Smarter translate English
3,367 parallel translation
Ayık olduğuna göre kafanın daha iyi çalışacağını da düşünüyorum.
And I just wanted to believe that now that you were sober, you were smarter, too.
Duygusuzum, mantıklıyım, herkesten akıllıyım.
I'm emotionless, logical, smarter than everybody else.
Bebeklerin gelişmesi, güçlenmesi ve daha akıllı olması için çok uyaması gerekir.
Babies need to sleep a lot so they grow bigger and stronger and smarter.
Sen ondan daha zekisin.
- Like, you're smarter than him. - Shh, shh, shh.
Ama bilmen gerekirse Cassidy'nin daha zeki olduğunu hissediyorum.
But if you must know, I feel she's smarter than me.
Ciddi ciddi düşün dedim sadece.
But I still think Quinn's the smarter- - All I said was "strongly consider."
O kız herkesin tahmin ettiğinden çok daha kurnaz birisiydi.
Oh, that girl was smarter than anybody gave her credit for.
Veya belki de kendilerinin daha zeki olduğunu veya bir kokteylde gösteriş yaptıklarını sanırlar ve gri olduğunu söylerler.
Or maybe they think they're smarter or they're at a cocktail party acting all pretentious and then they say it's gray.
Pelant, bizden daha zeki olduğunu düşünüyor.
He thinks he's smarter than us.
Ortalama bir ayıdan daha zekisin yani.
Oh, smarter than the average bear.
27 yaşında, 15 yaşındaki halimden birazcık bile daha akıllı değilim.
I'm twenty-seven, but I don't feel any smarter than I did twelve years ago.
Pasha, ondan daha akıllı.
Pasha, be smarter than him.
Son 6 ayda akıllanmışsın.
You got smarter these 6 months.
Sizi zeki ve daha zeki ilan ediyorum.
I now pronounce you smart and smarter.
Aylardır beni fark etmeni bekliyorum benim ondan daha iyi, daha seksi, daha zeki olduğumu fark etmeni.
I've been waiting months for you to notice me. Notice that I'm better, sexier, smarter than her.
Onu öldürürsen senden daha zeki olduğu gerçeğiyle yaşaman gerekiyor.
Kill her and she won't have to live with the fact that you're smarter.
Alex çok daha zeki oldu.
Alex has gotten way smarter.
Belki de benden bile zeki olmuştur.
It's possible she's even smarter than me.
Onu aptallaştırmama yardım etmezsen, ben de kendimi akıllılaştırırım.
If you won't help me make her dumber, then I'm gonna help me make me smarter.
- Senden zeki olduğumu söyle!
- Say I'm smarter!
simdi her seyi dogru yapmak için ikinci bir sansim var. Yeni nesil avcilari yaratmak için. Daha güçlü, hizli, akilli.
But now I have a second chance to make it all right, to create the next generation of hunters - - stronger, faster, smarter.
Jeremy'yi öldürmek üzere etki altına alındım o yüzden muhtemelen burada oturup seninle boş boş muhabbet etmek Hulk gibi buradan kaçmaya çalışmaktan daha akıllıcadır.
Well, I am compelled to kill Jeremy, so I figured it's probably smarter to sit in there and chitchat with you than try to bust out of here like the Hulk.
Ben tanıştığım herkesten daha zekiyim, Watson.
I'm smarter than everyone I meet, Watson.
Çünkü hergün biraz daha akıllanıyorsun.
Because you get smarter every day.
Senden bile akıllı değilim.
Now I'm not even smarter than you.
Sheldon, Kripke senden akıllı değil.
Sheldon, Kripke's not smarter than you.
Ama ben bundan biraz daha zekiyim.
But I'm a little bit smarter than that.
Senden daha zeki, telefonu kapatmakta olan biri.
Someone smarter than you, who's about to hang up.
Şimdi daha akıllıyız, daha iyiyiz.
We're smarter now, we're better at it.
Beynine nanabotlar enjekte ederek kendini eskisinden daha zeki kılmaya çalıştığı söyleniyor.
There are rumors he injected his brain with nanobots to make himself smarter.. Than he already was. My research says that he's involved in a wide range of shady dealings.
Bradshaw ortalama bir sokak gangsterinden daha akıllıydı.
Bradshaw was smarter than your average street thug.
Dedektif Bell, Curtis Bradshaw'ın diğer haydutlardan daha akıllı olduğunu söylerken onu hafife bile almış.
When Detective Bell said that Curtis Bradshaw was smarter than the average thug, he was putting it mildly.
Bundan daha zekisin sen.
- I might have mixed up the details. - You're smarter than that.
- Yani sizi gözümüzde mi büyütüyoruz?
- You mean we make you smarter than you are?
Rol yeteneğimi mi kaybediyorum yoksa o mu akıllanıyor?
Am I losing my acting chops or is he getting smarter?
- Ne yazık ki, bence akıllanıyor.
Sadly, I think he's getting smarter.
Biraz daha zeki olsaydım ve kendime daha iyi baksaydım- -
And if I'd been a little smarter and took better care of me, I...
Ama hadi. Daha zeki olabilirsin.
You can be smarter.
Sook benden çok daha zekisin. - Hayır tatlım.
Sook, you are... a lot smarter than I am.
Ve tahmin ediyorum ki daha zekisindir.
And I'm guessing smarter.
Benden çok daha zekisin.
Well, you are much smarter than me.
Güzel denemeydi, Winger ama biz senden daha zekiyiz, ve bir kez daha zaferin o ta-ta-tatlı sarhoşluğunu yaşayanlar biz olacağız.
An excellent attempt, Vinger, but we are smarter than you, and once again, it shall be us who are savoring the smooth and somewhat ha-ha-hoppy taste of victory.
Vezir kralından daha zeki, daha çevik ve daha güçlüdür.
The queen. Now, she is smarter faster, and stronger than her king.
Bu sefer akıllı çocuk tüm işi yaparken daha akıllı çocuklar oturup izliyor.
This time you're the smart kid doing all the work while the even smarter kids sit back and watch.
Akıllı çocuklardan mıyım ben de?
So, you think I'm one of the smarter kids?
Sheldon, hep benden çok daha zeki olduğunu söyler durursun.
Sheldon, you're always saying how much smarter you are than me.
Muhtemelen ilk kez tanıştığı biri ondan daha zeki çıktı.
It's probably the first time he's met someone that's smarter than him.
Ondan daha zeki olmama ihtimalim var.
It's possible that... I'm not smarter than he is.
- Çünkü sen daha akıllısın.
Because you're the smarter one.
Doğru, mantıklı konuşman, beni daha da akıllı yapıyor.
Right, so... logically speaking, that makes me the smarter one.
Daha akıllı olmamız gerek.
We have to be smarter...