English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ S ] / Smartass

Smartass translate English

317 parallel translation
Bazı kabagötler seni çirkin bir suçla itham etmeleri için onlara baskı yaptı.
Some smartass was puttir pressure on them to charge you with some ugly, nasty crime.
Artık çok geç, seni sersem!
Too late for that, you smartass!
Bu da sizsiniz, geri zekalılar!
And that means you, smartass!
Bu kadar yeter, ukala.
That's it, smartass.
Şimdi de komiklik yapsana, ukâlâ.
Say somethin'funny now, smartass.
Sulu herifler!
You smartass punks!
Ukala şey...
Why that smartass...
Öğretmenlerine de böyle ukalalık yapma. Unutma, onlar senin annen değil.
You better not be so smartass with your teachers.
Tamam mı? Nasılmış, akıllım?
How about that, smartass?
Galaktik Enstitü'nün "Aşırı Akıllılık" ödülünü aldıktan sonra dayanamadıkları tek şeyin ukalanın teki olduğunu farkeden bir grup cinnet getirmiş saygıdeğer fizikçi tarafından linç edilmesi onu daha fazla şaşırmıştı.
'It startled him even more'when, just after he was awarded the Galactic Institute's prize'for extreme cleverness,'he got lynched by a rampaging mob of respectable physicists'who had finally realised'the one thing they really couldn't stand was a smartass! '
Çok zekisin.
Smartass!
Kendisini bir şey zanneden bir serseri.
Just a smartass and drifter.
- Bir kelime daha edersen, bakire öleceksin.
Another crack like that, and you'll die a virgin smartass!
Eğer küstahlık yapmazsan, gitmene izin verebilirdim.
If you hadn't played the smartass, I would have probably let you go anyway.
- Tamam onlara ne oldu o zaman söyle bana?
Bore him to death? OK, smartass, then you tell me what happened to Bobby and Donna.
Ukalalık etme.
Don't you be a smartass.
Rog. 50 milyon. 50 milyon ve Lyman 50 milyon mu?
Rog. 50 million. 50 million and Lyman. 50 million? Listen, smartass.
Lanet olası pislik!
You goddam smartass!
O ukala nerede?
Where's the smartass?
Çok bilmiş geri zekâlılar!
Hey there smartass! You're a fuckin'loon by the way.
Hadi, ukala.
Come on, smartass.
- Sana 100 rupi verdim, ukala!
Get lost! - l'll pay you Rs 100, smartass!
İyi şanslar ukala herif!
Lots of luck, smartass.
Birgün hiç beklemediğin bir anda sana gününü göstereceğim.
Boy, I hope you get laid sometime soon. You know, someday, smartass, I'm going to nail you... when you least expect it.
Ağabeyin bunu daha önce duyduğunu böyle söylüyor işte.
That's Frasier's smartass way of telling me he's heard this.
Ukâlâ eski erkek arkadaş.
Smartass ex-boyfriend.
- Sarı, ya konuş ya da siktir!
You smartass! Either talk or get the fuck off!
- Evet, daha iyi bir fikrin var mı ukala?
- Yeah, do you have a better idea, smartass?
Yerinde olsam şu anda münasebetsizlik yapmazdım.
I would not be a smartass right now if I was you.
Lanet olası bilmiş!
Fuckin'smartass!
Uh,..... General,..... yanlış anlamayın,..... bu defa, ukala gibi görünmek istemem, ama..... kafayı mı yediniz?
Uh,..... General,..... without meaning,..... this time, to sound like a smartass,..... are you cracked?
Kapa çeneni akıllım.
Shut up, you smartass.
Lütfen, çok bilmişlik taslıyorsun.
Please, you're being a smartass, you're being a smartass... Let's just...
- akıllı bıdık!
- Smartass!
- Bu ukalayı işten attırmalıyız.
We should talk to the manager here and get that smartass fired.
Sakın ukalalık taslamaya kalkma, ufaklık.
Don't be a smartass, kiddo.
Hadi, sallanma, fazla vaktimiz yok.
You're a smartass. Come on, we don't have much time.
Buna nasıl karşı koyabilirsin ki? Özellikle de benim gibi bir ukalaysan.
Especially if you're a smartass like me.
Reese o kızdan dayak yediğinden beri okuldaki kimseye sataşmıyor. Bu yüzden ben de benim dayanılmaz ve aptal biri olduğumu düşünenlere karşı korumasız kalıyorum!
From the girl that Reese has stopped being the bully school So now, no one is protecting me from people who thinks I'm a smartass without grace, that is, for all.
- Ukalalık yapma Stanly.
Don't be a smartass, stanley.
- Ukalalıkla ilgili sana ne söylemiştim?
Stanley, what did i say about being a smartass? Don't be a smartass.
Peki, Eric, senin söyleyeceğin çok bilmiş şeyler yok mu?
Well, damnit, Eric, don't you have some smartass thing to say? !
Ne tür çok bilmiş söylememi istersiniz Bay Garrison?
What kind of smartass thing would I say, Mr. Garrison?
Kafa bulup sonra ayrılabileceğim yakışıklı ukala bir adamdı.
A good-looking smartass, that I could just chew up and spit back out, you know?
Ukala yorumlar dahil.
No smartass comments, nothing.
Ukala veznedarlara karşı benim şirketimin politikası nedir öğrenmek ister misin?
- You wanna know what my company policy is toward smartass tellers... Judy?
Onlar sadece bir avuç ukala, en iyi olma çabası içindekiler.
They are just a bunch of smartass wasp cracking, posing wanna-bes.
Sadece yardım et, beni engelleme.
Don't be such a smartass, huh? Just back me up.
Senin ukalalığından bıktım.
I am sick of your smartass attitude.
- Öyle, çok bilmiş.
- They do, smartass.
Ukala.
Smartass.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]