Shall translate English
50,965 parallel translation
Gidelim mi?
Shall we?
Bu günahlarınız için, kanlarınız kutsal toprağa akacak bedenleriniz toprağı güçlendirecek ve ruhlarınız sonsuza kadar bana hizmet edecek.
For these sins, thy blood shall sanctify the land thy body to enrich the soil and thy soul to serve me for eternity and a day.
Şeytanî sürtük kardeş hasreti çekmeyeceksin.
Evil whore thou shall not want for lack of company.
Geldiğimiz yere geri dönmeli ve Tanrımızın gemisinin bizi eve götürmesine hazır olmalıyız.
We shall return from whence we came and await Father's ships to take us home.
Burayı asla terk etmeyeceğiz.
We shall never leave this place.
Bu arazi her zaman benim olacak ve kutsal hakkımı senin kanını dökerek takdis edeceğim.
This land will always be mine, and I shall consecrate my holy right to it with thy blood!
Kendinizi bana teslim edin. Ben de size merhametli bir ölüm bahşedeyim.
Deliver yourselves unto me, and I shall grant you a merciful death.
Kullanmadığınıza göre, acımasız bir son ile karşılaşacaksınız.
As you did not, your end shall be a merciless reckoning.
Senin başka bir masumun kanını daha dökmene seyirci kalmayacağım!
I shall not stand by and watch thou shed another drop of innocent blood!
Sizi cezalandıracağım bir şahinin tavşanı parçalaması gibi parça parça edeceğim sizi.
I shall smite thee, limb from limb, the way a falcon tears a rabbit!
Yaşadığım sürece seni sadakatle ve deliler gibi seveceğime yemin ederim.
I promise to love you loyally and fiercely, for as long as I shall live.
Hayvan derisi olarak saç derisini giyeceğiz! Tamam.
I shall wear thy scalp as an animal pelt! Okay. Oh, come on.
Arazi kan ile kutsanacak, ve alevlerle arınacak!
The land shall be consecrated with blood, and purifed with flames!
Kasap'ın öfkesi size!
Now ye shall feel the wrath of The Butcher!
Hanımları yalnız bırakalım olur mu?
We'll leave the women to it, shall we?
Kafalarımız ve kollarımız gövdemizde sağlam kalacak.
Our heads and limbs shall remain attached to our respective torsos.
itiraf etmesi için onu zorlamayacağım bile.
I shall not even force him to confess.
- Yapacak birini çağıralım mı?
- Shall I call someone?
Şimdi, sevgili ikiinci yarım, Benim ne yapabileceğime, senin yarattığın canavarın... ne yapabileceğine bakalım mı?
So now, my lesser half, shall we see what I, the monster you made... can really do?
İçindeki zayıflıkla hayatını paylaşmak zorunda kalacaksın.
You shall have to share a life with the weakness inside you.
- Seni yazdıralım madem, olur mu?
- Let's get you signed up, shall we?
Yılını söylemeyeceğim ama ikimizin de kendi yükümüzü...
The year, I shall not reveal, but suffice it to say that we each carried...
Açıkğa çıkarılmayacak sır yoktur. "
"that shall not be revealed, nor hidden that shall not be known."
"Şeytanı an ve çomağını hazırla." demek.
"Speak of the Devil and he shall appear."
Bunu beraber deneyelim mi?
Shall we try this together?
- İzninizle başlayalım.
- Let's begin shall we?
Bununla beraber, gönüllülerin bu tecrübeleri birbirleriyle tartışması yasaktır.
However, volunteers shall not discuss these sensations with other volunteers.
Kahve ister misin Ya da kahvaltı yapayım mı?
Do you want coffee or shall I serve breakfast?
Biraz müzik mi yapayım?
Shall I put on some music?
Size koordinatları ve randevu noktasını vermek için iletişimde kalacağım.
I shall be in touch with coordinates for our rendezvous.
Bakarsan göreceksin.
Seek and ye shall find.
Bir saldırı ekibi hazırlatayım mı?
Shall I get a strike team to gear up?
"... bir psikiyatrist tarafından ikinci kez muayene edilmeli... "
"shall be examined a second time by a psychiatrist,"
Bak ; "İlk belgeyi düzenleyen kişi psikiyatrist olamaz."
Look, "The psychiatrist shall not be the person who executed the first certificate."
Güney'e özgürlük!
The South shall be free!
Güney'e Özgürlük.
The South shall be free.
O zaman benim ellerimde can vereceksin.
Then you shall die at my hands.
Ve biliyoruz ki bir gün onunla yeniden birleşeceğiz, Bu görkemli cennette.
And we know that one day we shall be reunited with him, in this glorious heaven.
"Yalnızca bu çarpık şarkıyla çarpık adam gelir".
"Only with this crooked song shall the crooked man yield."
22 : İki kişi kavga ederken gebe bir kadına çarpar,.. ... kadın erken doğum yapar ama başka bir zarar görmezse,..
22 : " When men have a fight and injured a pregnant woman and she suffers a miscarriage, but no further injury, the guilty one shall be fined as much as the woman's husband demands and he shall pay
23 : Ama başka bir zarar varsa, cana karşılık can,.. 24 ; göze karşılık göz, dişe karşılık diş,..
23 : "But if injury ensues, you shall pay life for life, 24," eye for eye, tooth for tooth, hand for hand, foot for foot. "
Göreceğiz.
We shall see.
Irmağın yanındaki bir ağaç gibi hareket etmeyeceğiz.
♪ Just like a tree that's standing by the water ♪ ♪ We shall not be moved ♪
Güzel. Televizyonda harika görünüyorsun.
♪ We shall not be moved... ♪
Hareket etmeyeceğiz.
♪ We shall not be moved. ♪
Hareket etmeyeceğiz.
♪ We shall not, we shall not be moved ♪ What is that?
Hareket etmeyeceğiz.
♪ We shall not, we shall not be moved... ♪ I don't know.
Parçası olmak istiyorum. Hareket etmeyeceğiz.
♪ We shall not be moved... ♪
Hareket etmeyeceğiz.
♪ We shall not be moved... ♪ I'll be back.
Hareket etmeyeceğiz.
♪ We shall not be moved ♪
Hareket etmeyeceğiz.
♪ We shall not be moved... ♪