Sence de öyle değil mi translate English
1,419 parallel translation
Evet, fazla ileri gittim. sence de öyle değil mi?
Yeah, it was a little forward, don't you think?
Jano babama benziyor, hastalanmadan önceki hali, sence de öyle değil mi?
Jano looks like dad, before he got sick, don't you think?
Sence de öyle değil mi?
Wouldn't you agree?
- Evet, biraz kirli, sence de öyle değil mi?
– Just a little polluted, don't you think?
Genç olan biraz annesine benziyor, sence de öyle değil mi?
The youngest looks a little bit like mother, dont you think?
Sence de öyle değil mi?
Don't you find?
Sence de öyle değil mi?
Don't you agree?
Manzaraya çok uyuyor, sence de öyle değil mi?
Fits in perfectly with the scenery, don't you think?
Oldukça olağanüstü, sence de öyle değil mi?
Rather marvelous, don't you think?
- Burası güzel bir yer, sence de öyle değil mi?
- This is a good spot, don't you think?
- Sence de öyle değil mi?
- Don't you think?
Düşmanca bir şeydi, sence de öyle değil mi?
Well, it was kind of hostile, don't you think?
İlginç bir tesadüf, sence de öyle değil mi?
Kind of an amazing coincidence, don't you think?
Sence de öyle değil mi?
Wouldn't you say?
- Bu hükümdarlık darmadağınık, sence de öyle değil mi?
- This reign's a shambles, do you not think?
Bu cinayetler birbirine çok benziyor, sence de öyle değil mi?
Well, these are similar kinds of murders, don't you think?
Bu oldukça büyük bir fayda sağlar, sence de öyle değil mi?
That's a pretty good benefit, don't you think?
Sence de öyle değil mi?
Don't you?
Sence de öyle değil mi?
- Don't you agree?
Aşk ne tuhaf, ne zaman ne olacağı hiç belli değil. Sence de öyle değil mi?
Love is so strange, considering what can be overcome.
Sence de öyle değil mi?
Don't you think?
Sence de öyle değil mi?
Don't you think so?
Sence de öyle değil mi?
Right, everyone?
- Sence de öyle değil mi?
- You think so, too?
Biraz abartılı, sence de öyle değil mi?
Well, this is a bit theatrical, don't you think?
Yeni EKON biraz bozuk. Sence de öyle değil mi?
A little rough on your new ECO, don't you think?
Bu biraz garip, sence de öyle değil mi?
A little weird, don't you think?
O biraz babam gibi. Sence de öyle değil mi?
- He's kind of like Dad, don't you think?
Bence gece çok güzel geçti, sence de öyle değil mi?
No, I think it turned out pretty well. - Don't you think?
Moda olacak bir şey, sence de öyle değil mi?
Trend-setter, don't you think?
Zamanı geldi, sence de öyle değil mi?
It's about time, don't you think?
Sence de öyle değil mi, Ted?
Don't you think, Ted?
Küçük düşmenin bir yolu, sence de öyle değil mi?
That's kind of humiliating, don't you think?
Şu an hâlâ doğal görünüyorlar Sence de öyle değil mi?
They're still pretty natural-Iooking, don't you think?
Yapma, Kate, bu çok sert bir ifade, sence de öyle değil mi?
Oh, Kate, that's a little harsh, don't you think?
- Fazlasıyla iyi, sence de öyle değil mi?
- Too good, don't you think?
Aşk deneyimi yaşamak seni parlatır, sence de öyle değil mi?
Rui, Shizuka's standards are too high.
Kasaba çok daha sessiz, artık Kargid devriyesi... Sence de öyle değil mi Vetch?
The town seems more subdued now that the Kargides patrol, don't you think, Vetch?
Elma ağacı yapmaktan, çok daha etkileyici, sence de öyle değil mi?
Much more impressive than making apple trees, don't you think?
Elbise sana çok yakışmış, sence de öyle değil mi?
The dress becomes you. Don't you think?
Yakılmış, sence de öyle değil mi?
Cremated, don't you agree?
Bu en iyisi, sence de öyle değil mi?
I think that's best, don't you?
- Sence de öyle değil mi?
- Don't you agree?
Şanslı adam, sence de öyle değil mi?
Lucky guy, huh? Don't you think?
Biraz hızlı kullanıyordun, sence de öyle değil mi?
You were driving a bit fast, - weren't you? - Good morning.
Muhtemelen basit bir açıklaması vardır, sence de öyle değil mi?
There's probably a simple explanation, don't you think?
Sence de öyle değil mi?
It's my favorite. Don't you love it?
Etrafımızdaki bu tür yerler kıyamete karışıyorlar sanki sence de öyle değil mi?
And these little neighborhood places, they're doomed to disappear... - don't you think? - Yes.
Sence de öyle değil mi Tim?
Wouldn't you say so, Tim?
Bugün kötüydü, sence de öyle değil mi?
Well, it was not bad hunt for the first day, what you think?
Sence de öyle değil mi?
They deserve some kind of diversion, don't you think?