English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ S ] / Sniff

Sniff translate English

1,043 parallel translation
Ben çıkıp biraz hava alacağım.
I think I'll go out for a sniff of air.
Geldiğimizden beri bir tavşan kokusu bile duymadım.
There's not been a sniff of another rabbit since we got here.
Uyuyamıyorum, ama uhu kokluyorum.
I sleep lousy, but I sniff the glue.
Dudaklarıma götürüyorum kokluyorum Haziran ayını hatırlatıyor, ama artık Haziran değil.
I take it to my lips... and sniff... and I'm reminded of June, yet it is no longer June.
Sizden çözmenizi istediğimiz ikisinden biri kokain kullanıyor mu ya da küçük kızlar veya oğlanlarla oynaşıyorlar mı.
You just work out whether either one of them is likely to sniff coke or play with little girls... or boys.
Bunun üzerine üçüncü şahıslarla gidersen, haberimiz bile olmadan alçakça doğranırız.
You got to go down to a third division messenger to even come up with a sniff of villainy with that lot. How about Tottenham?
Vuruş yapmayacağım, sadece burnumdan çekeceğim
I don't shoot up, I just sniff
Vursam da çeksem de fark etmez
Whether I shoot or sniff, it makes no difference
Acıyı yoketsin diye minik bir fırt
Just a little sniff against the pain
Köpekler neden birbirinin kıçını koklar bilir misin?
Do you know why dogs sniff each other's butts?
[Sniff]
[Sniff]
Nasıl biri olduğunu anlamaya çalışıyor.
He's just trying to sniff you out.
Perdede beliren numarayı... Kokurama kartınızın üzerindeki numaralardan... seçip kazıyın ve koklayın.
When a number appears on the screen... that is your signal to scratch and to sniff... the same number on your Odorama card.
Şimdi bir numarayı koklayın.
Now, sniff it, number one.
Bir şeyler bulabilecek misin bakalım.
See if you can sniff out anything.
İyi bir çekiş, beyni açar.
A good sniff, to clear the brain.
Jimmy, köpeklerin birbirini neden kokladığını hiç merak ettin mi?
Jimmy, did you ever wonder why dogs sniff each other?
Sessizce geçebilirseniz göz kapağını kaldırıp sizi koklar.
If you can walk by carefully, it may lift an eyelid and sniff at you.
Her şeyi koklayacaksın değil mi, he?
Gotta sniff everything in sight, huh?
Kokla.
Sniff it.
- Burnunu biraz daha sesli çekerdi.
- The sniff has to be louder.
- Normal yapıyordu işte.
- The sniff is fine.
Deceptenekeler yok ama garip bir şeyler var.
If Decepticons are burrowing'behind that rock, my sonadar sensors will sniff'em out.
Belki tren soğuk değildir fakat, Watson ve benim gibi iki adam soğuk kapabilir.
Perhaps the train is not so cold but the two old hounds like Watson and myself make get a sniff on it.
Senin yüzünden kafayı da bulamadım!
You make me miss my mother fuckin'sniff, man.
Ian, yağlı ve çıplak bir kadın resmi koymuşsun... boynunda köpek tasması var ve tasmada da bir kayış, ve bir adamın kolu buraya kadar uzanıyor... kayıştan tutmuş ve elindeki eldiveni kadının burnuna tutmuş koklaması için.
Ian, you put a greased, naked woman on all fours with a dog collar around her neck and a leash, and a man's arm extended out up to here holding onto the leash and pushing a black glove in her face to sniff it.
Sadece kokla...
Just sniff it...
Decepticonların yerini tespit edebilmek için, bölgeyi keşfe çık.
Just turn me loose, Prime. I'll sniff them out.
Yukarı çık, onu da yanına al, yazdığın kağıtlarından birini alıp ona koklat ve onu sal.
GO UPSTAIRS, TAKE HER WITH YOU GET A PIECE OF YOUR TYPING PAPER LET HER SNIFF IT, AND TURN HER LOOSE.
İçine çekersin.
You sniff it.
Nehir kıyısında kadının bacak arasını kokla.
Sniff the pines... sniff that cross-mounted pussy down by the river!
Ama o da iyidir.
Here, sniff.
Kazıyınca koku veren madde lazım bunlara.
I need Scratch'n'Sniff on these things.
John'un ölümü herkezi sarstı. Özür diliyorum, seni daha önce öldürmediğim için, seni lanet olası hain.
I'm sorry I didn't sniff you out sooner, traitor!
Bir koku mu aldın?
Sniff something?
Bırak köpek beni koklasın, lezzetli şeyler veririm, sonra gideriz.
Just let the dog sniff me, I'll give him some yummies, and we're outta here.
Kokla.
Sniff! Sniff.
Berbat bir şekilde burnunu çeken kişi de kim?
Who is this person with the appalling sniff?
Eğer bana inanmıyorsan, biraz kan koklamak için gelene kadar bekle.
if you don't believe me, just wait till he comes to... sniff a little blood.
Göreceğiz bakalım, benim küçük çirkin hizmetçim, acaba bunun kokusunu alabilecek mi?
We'll see if that ugly little maid of mine can sniff this one out.
Ama sende kalmayacak, sadece göz at.
It's not to keep. It's just to sniff.
Lanet olası mutantlar herzaman bizi atlattı.
Fucking mutants could always sniff us out.
"Sokul oraya, kokla şu şeyi, hadi."
Get in there and sniff that thing out, go on.
"Arkadaki diğer şeyi de kokla."
Sniff that other thing in the back there.
Üstelik, benim kafası karışık kocam muhasebe defterini gizlice inceleyebilir. Ve üzerinde oynanmış sayıları farkedebilir.
Besides, my knothead husband may peek in the ledger and sniff out the creative arithmetic.
Yoo, sadece bir atış.
No, a sniff is better.
Cardinal, bunu suyla almıyorsunuz, bunu burnunuza çekiyorsunuz!
Cardinal, you don't need water to take it, you have to sniff it!
- Hayır, Böyle çekemezsiniz.
- No, you cannot directly sniff it.
Koklayabilir miyim?
Can I sniff?
Ve nasılmış gör.
A little sniff of this...
Kokumu beş mil öteden alabilir.
She could sniff me out five miles away.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]