Silly translate English
13,065 parallel translation
Dur, dur. Dur, saçmalıyorsun.
Cut it out, cut it out, Cut it out, silly one.
Bir anlığına onu kıskanmıştım.
I was even jealous of her for a silly minute.
Aptalca değil mi?
I know it's silly, right?
- Pekala bu çok aptalca.
Okay, this is so silly.
Uf ne aptalım ya.
I'm so silly.
Salakça konuşma!
Don't be silly.
Kabir, aptal olma...
Kabir, don't be silly...
Çok ucuz görünüyor, Kyle.
You look silly in sheep's clothing, Kyle.
Hayır, bu sadece benim saçma ağlayışımdı.
No, that was only my silly cry.
Değerlendirmeni değiştirmen için gibi salak saçma bir sebepten değil yani.
Not because he wants you to change your review or anything silly like that. Here we are.
Saçmalama, tüm yaptığın gerçekten iyi bir erkek arkadaş olmak.
Don't be silly, you're just being a really good boyfriend.
- Salakça bir hata oldu.
There's been some silly mistake.
Arkadaşlar arasında borç muhabbeti yapılmaz şapşal şey.
Friends don't owe friends, silly.
Sana yemin ederim John Grayson, eğer bana bir daha öyle bakarsan tokadı yersin.
I swear, John Grayson, if you give me that look one more time, I will slap you, silly. You wish.
Aptal veletler sizi.
... to stop him! You're just silly little children.
Aptalca bu!
This is silly.
Saçma sapan giysi giymiş ufacık bir adamın bir şeyler değiştireceğini mi sanıyorsun?
You think one man in... a silly little costume... will... will make a difference?
- Hayır, aptal kafa!
- No, silly head!
Aptal kafa, 1965.
Silly head, 1965.
Şöyle, aptal.
This way, silly.
Elbette senin hakkında konuşuyoruz aptal adam!
Of course we're talking about you, you silly man!
♪ Bir sürü aptal hayranın var ♪
♪ Ya got silly fools ♪
Hayır, sevmeyecek seni şapşal aktör.
No, she won't, you silly actor.
Ama daha ortada bebek yokken emzirme dersi alman biraz garip değil mi?
But can I just say it seems silly to go to a breast-feeding class before there's a baby?
- Bir garip hissediyorum.
- Well, I, I feel silly.
Kulağa aptalca geliyor biliyorum.
Okay, it sounds so silly.
Daha önce anlamadığım için aptal gibi hissediyorum, Xiomara.
( Clears throat ) Anyway, I feel silly I didn't understand, Xiomara.
Yok bir şey, sadece bebek partisi oyunundaki aptalca bir soru.
Nothing, oh, it's just this silly question on a baby shower game.
Biliyorum, biliyorum kulağa aptalca geliyor.
I know, I know, I know it sounds silly.
Bak, biliyorum bu aptalca, ama bu... biliyorsun, kafamda çözmem gereken çok fazla şey var.
Well, look, I know that it's silly, but it's... you know, like, there's a lot of things I need to sort out.
Aptal, aptal konuşma.
Don't be silly.
Bu çok aptalca.
This is silly.
Hayır. Aptal olma.
Don't be silly.
Hayır, saçmalama.
No, don't be silly.
Çok saçma.
This is silly.
Görürüz ne saçma olduğunu.
We'll see how silly this is.
Çok saçma bir filmde... 12 gün çalışarak 14 milyon dolar kazandım.
I've made as much as 14 million dollars for 12 days'work on a rather silly movie.
Anne bilmeni isterim ki aptalca olabilir ama burada beş çocuğa yetecek kadar kıyafet almışsın.
Well, you know, I want to, though, Mom, you know... and it would be silly because you've bought enough clothes for five kids.
Sadece şapşal bir baba kuzusuyum
♪ I'm just a silly little Daddy's Boy ♪
- Elbette var, bu bir parti seni aptal.
Of course we do. It's a party, silly.
Benim düşeceğimden ve yaralanacağımdan çok korkmuştu. Bense sadece saçmaladığını sanırdım. Çünkü hep çok sinirliydim.
He was so afraid that I would fall off and get hurt, and I thought he was just being silly, because that's how I always was, so angry.
Sorduğum için kusura bakma ama, ne olur aptallığıma ver... yanıma almayı unutmuşum, fazla varsa bana geceliğini ödünç verebilir misin?
Sorry to ask, but I'm so silly... I forgot my nightdress. Could you lend me one?
Aptal olma.
Don't be silly.
- Aptallık etme.
- Don't be silly.
Beni öldüremezsin şapşal kız.
You can't kill me, silly girl.
Senin o salak karını ben öldürmedim, Jessica öldürdü.
I didn't kill your silly wife. Jessica did.
Niye yaptın ki bunu mankafa?
So why the bloody hell did you do it, you silly sod?
Aptalca davrandım sadece.
I was just being silly.
Aptalca davranmıyorsun.
You weren't being silly.
O atış poligonu demek değil ki şapşal.
That's not the same as a gun range, silly.
- Aptal olma.
~ Don't be silly!