Smoke translate English
16,718 parallel translation
- Biraz ot çek.
- Smoke a little weed.
- Biraz ot çek, evet.
- Smoke a little joint, yeah.
Evet peki, sana sigara içmemeni söylemiştim.
Yeah, well, i told you not to smoke.
ağaçlar kesildi, nehirler karardı... ve gökler duman ve küle boğuldu.
Trees fell, rivers blackened... and the sky choked on smoke and ash.
- Eminim sen onu ezersin.
- I bet you could smoke him.
Bundan ne çekiyorsun?
What do you smoke out of this?
101 rupini bağış kutusuna ateşledin.
Doesn't your 101-rupee donation go up in smoke?
Sigara içmek senin zararına.
Bad of you to smoke.
- Sigara içer misin?
Do you smoke? - Do you?
- Yani sigara istiyor musun...
So do you want to have a smoke then or...?
Gel, tüttürelim bir tane.
- Come on, we'll have a smoke. Come on, follow me.
Ben sigara içmiyorum.
I don't smoke.
Yakında şehirde okula başlar, değil mi?
Oh, he'd be off to school in the big smoke soon enough, wouldn't he?
Sadece bu şarkıyı çalmayı bırak Ve yüzüme duman üfleme durdurmak Ve şu lanet çorapları benden al!
Just stop playing this song and stop blowing smoke in my face and just take these fucking socks off of me!
Savaşın herkesin daha çok sigara içmesine yol açtığını söylüyor.
He says the war makes everyone smoke too much.
Hazel, pis pipo dumanı.
Hazel, filthy pipe smoke.
Kimseyi mıhlayamam bile!
I can't even smoke nobody!
Nasıl içip, tütüp, sikişileceğine.
How to drink and smoke and fuck.
Geri kalanı ise bir takım aldatmacalar.
The rest is just smoke and mirrors.
Hey, sende sigara içtin mi?
Hey, you got a smoke on you?
O ve oğlanları, meth içmekten hoşlanıyorlar, Sarsın birbirlerini.
Him and his boys, they like to smoke meth, jerk each other off.
Sen sigara içmezsin.
You don't smoke.
- Ben dükkanımı buldum.
- I found my smoke shop.
- Sigaramı bitireceğim.
Finishing my smoke.
Bana yağ çekiyor sadece.
Just blowing smoke up my ass.
Çek biraz.
Smoke some weed.
Sigara içmeye gidiyorum.
I'm going for a smoke.
İçmek ister misin?
You wanna smoke?
Bu büyük ot paketini alıp kendi başıma içeceğim anlaşılan.
I guess I'll just take this big bag of weed and smoke it all by myself.
Dinlenme saatlerinde duman Harika bir arkadaş Yalnız askere.
Smoke in times of rest is a great companion to the solitary soldier.
Ayrıca keman çalıp, pipo içerim.
I also play the violin and smoke a pipe.
♪ Vahşi, doz verici, doping, duman bu ♪
♪ Ferocious, doser, dopeness, smoke this ♪
Oh, Hayır, sigara içmem.
Oh, no, I don't smoke.
- Fransa'da çok içen var.
A lot of people smoke in France.
- Hâlâ içiyor musunuz?
You guys still smoke?
Hepsini içebilirim böylece
So that I can smoke it all
Ot içmeyi sever misin, Wells?
Like to smoke weed, Wells?
Arabada sigara içemezsin.
You can't smoke in the car.
Müsaadenizle bir sigara içebilir miyim efendim?
May I please smoke a cigarette, sir?
Sigaranın dumanı...
Your smoke.
Hayır, cidden, duman.
No, seriously, the smoke.
Birileri dumanı ağzının ta içine kadar...
Havin'somebody blow smoke in your mouth is like...
- Al bunu iç.
- Smoke this bitch, reg.
Sigara içebilir miyim?
Mind if I smoke?
İçkisi yok, uyuşturucu kullanmıyor etrafta uyuyup kalmıyor ve son zamanlara dek sigara da içmiyordu.
Well, he doesn't drink, he doesn't do drugs, he doesn't sleep around, and, until recently, he didn't smoke, either.
Artık içmiyorum.
I don't smoke anymore.
- Sigara içmek.
- Smoking. - I don't smoke.
Eğer minik sigara duman olur ıf.
If you happen to smoke tiny cigarettes.
Bir sigara verir misin?
Can I have a smoke?
Sivri nesnelerden nefret eder. Bu nedenle onun yanında sigara içmeyin veya Ona bir bıçak ya da böyle bir şey vermeyin
She abhors all pointed objects, so don't smoke in her presence or hand her a knife or anything like that.
Biraz ot içeceğiz.
We're gonna smoke some weed.