Siz merak etmeyin translate English
161 parallel translation
Teşekkür ederim. Siz merak etmeyin.
Thank you You needn't worry
Siz merak etmeyin, evleneceğim kişiyi ben bulabilirim.
Don't worry, I'll find my own husband.
Asla! Siz merak etmeyin. - Hoşçakalın Bay Bluette!
We'll make life hard for him in here.
- Siz merak etmeyin.
- Of course I'll be careful.
Profesör Carrozzi. Siz merak etmeyin.
Don't worry, I'll think about it.
Siz merak etmeyin Bayan Garrison.
Don't worry about a thing, Mrs. Garrison.
Siz Merak etmeyin
Don't worry about it
- Siz merak etmeyin.
- Don't worry about it.
Üstad Ling, siz merak etmeyin!
Master Ling, don't worry about us
Siz merak etmeyin.
Don't worry.
Siz merak etmeyin.
You need not worry.
Siz merak etmeyin.
Don't worry about it.
Siz merak etmeyin Bay Lacey.
Don't you worry, Mr. Lacey.
Her şeyi halledeceğim, siz merak etmeyin!
I'll get everything! It's gonna be fine, guys!
Siz merak etmeyin.
Now, don't worry about it.
Siz merak etmeyin.
Don't worry about that
Merak etmeyin siz.
Don't worry about that.
Merak etmeyin Bay Leeson. Siz devam edin.
Don't worry about it, Mr. Leeson.
Siz madamı merak etmeyin!
I run the house.
- İyidir. Siz de merak etmeyin.
- I feel fine.
- Siz merak etmeyin.
- Will do this without you.
Tamam merak etmeyin siz.
Yes, don't worry.
Vargas! Siz hiç merak etmeyin.
Vargas, don't worry.
Onu yeneceğim siz hiç merak etmeyin. Tamam. Beni dinle.
I'll find the right guy.
Ama siz beni merak etmeyin. Hiç kimse görmedi.
Don't worry, no one saw me.
Ben buraya bir saat erken geldim ama siz beni o salonda beklettiniz herkes "Merak etmeyin, anonsu duyacaksınız" deyip duruyordu.
I was here an hour early and you kept me sitting in that lounge... and everyone said, "Well, don't worry. You'll hear the announcement."
Merak etmeyin, oraya giren ilk kişi siz olmazdınız.
Don't worry, you wouldn't be the first to slip in there.
Siz zenginsiniz, kaybetiğiniz sizi çok zora sokmaz merak etmeyin ama
You can afford the loss Don't worry
Hocam, siz gittikten sonra... müfettiş Ma buraya geldi merak etmeyin
Teacher, when you left... Superintendent Ma sent for me Don't worry
Siz hiç merak etmeyin. Uçağınıza yetişeceksiniz.
Don't worry, Rabbi, we'll catch your plane.
Siz hiç merak etmeyin.
You don't have to worry about a thing.
Siz önemli olan işinize bakın, ve merak etmeyin.
Do your important business and don't worry.
Siz onu merak etmeyin.
Don't you worry about that.
- Siz hiç merak etmeyin.
Um, don't worry about nothing.
Siz hiç merak etmeyin.
You no worry about nothing.
Siz hiç merak etmeyin.
I wouldn't let it worry you.
Sakin olmanızı söylemiştim size. Siz o işi merak etmeyin. Hoşça kalın.
- Please I told you to relax..... don't worry about the thing, good bye.
Siz beni merak etmeyin.
Don't worry about me.
Bay Fielding, siz hiç merak etmeyin.
Mrs. Fielding, don't worry about a thing!
Merak etmeyin siz.
Don't you worry.
- Siz o konuyu merak etmeyin.
Well, we're ten first Class mud rollers.
Öğleden sonraki ufak aksilik için özür dilerim ama siz beni merak etmeyin, gelecek haftaya hazır olacağım.
Ah, sorry, guys, about that little slip-up this afternoon, but, uh, don't worry about me.
Siz oğlumu merak etmeyin, o babasının oğludur tutumluluk ve ileri görüş atalarımızın mirasıdır. Eminim ki oda bizim gibi düşünecektir.
No need, he is my son and for seven generations, our family's... own aim is we can lose our skin but not money
Siz Para'yı merak etmeyin Doktor, ne kadar gerekiyorsa getiririm. Siz hemen ameliyata başlayın.
Don't worry, doctor, I will bring the money, prepare for operation
Gelir merak etmeyin. Siz hazırlıkları yaptınız mı?
Have you made all the arrangements?
Siz hemen gidin, beni merak etmeyin.
Leave, quickly, don't worry about me
Hava kararmadan dönüyor olacağım, siz hiç merak etmeyin.
I shall be back before dark, don't concern yourself.
Siz hiç merak etmeyin.
By all means.
Siz hiç merak etmeyin.
Don't worry.
- Siz rahat mısınız? - Bizi merak etmeyin.
Bertuccio has done well
Siz merak etmeyin.
Don't you worry about this.