda görev alan askerlerin..... hepsi yaşamlarını yitirdi.
However, it is with great sadness that I report to you that the soldiers involved in that operation all lost their lives in it.
Bunu pek göstermek istemiyorsun ama çok zeki olduğunu düşünüyorum. Ayrıca çok güzelsin ama bunu taşıyabiliyorsun. Hüzünlü bir yönün var.
Well, you're not a show-off about it, but I think you're very intelligent, and... you're beautiful, but you're cool about it, and there's a sadness about you, and I like that, in moderation.
Bundan sonra... O zamandan beri farklıyım. Bundan sonra her duygu, her korku, neşe ve umut kırıntısı, hüzün...
Everything... that I was going to feel for the rest of my life, every emotion, every scrap of fear or joy or hope, sadness, I...
Ne kadar üzücü.
Such sadness.
Ne, "Hüzün Gözyaşları" nda mı?
What, on "Tears of sadness"?
Ciddi ifadeli bir yüz biraz umutsuz hatta hüzünlü hüznün kederini gösteren, bir ipucu diyebilirsiniz.
A serious looking face... a little despondent... sad even... you could say sad, a hint of sadness.
Bunun üstesinden geleceğim güne dek
My hatred and my sadness
Köpek üzüntüden hasta olmuştu.
The dog was sick with sadness.
Özlemleri de buradadır, hüzünleri de...
All their longings are here, their sadness. Even their home is here
Köle! Bir babanın oğluna bu şekilde davranması içimi üzüntüyle dolduruyor.
That a father would treat his own son in such a way fills me with sadness.
... gri bir gökyüzü ve keder.
the grey sky... and sadness.
Aynen böyle, hüzün her yerde.
That's it. Sadness is everywhere.
Hüznün kokusuyla
Smelling of sadness
Yazık.
Sadness.
- Hüzün.
- Sadness.
Aileden ayrılan birinin ardından üzüntü de yaşanacaktır elbet.
Now, there must be sadness when anyone leaves a family.
Neden, hep, annemin ölümüyle ilgili üzüntüsü, benim doğumumla ilgili sevincine baskın geliyor?
Why does his sadness at Mother's death always weigh on his happiness that I was born?
Diğer yandan bu bana çok fazla acı verir Annemin çok üzüldüğü doğruydu.
The other part that made it extremely painful was the true, pure sadness inside Mom.
* Üzüntünün sütunlarıdır *
* Are the pillars of your sadness
Çok fazla hüzün ve kayıp var.
There's so much sadness and loss.
Bunları duymak çok hazin.
No! The sadness when I hear you talk like this.
Kış geldi bilinmeyen valide yüzündeki hüzünden bile daha çok itiyorsun beni.
Winter has come the unknown mother pushes me even more the sadness of her face
Sen ki çok sevilmiş ve bize yakın olmuştun. Hüzünlenmen için bir neden yok artık.
that you are well loved, and close to us there is no reason for your sadness.
Bu bir keder.
This is a sadness.
Babası da bunun yeterince üzücü olduğunu düşündü ve onu korumaya aldı.
He feels that's enough sadness for anyone.
Kendimi çok kötü hissedeceğimi düşünüyordum üzüntü gibi bir şeyin beni ele geçireceğini sanmıştım ama insanlar boşanıyor başkalarıyla tanışıyor ve hatta yeniden evleniyorlar.
I expected this horrible feeling, this wave of sadness or something, to just take over. But... people get divorced, they meet new people, they re-marry.
Üzüntü ve öfke bir insanı değiştirebilir.
Sadness and anger can change a person.
Ama üzüntü ve özlem hala devam ediyor bu yüzden kararımı verdim.
But the sadness and longing continued.. Then I finally took a decision.
Üzüntü uçurtması uçtu ve ipi koptu.
The kite of sadness has flown so cut the line!
Ve bu üzüntüleri boş ver gitsin.
Let go of all this half-baked sadness.
Büyük bir üzüntüyle size Nottingham Şerif'inin ölümünü ilan etmeliyim.
It is with great sadness that I must announce the death of the Sheriff of Nottingham.
Bu haber sizi üzecek ayrıca ilk duyanlar olduğunuz için de gurur verecek Kral Richard ölmüştür.
It is to your great sadness, but also to your great honour, that you are the first to know... of the death of King Richard.
ve sonraki düşüncem ise - bu isteme kısmı ile ilgili hissettiğim üzüntü, benim için bir çeşit ölüm gibi.
And then the next thought was - I felt this sadness for the wanting part of me kind of dying a little bit... and it felt like there was just a hole there.
Herhangi bir kötü karakter için her zaman hüzünlü bir şey vardır ve bu şey yüzünden onun için çok üzülebilirsiniz.
For any good villain, there's always that sadness to them, and that thing where you can almost feel bad for them.
Kederini silmek için...
To erase away your sadness,
Yani bir kardeşin ölümündeki şaşkınlık ve çılgınlara rağmen bu bir elveda değildir.
So despite the bewilderment and sadness at a brother's death, this must not be a goodbye.
Bu üzüntüyü hissedebiliyorum, enerjisini.
I can feel the sadness, the energy.
Gerçekten çok üzgünüm.
I'm truly sorry... but this is the only way to make him feel the eternal sadness..

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]