Saygısız translate English
1,791 parallel translation
- Seni saygısız küçük piç!
- You disrespectful little shit!
Saygısızlık etmek istemem efendim, ama saçma dediğiniz bu sihirbazın ulaştığı gelişmiş sıra dışı farkındalık, istatistiksel olarak imkansız.
With all due respect sir, this bullshit magician shown a pattern of advanced awareness, that is statistically impossible.
Kaçarı yok senin gibi saygısız koca bebekleri tedavi ederim.
No way I'd treat major babes like you with such disrespect.
Bu genç bayanın önünde, bir cesaret gösterisi sergilediğini zannedebilirsin, ama benimle bir daha bu şekilde konuşursan, dilini köpeklere yediririm, seni saygısız köpek eniği!
You may think you're showing a little spirit in front of your lady friend, but if you talk back to me again, I'll feed your tongue to the dogs, you impertinent little pup!
Oğlum, sen inanılmaz şekilde saygısız birisin!
Man, you're so fucking unbelievably disrespectful.
Saygısızın tekiydi.
That man had no class, Cyn.
Saygısız!
Shameless!
Aslında saygılı ve saygısız arasında hiçbir fark yoktur... ama önemli olan senin gönlünün istediği.
There is no difference between being decent or shameless.. what matters is how your heart feels.
Seni saygısız orospu çocuğu.
You are an inconsiderate bastard.
Bazen sanatçılar biraz saygısız olurlar...
Sometimes, artists are a little disrespectful...
Sizden büyük ağabeyinize karşı bu kadar saygısız oluşunuza şaşırdım.
I'm surprised at you being so disrespectful to your older brother.
"Saygısız" sekiz harfli bir kelime.
"Rude" is a four-letter word.
Saygısız medya!
Disrespect the media!
Yaptığınızın etik olmadığını düşünmüyorum sadece saygısızca.
Well to be honest, I don't find it unethical, just a little cavalier.
Tamamen saygısızın teki.
He was totally disrespectful.
Saygısız davranıp rahatsız ettiysem beni affedin.
Please forgive this cavalier intrusion.
Her zamanki gibi saygısız, Bay Başkan.
Cavalier as always, Mr. Chairman.
Züğürt dostlarımız kendilerine saygısızlık yapıldığını düşünüp, limuzini takip edip, intikam almak istemiş olabilirler.
The broke guys feel dissed, so they track down the limo and retaliate.
Zıpla! Ruhlara saygısızlık ettiniz ve öl, öl, öl!
You dissed the spirits, and die, die, die!
Şuna baksana, külliyen saygısız. Şöyle bir bak hele.
Looks like he takes after me...
Bak, Haley, saygısızlık etmek istemiyorum, çünkü şu aralar Nathan ile sorunlarınızın olduğunun farkındayım.
Look, Haley, I don't want to disres, 'Cause I know you and Nathan going through some things right now.
Bana bunun ne alakası olduğunu anlatmaya başlasanız iyi edersiniz yoksa mahkemeye saygısızlık ettiğinizi düşüneceğim.
- Start telling me how this is relevant or you're in contempt.
Sonrasında cesetleriyle saygısız bir şekilde kukla gösterisi yapılacak.
Followed by a disrespectful marionette show performed with their corpses.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama sınıfımda saygısızlık eden bir baş belası var.
Sorry to bother you I have a troublemaker who's been disrespectful in class.
Saygısız davrandı ben de sınırlarını belirledim.
He was disrespectful, I set a limit
Affedersiniz ama hiçbir şey öğretmenine karşı saygısız davranmasını herkesi küçük düşürmesini ve sınıfı izinsiz terk etmesini haklı çıkarmaz.
Sorry, but absolutely nothing justifies... being disrespectful to a teacher,... insulting everyone and leaving a class without permission.
Sen ne kadar saygısız bir insansın
You're homophobic! You're racist!
Sen saygısız bir sürtüksün.
- You are an unpatriotic little cunt...
Saygısızlık etmek istemem efendim, ama sizin zamanınız geçti artık.
Well, with all due respect, sir, the mantle has passed.
Saygısızlık etmek istemem ama efendim, günlük gazetelerde bahsedilen, cesur genç kralımız ve onun etkileyici gelininden aynı çiften bahsediyoruz.
With all due respect, sir, you're talking about our dashing young King and his charming bride, the same beautiful couple that makes headlines on a daily basis.
Seni saygısız küçük sokak köpeği.
You insolent little cur.
Saygısız insanlar, harap bir okul.
Ruddy people. Blasted school.
Size sığınmacı olarak tek şartla saygı duyarım derhal güzel Dulcinea'mı serbest bırakacaksınız. Gündüzüm kraliçesi, gecelerimin prensesini.
I shell respect you under refuge on the condition you immediately release the beautiful Dulcinea queen of my days and princess of my nights.
Bu sabah erken saatlerde buranın çok yakınlarında hırsızın biri, saygıdeğer amcamın tapınağına girip bunları çalmaya kalkıştığı için.
Because earlier this day, not far from here, a thief broke into my most revered uncle's temple and tried to make off with these.
Ama hangi saygın bir aile çocuğu Don'un kız kardeşiyle evlenir ki?
'But why will a guy from a respectable family marry a don's sister? '
Saygılarımla, Leonard. Ve dipnot : Düzyazın güzel ama bazı yerlerde daha dolaysız olabilirmiş.
Yours, Leonard. "And" P.S. Your prose is good but here and there it could be more direct.
Kızın babasına büyük saygı göstermekle mi?
By expressing the greatest respect you can show a woman's father?
Haklısınız beyefendi, saygının işareti.
Granted, a sign of respect.
Hocam teşkilattaki saygınlığınız tartışılmaz.
Detective, everybody in the department respects you no doubt about that.
Amacımız rozete eski saygınlığını kazandırmak ve onun gururla takılmasını sağlamaktır.
It's our goal to return dignity and respect to the badge and give the men and women who wear one a reason to be proud.
Ona bu kadar hayransanız özeline saygılı olmalısınız.
Now if you really admire him so much, you would respect his privacy.
Saygıdeğer biridir ama biraz da kurnazın tekidir. Ve açgözlü arkadaşımıza der ki... Milyonlarca döviz giriş çıkışına sınırsız ve engelsiz giriş yetkim var.
He's respectable but, you know, a little bit dodgy, and he tells our greedy friend that he has... unlimited and unhindered access to foreign currency exchanges, millions of them.
Kendisine saygısı olan her suikastçi yalnız çalışır.
Any self-respecting assassin works alone. This is not good.
Bay Lipa, tüm saygımla bu hastaneyi bir Nazi toplama kampıyla karşılaştırmanız oldukça saçma.
Mister Lipa, with all due respect, comparing this hospital with Auschwitz, it's ridiculous.
Sana olan saygısından, senin kızınla asla çıkmayacağını söyledi.
He said he'd never date your daughter out of respect for you.
Ray'in saygınlığından geriye ne kaldıysa onu koruyarak cenazeyi sonlandıracağız
We're gonna preserveWhat's left of ray's dignity By finishing the burial
Öğretmenim, tecrübenize saygım sonsuz fakat tüm okudum kitaplar ve bilgim bu mesele karsısında yararsız kalıyor.
Teacher, I respect your experience... ... but in this matter, all the books I have read and my knowledge is useless.
Hanaoka'yı devirmek, bana kızımın saygısını kazandıracak.
Taking down Hanaoka will earn me my daughter's respect.
Onun isteklerine saygı duymalısınız.
You should respect her wishes.
Bir sürü kitap yazmış, bir şair gibi saygı görüyor ama karanlıkta ve yalnız yaşıyor.
He write many books and has much respect as a poet, but he sit in darkness and alone.
Hayır, yargısız serbest kalacak. Yaşadıklarına saygı duymalısınız.
No, it's gonna be suspended sentence, probation.