Siege translate English
1,003 parallel translation
Bir de Truva kuşatması öncesinden beri adı anılmamış bir adam.
And the name of a man unspoken since before the siege of Troy.
Bir kuşatma olacak.
It's gonna be a siege.
Şu anda öyle görünüyor ki bu odada kuşatılmış durumdayız.
It seems to me that we're under siege in this very room.
Köylüler kaleyi kuşatmış, kan için bağırışıyorlar!
The villagers have laid siege to the castle and are crying out for blood!
Kuşatma kalkmış. Günaydın, herkes nasıl?
The siege must be over.
1941'de 7 ay kuşatmanıza rağmen Tobruk'u alamadınız.
You couldn't capture Tobruk in'41 not after 7 months siege.
Mark McPherson - Long Island'taki şu Babylon kuşatması.
Mark McPherson - the siege of Babylon, Long Island.
Şatomuz gülüyor bu kuşatmalara!
Our castle's strength will laugh a siege to scorn.
Kuşatmayı sona erdirin!
End the siege!
Ve böylece 242 gün süren Tobruk kuşatması sona erdi.
So, after 242 days ended the siege of Tobruk.
Macaristan'da sıkıyönetimi kaldırıp Af mı ilân ettiniz?
Did you really take the state of siege off and gave amnesty to the Hungarians?
Kuşatıldık.
We're in for a siege.
Duyduğum tek şey, Düşes'in romatizması varmış. 83 yaşında olduğunu biliyorsun.
All I heard was that the Duchess had a siege of rheumatism. She's 83, you know.
Ve gücümü, hakanın şehrini kuşatmakla kaybedeyim.
And bleed my strength in siege of Wang Khan's city?
Karşı çıkma ve çatışma olmayacak.
There will be no siege and no battle.
Kuşatmaya hazır mısın?
You getting ready for a siege?
Bir kusatmaya karsi dayanikliligimiz hakkinda tahminlerini istiyorum.
Tell them I want an estimate of Troy's ability to withstand a siege.
Bizler, Truvali yasayan ölüler olarak, önümüzdeki kusatma yillari içinde onun suçlarini ödeyecegiz.
We, the living dead of Troy, shall pay his debt... ... in the years of siege to come.
Ve Yunanlilar kusatma yillari için hazirlandilar.
And the Greeks did prepare for years of siege.
Macaristan'da sıkıyönetimi kaldırıp Af mı ilân ettiniz?
You lifted the state of siege in Hungary and passed amnesty?
Sabba şehri kuşatması sırasında zehirli sürüngenleri öldürmek için Nil nehrinden nasıl balıkçıl kuş getirttiğini duyduk.
We have heard how you took ibis from the Nile to destroy the venomous serpents used against you when you laid siege to the city of Saba.
Bulabildiğin bütün adamlarını yanına al ve Örümcek Kalesi'ne gel.
Bring every man you can find and lay siege to Spider's Web!
Yerinde olsam verirdim belki kuşatmayı kaldırır.
If I were you, I'd let him have them on the chance he may call off the siege.
Öyle görünüyor ki ani bir saldırı, uzun vadeli bir kuşatmadan daha iyi gibi.
Il appears that a sudden attack is preferable to a prolonged siege.
Sancho'ya teslim olmazsam bizi şafakla birlikte kuşatmakla tehdit ediyor.
Unless I surrender to Sancho, he threatens to lay siege to us by morning.
Kısa bir kuşatma olmasını Allah'tan niyaz ederim.
May Allah make the siege a short one.
Diğer taraftan 16 yıl önceki Osaka Kalesi kuşatmasından beri ben de savaş yüzü görmemiştim.
On the other hand, I had not seen battle either since the siege of Osaka Castle 16 years ago.
Kuşatma kuşatmadır.
A siege is a siege.
Orleans kuşatmasını bertaraf etmemi ve Vaucouleurs'a gidip orada olacaklara engel olmamı istedi.
It told me to raise the siege of Orleans and go to Vaucouleurs and what would happen there.
Onlara kuşatmayı bertaraf etmelerini söyledim.
I told them to raise the siege.
Uzun bir kuşatmaya karşı koyamayız.
We can't resist a siege for long.
27 Eylül 1936, 68 günlük kuşatmadan sonra Alcazar özgürlüğüne kavuştu.
In Sept. 27, 1936, the Alcazar is released after 68 days of siege.
10 gün sonra Turuel tekrar kuşatma altındaydı.
After 10 days Teruel is once again under siege.
Abluka altındaki bir çiftliği işletemez.
He can't work a farm under siege.
Haiké ordusunu kuşatmak amacıyla.
The Heike were surrounded and laid to siege
Bolonya kuşatmasında 2000 kişilik bir ordu işime yarardı.
I could've used such an army in the siege of Bologna.
Tavana resim yaptırmak şehir kuşatmaktan pahalıya patlıyor!
It costs me more to paint a ceiling than lay siege to a city!
Senyora, bu yağmur bana Lerida kuşatmasını hatırlattı. Belime kadar suyun içinde kalmıştım.
Señora, this rain reminds me of the siege of Lerida, when I stood up to my waist in water.
Hartum'u kuşatma niyetinde. Adamlarını hazırla.
He plans to lay siege to Khartoum... take it by force.
Önce kuşatmayı sertleştirecektir. Bizi zayıflatacaktır.
He'll try to tighten the siege first, weaken us.
San Pablo artık burada kuşatma altında ve önümüz kış.
The San Pablo is now in a state of siege here, and will be all winter.
Ve işgale rağmen, bu Galyalılar bize kafa tutmaya devam ediyorlar!
And in spite of our siege, these Gauls go on defying us!
Bir ara biraz kötüleştiğini söylemeliyim.
Say, you had quite a siege of it.
Kuşatma hakkında ne düşünüyorsun?
How do you like the siege? - Where?
Kayaları kullanarak düşme için.
During the two days of siege, the Coast Guard... Using the Rock... for a drop.
Sanki kuşatma altındayız.
They got us in a state of siege.
Mark McPherson - Long Island'taki şu Babylon kuşatması.
Mark McPherson- - the siege of Babylon, Long Island.
Sonuç olarak, sıkıyönetim ilan ediyorum.
Herewith I declare that there's state of siege.
- Bakın, Roman'lılar kuşatmayı kaldırıyorlar!
Look, the Romans are lifting the siege!
Kastettiğn bir kuşatma.
A siege you mean.
Malaga, kuşatma altındaydı.
Malaga is under siege.