Shorty translate English
1,108 parallel translation
Öyle değil mi Shorty?
Ain't that right, Shorty?
- Seni de yanımda götürürüm ufaklık.
- Take you right down with me, shorty.
Hiç görüşmezsek daha memnun olurum bücür.
Never's going to be too much soon for me, Shorty.
Hey, Shorty.
Hey there, Shorty.
Toz ol, Shorty.
Get lost, Shorty.
Kanka, Fidel'le Bücür'ü bulalım, sonra plan yaparız.
Buddy boy, we find Fidel and Shorty and then we make plans.
N'aber Yunan Bücür?
Hey, Shorty the Greek.
- Fidel'le Yunan Bücür'ü alacağız.
- Pick up Fidel and Shorty the Greek.
Yunan Bücür de bir soygundan arabayla kaçarken omurgasını kırdı.
And Shorty the Greek broke his spine driving a getaway car.
- Shorty.
- Shorty.
Ağzından çıkanı kulağın duysun Shorty.
Now watch your tongue, Shorty.
Acaba Shorty uçak rezervasyonlarını halletti mi?
I wonder if Shorty checked those airline reservations.
Bücür!
Shorty!
Shorty, kulübü ara, dört adam göndersinler.
Shorty, you call the union and get four extra guys.
Hey, Shorty, sen ve Waco Ladder'a geri dönün.
Hey, Shorty, you and Waco go on back to Ladder.
- Bücür.
Shorty. Huh?
Ama sana zahmet vermek istemem kısa.
But I don't want to trouble you, shorty.
Hey, seni iğrenç kısa.
Hey, you repugnant shorty.
Affet beni kısa, Ben de sana değer veriyorum.
Forgive me, shorty, I care for you too.
Güle güle Kısa.
Good-bye, shorty.
Shorty. Beraber askerlik yaptık.
Shorty, we soldiered together.
Shorty, bu ikisini dükkâna götür.
Shorty, take these two to the store.
Shorty.
Shorty.
Keşke şişeyi kırmasaydın Shorty.
I wish you hadn't busted the bottle, Shorty.
Shorty. Getir şu çocuğu.
Shorty, bring that boy.
Shorty.
Shorty...
- Bücür Bergdorf mu?
- Shorty Bergdorf?
İşte istediğin "Gemi" dergisi, Shorty.
Here's that Argosy magazine you wanted, Shorty.
840'tan 500 Viscosa ve 120'den 500 Fiat sattım.
I sold 500 Viscosa at 840. 500 Fiat at 120. - Good work, Shorty.
- O kısa şeylerden giyiyor musun?
- Ever wear any shorty things?
- Git başımdan bücür.
- Get out of it, shorty.
Bak, Shorty.
Look, Shorty.
Servis yap, Shorty.
Serve him, Shorty.
Shorty'i gördün mü?
You seen Shorty?
Burma anahtarı, Shorty.
The torque wrench, Shorty.
Al bakalιm ufaklιk.
Here's one for you, shorty.
Dinle, bücür...
Listen, shorty...
Neler öğrendin, Bücür?
What'd you find out, Shorty?
Thomas Larson, nam-ı diğer Bastıbacak Larson sayacağım suçlardan suçlu bulunmuştur.
"We have found the accused, Thomas Larson, alias Shorty Larson" "guilty of the following crimes"
Bahsi geçen Thomas Larson, yani nam-ı diğer Bastıbacak Larson asılarak idam edilecektir.
"We have condemned the aforementioned Thomas Larson" "alias Shorty Larson, to hang by the neck until dead."
Kusuruma bakma, Bastıbacak.
Sorry, Shorty.
Shorty Wells'i Şerif Wilson'u çağırması için gönderecek misin?
You going to send Shorty Wells for Sheriff Wilson?
Dik kafana, ufaklık.
Drink up, shorty.
niyeki, Mr. Shorty Austin, kesinlikle.
Why, Mr. Shorty Austin, of course.
tamam gördüğüm küçük birkaç ölümü kabul edeceğim, ama, ben bir atı vurmanın daha kibar olduğunu düşündüm.
Well, I'll allow, as I seen Shorty kill a few. But then again I always figured it was kinder to shoot a horse than it was to ride him to death.
köpek gibi acıkınca yiyeceksin.
SHORTY : When you're starving, you'll eat.
bir aşçıya söylemek?
SHORTY : Tell a cook?
daha küçük boylu atları düşünmeye ne dersin?
Think he's too much horse for you, Shorty?
Brennan'ın yabani atları.
SHORTY : Brennan's mustangs.
Sonny, Shorty, etrafından dolaşıp önlerine geçin.
Sonny, Shorty, get around in front of them.
Peki ya Bastıbacak?
"disturbing the peace, pandering, highway robbery..." And Shorty?