Sapıklar translate English
604 parallel translation
Bu telefon sapıkları, örneğin.
These phone cranks, for instance.
O sapıkları korumaya gelince sanırım polis kuvvetleri de her şey gibi onunla dolu.
When it comes to protecting perverts. I suppose the police force is riddled with it, like everything else.
Bu aktör iyi, ama saldırmaya eğilimli en zeki cinsî sapıklarımızdan biri.
This actor's good, though subdued to attacks one of our brightest sexual maniacs.
Onlar kapatılmaları gereken çılgın sapıklar.
Different? They're crazy lunatics who should be locked up.
Bilindik bu sapıkları ve tescilli kaçıkları sorgulamak zordur biliyorum. Ama onları sıkıştırıp konuşturun.
I know it isn't easy to question habitual sex offenders and certified nuts but nail them and talk to them.
Sapıklar.
Perverts.
Evime sapıklar dolamaz.
I'm not having my house filled with filthy perverts.
Bu iğrenç sapıkların buluştuğu şu ünlü hafta sonu fare partilerinden birinde çekilmiş bir filmimiz var.
We have some film taken at one of the notorious weekend mouse parties where these disgusting little perverts meet.
Sapıkları getirin.
Bring in the perverts.
Hakimler, jüri ve dostunuz ve naçiz anlatıcınız hakkında ağır konuşmaların olduğu bir duruşmadan sonra pis kokulu sapıkların ve kaşarlanmış mahkumların arasında 84-F numaralı devlet hapishanesinde 14 yıla mahkum oldum.
After a trial, with judges and a jury and hard words spoken against your friend and humble narrator he was sentenced to 14 years in Staja Number 84-F among smelly perverts and hardened prestoopniks.
Bu sapıkları görmek... Dışarıda şarap içiyorlar ve uyuşturucu kullanıyorlar.
The sight of such perverts... guzzling wine and taking dope right out in the open.
Eğer bu sapıkları, sokak fahişelerini, olumsuz görüntüleri onlara gösterirseniz, sevgili Roma'mız hakkında neler düşünürler.
If you show the perverts, the street whores, negative aspects... what are they going to think of our lovely Rome?
Defolun, sizi sapıklar!
Get lost, you pervert!
" sapıklar, zinacılar, dönmeler...
" of perverts, onanists, catamites...
Röntgenciler ve sapıklar!
voyeurs and perverts!
Sizi sapıklar sizi... günaydın..
Which Sodom... and good morning.
Sapıklar!
Perverts!
Manyaklar, komünistler, sapıklar.
Maniacs, communists, perverted.
Komik de olsa sapıkların maskaralıklarına... alışık bir kişi değilim.
I have never found the antics of deviants... to be one bit amusing.
- Sapıklar.
- What weirdoes.
Bir de sapıkları dinlemelisin.
You should hear perverts talk.
Sapıklar, ikiyüzlüler, sürtükler
Perverts, hypocrites, sluts.
Bunun hesabını vereceksiniz pis sapıklar!
You'll pay for this, you creeps!
Burası bir restoran, sapıklar kulübü değil.
This is a restaurant, it's not Plato's Retreat.
Tecavüzcüler, sapıklar.
Rapists, child molesters.
Sorun nedir? Sapıkların aramasından, nefes vermesinden.
Some damn pervert calling, breathing.
Sapıkların kafasına vururken milletin içeriye dalmasını istemeyiz.
We don't want people wandering in when we're bopping perverts.
Şimdiye dek bütün değerli eşyaları alınmış, baştan aşağı aranmış, bitleri ayıklanmış cinsel sapıkların bulunduğu soğuk ve karanlık bir hücreye atılmıştır.
By now he's probably had all his valuables taken, been strip-searched, been deloused and thrown into a dark, cold cell with a sex-starved pervert.
Orada sapıklar yok!
No sickos there!
Mahkumlar, sapıklar, hepsinin gözü senin üstünde olacak.
ALL THEM OTHER CONVICTS AND THE PERVERTS AND SUCH, BE GIVIN'YOU A REAL LONG LOOK.
Sapıklar!
You perverts!
Hadi be! Siz, sapıkların neyin peşinde olduğunu görmek için birazdan telefon alacağız.
We're gonna open up the call lines to see what you perverts are up to.
Caniler, sapıklar, hırsızlar ve bunun gibi... hüküm giymiş şahıslar burada tutulur.
Any convictions involving felons... perverts, thieves, people of that nature, are held in this area.
Yanında getirdiği... ipi çıkardı... ve onu bağladı... kocasının sapıklarla ilgili anlattıklarındaki gibi.
She takes a cord out... That she brought along... And ties her body...
Tabii aranızdaki bazı sapıkları tahrik edip derin derin nefesler aldırabilir.
SURE TO AROUSE THE SICKIES AMONGST YOU TO SOME HEAVY BREATHING...
Çocuğu kaçıracaklar, öldürecekler! Telefon sapıkları korkak olur. Bir şey olmaz.
Bill's convenient separation from Janet allows Marina to move into her house where she suddenly becomes Marina's best friend.
Gönüllü sapıkların kendi evlerinde ne yaptığını umursamam.
I don't care what consenting perverts do in their own home.
Başınızı çevirin sapıklar.
All you perverts, turn your heads.
O zaman endişelenmeniz gereken sadece katiller ve sapıklar.
So, all you've got to worry about are murderers and perverts.
Unutmayalım ki... Kont, politikacı ve ünlü bir zehir uzmanı idi, kilise müziğine de hayli düşkündü... Halbuki, Marki'nin sapıklıkları...
Let us mention that the Count was a politician and a famous poisoner, a great lover of plainsong whereas the perversions of the Marquis made the wings of the archangels quiver with delight unto the very depths of Hell.
d Ve tabağımda çipura var. d d Bir tabak, şapırdata şapırdata. d d İkinci bir tabak, şapırdata şapırdata. d d Üçüncü bir tabak istiyordum fakat bütün balıklar tükenmiş. d
And sea bream on my plate One bowl, slurpy-slurp A second bowl, slurpy-slurp
Baş komiser şehir dışı sapıklıkları onaylamaz.
The Chief Superintendent doesn't approve of extra-mural perversions.
Raymond Marble cinsel sapıklıklar yapmak için hala zaman buluyor.
Raymond Marble still finds time to satisfy his perverted urges.
Kadınların sapıklıklarından haberin yok, değil mi?
You know nothing of the perversity of women, do you?
Benim uzmanlara ihtiyacım var - Her isteği tatmin edebilen... en garip tutkuları, en karmaşık sapıklıkları yerine getirebilen,
I need specialists - girls who can satisfy any request to fulfill the strangest desires, the most complex perversions.
İktidarsızlıklarını, sapıklıklarını... hırsızlıklarını, ihanetlerini, rakiplerini.
Their impotence, their perversions the larcenies, the betrayals, their rivals.
İktidarsızlıklarını, sapıklıklarını... hırsızlıklarını, ihanetlerini, rakiplerini.
Their impotence, their perversions, the larcenies, the betrayals their rivals.
Krallıkların, devletlerin, dünyevi meselelerin ve evlerde gizlenmiş yaşamların ne kadar beyhude olduğunu insanların günah çıkarma ayinleri esnasında anlattıkları her türlü pislik ve sapıklığı duymak zorunda olan bizler insan ırkına açıklayabiliriz ancak.
Only those who, like we, are bound to listen every day, to the secrets of the confessional, the stories that humans tell of their filth, of their perversities, can explain the human race some things about the futility of the earthly matters, of states, of kingdoms... of the hidden lives inside houses.
Yağmurdan sırılsıklamdın. Ve ben seni ay yüzeyine yaslayıp, yıldızların arasında..... cinsel sapıklıkları denemeyi düşünmüştüm.
You were soaking wet from the rain and I had a mad impulse to throw you down on the lunar surface and commit interstellar perversion with you.
Artık eşcinseller, sapıklıklar yok.
I mean, I'm sick of it! No more fag stuff. No more kink.
"... cinsel sapıklıklar, hepimizi mahvedecekler! "
'... will be the ruin of us all - sexual perversion!