Sevmiyorum translate English
6,290 parallel translation
O kızı sevmiyorum.
I don't love her.
Evet, sevmiyorum.
Oh, I actually do.
Uçmayı hiç sevmiyorum.
I hate flying.
Bunu yapmayı hiç sevmiyorum ama bavulları arabadan çıkarırken gündüz... -... belimi incittim sanırım.
You know, I hate to do this, but I kind of tweaked my back before, getting the luggage out of the car.
Çocukları sevmiyorum.
I don't like kids.
Seni hayal kırıklığına uğratmayı sevmiyorum.
I hate to disappoint you.
- Hayır sevmiyorum.
No, I don't!
- Hayır sevmiyorum.
No... I... don't.
- Sevmiyorum.
- I don't!
- Evet ama ben sevmiyorum.
Nah, I don't like it.
Onu sevmiyorum. Onun için hiçbir şey hissetmiyorum işte.
I have no feelings for him whatsoever.
Sadece yetkili insanları sevmiyorum.
I just... I don't like entitled people.
Ziyaretçileri pek sevmiyorum.
Well, let's just say I don't love visitors.
Gerçekten seni sevmiyorum.
I really don't like you.
Ben hala o adamı sevmiyorum.
I still don't like that guy.
Seni sevmiyorum, sana güvenmiyorum. Ve derhâl evimden gitmeni istiyorum.
And I want you out of my house now.
Bu şeklini sevmiyorum senin. - Hangi şeklimmiş?
And what way is that?
Onu sevmiyorum.Ondan nefret ediyorum.
I don't love him. I despise him.
Ve babanı sevmiyorum.
- Sure. And I do not love your father.
Sırf onu sevmiyorsun diye ben de sevmiyorum diyemeyiz, tamam mı?
Just because you don't love him, it doesn't mean I don't, okay?
Ne olursa olsun, federal binadaki X-Ray makinelerini senin sevdiğinden daha çok sevmiyorum.
For what it's worth, I don't like the X-Ray machine in the federal building any more than you do.
- İşte, ben bunu sevmiyorum.
- Well, I don't like it.
Ama onun gibileri sevmiyorum (? ).
But I don't like him like him.
Gece tatbikatlarını sevmiyorum.
I got no love for night infiltration exercise.
Ve soğuğu kesinlikle sevmiyorum, buna eminim.
And I don't miss the cold, that's for sure.
Tavuk ve makarnayı sevmiyorum.
I don't like chicken and noodles.
Ben bile bu adamı sevmiyorum.
I would... II don't even like this guy.
Bu konuda düşünmeyi sevmiyorum da.
I don't like to think about it.
- Kendimiz hakkında haber yapmayı sevmiyorum.
I don't like to do stories about us.
Yahudileri sevmiyorum.
I don't like Jews.
- Seni şimdi de sevmiyorum ki.
I don't like you now.
Burayı artık hiç sevmiyorum!
I don't like it here at all!
Seni sevmiyorum!
I don't love you!
Midye sevmiyorum.
I don't enjoy bivalves.
Sevmiyorum öyle.
I don't like it.
Bu soruyu hiç sevmiyorum.
I never liked that question.
Ama başkaları için çalışmayı sevmiyorum.
But I don't like working for other people.
Iste bu yüzden bu serefsizlerle calismayi sevmiyorum
That's why I don't like working with these motherfuckers.
Bunu sevmiyorum Sue, gerçekten.
I don't like this, Sue, I really don't.
Bu programı sevmiyorum.
I don't like this programme.
Bebeğim, ben yakışıklıları sevmiyorum.
Babe, I don't like hunks. I love you!
Dans etmeyi sevmiyorum.
I don't like to dance.
Yazık olmuş, ben seni sevmiyorum.
Too bad. I don't love you.
Ama bizim böyle olmamızı sevmiyorum.
But I don't love it about us.
- Sevmiyorum.
Yeah, I don't like it.
Evet ama öyle olmayı ben de sevmiyorum.
Yeah, but I don't like being like that.
- Yine de sevmiyorum.
I still don't like her.
- Sen gölleri sevmiyorsun, ben uzayı sevmiyorum gayet normal.
Over what? You don't like lakes,
- Hayır sevmiyorum.
- I do not!
Ellerimi kirletmeyi sevmiyorum.
I don't like getting my hands dirty.
Evet, Emmett'i sevmiyorum.
Yeah, I don't like emmett. I've never liked emmett.