English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ S ] / Snack

Snack translate English

2,320 parallel translation
İşte benim atıştırmalığım.
That's my snack.
Haydi kızlar bir şeyler atıştıralım.
Come on, girls. Snack time.
Aperatif istemiyorum, çayımızı az önce içtik.
I don't want a snack, we just had our tea.
Hatıralık eşyalar için dükkanımıza uğramayı ve hediyelik zombi bardaklarından almayı unutmayın.
Don't forget to stop in at the haunted snack shop for souvenirs and your complimentary undead sipper cup.
Kim abur cubur ister?
So, who needs a snack?
Kâlplerimizi açar, sohbet ederdik... Şu "atıştırmalıklardan" yerdik... Askerlik anılarımızı anlatırdık...
Open up their chest and talk about, all those "snack food" which belong to men forever, those army stories...
Siz ikiniz Clara hakkında konuşurken abur cubur alıp geliyorum.
- Uh-oh. - I'll just go get a snack while you two talk about Clara.
O eli bir daha görürsem, akşam yemeğim olur ona göre.
And if I see that hand again, I'll consider it a snack.
Büfede hayatımın aşkını buldum, dostum.
Found love at the snack bar, my friend.
Ve onların yıllar sonra ilk yemeği sen olacaksın.
And you'll have the honor of being their first midnight snack.
Atıştıracak bir şeyler arıyordur.
he must've just been looking for a snack.
Atıştırmalıklar geldi.
Oh! Midnight snack.
Atıştıralım.
Join us for a snack.
Bu kurt biraz atıştırmış.
Wolfie had a bedtime snack.
Atıştırmalık bir şey isteyen var mı?
Hey, anybody want a snack?
Aman tanrım ;
I knew your boss Broxton was skimming our snack stash. Oh my god ;
Burada dinleme cihazı olmayabilir ama her yerde kamera var buraya tadını çıkarmak için geldiğimiz güzel yemeğini ye ve sonra da lütfen bana Truxton Spangler'ın, sabahın 06.00'sında evime gelmesini gerektirecek ne yaptığını söyle.
There may not be audio up here, but there are cameras everywhere, so eat the delicious snack we came up here to enjoy, and then please tell me what you've done to Truxton Spangler to make him show up at my home at 6 : 00 a.M.
Hayır Pete, bu abur cubur.
No, Pete. This is a snack.
Beni buraya yüksek oktanlı seks yapmak için çağırdığını sandım. Düşük kalorili aperatifler ve sızlanıp, özür dilemen için değil!
I thought you invited me up here for some high-octane sex, not a low-cholesterol snack and some crybaby apology!
Yiyecek makinesi bulmaya gittim. Ama tüm bulabildiğim kilisedeki bu kraker oldu.
Went looking for a snack machine, and all I found were these crackers up in the church.
Atıştırma zamanı.
Snack time.
Uçakta yanında oturanın yiyecekleriyle takas edersin.
Maybe you can trade them with the boy next to you on the plane for his snack.
Bir şeyler atıştırırsın.
Maybe make yourself a snack.
Yani atıştırmalığı yiyemeyecek miyim?
So I can't have my snack?
- Sadece ufak bir lokma.
- Just a snack.
Tabii, kötü bir atıştırmalık olurdum.
yeah, I'd make a bad snack.
Evet ne demişlerdi baskı altında kalıp birşeyler atıştıracaktım.
Well, the idea was, you know, that I'd nip out, get a little snack'cause Ricky and Steve said, " Yeah, try everything out.
Gece yarısı atıştırması?
Late night snack attack?
Bu kadar gösteri yaptı ve kuruyemiş attı?
All that drama, he drops off a snack?
Çocuğu al ve birşeyler yedir.
Get him a snack.
Çok garip gerçekten.
This is just so weird. I've seen you get a midnight snack in nothing but your t-shirt. I mean, I've...
Ona aperatif birşeyler ver.
Make him a snack.
Atıştırma barında tavuk çorbası vardı ben de sana getireyim dedim.
There was chicken soup at the snack bar, So I had to bring you some.
Gece karnın acıkırsa banyoda örümcek çiçeği * var.
Oh, and if you fancy a midnight snack, there's a spider plant in the bathroom.
Bir şeyler atıştırmalıyım.
I need a snack.
Çerez barda çikolatalı bir pasta vardı!
There's that chocolate cake at the snack bar!
Çerez bardaki pastanın anahtarı burada.
Here's the key to the cake in a snack bar.
Çerez bardaki pastayı diyorsun!
The cake from the snack bar!
Hipoglisemi hastasıyım.
My husband went to get me a snack, when... I'm hypoglycemic.
Bir şeyler atıştırmak ister misin?
Feel like getting a snack?
Neden çerez barı seçtin ki?
Why did you pick the snack bar?
Sanırım bunun anlamı çerez barı konusunda haklı olduğum.
I guess this means I was right about the snack bar.
Bunu çerez barın ezik bir yer olduğunu söyleyen birinden duymak ister miyim bilemiyorum.
I don't know if I want to listen to the guy who was wrong about the snack bar being cool.
Evet, Mordecai. Sanırım çerez barı konusunda başından beri haklıydın.
Well Mordecai, I guess you were right about the snack bar being lame.
Bu da Noel temalı bir atıştırmalık.
It's a Christmas-themed movie snack.
Noel temalı bir atıştırmalık!
You look ridiculous! It's a Christmas-themed movie snack!
Yarın gece için Noel temalı bir atıştırmalık alayım.
I should get a Christmas-themed movie snack for tomorrow night.
Noel temalı atıştırmalık aldın demek, ne güzel.
Oh, Christmas-themed movie snack. Nice.
Aperatif.
For a snack.
Oha, atıştırmalık! Yiyebiliyor muyum?
Oh, snack food.
Atıştırmalık bir şeyler yaptım.
♪ Men. ♪ I made us a snacky snack.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]