Solly translate English
184 parallel translation
Evet, Solly, sayfayı bir kez daha yapmamız gerekecek.
That's right, Solly, that means we'll have to remake again. Yes.
Solly, onunla işin bitince bana geri getir.
When you're through with that, I'd like to have it back.
Solly, onları engellemiyoruz.
Calm down, solly. We're not hurting their feelings.
Zincirlemişler!
Excuse me, solly.
Köpekleri salıvermeyin.
Hear that, solly?
Polis arabasının arkasında, eski giyecekler var.
All right, solly, get busy. You'll find the old clothes in the back of the squad car.
Hadi, Solly, gidelim.
All right, solly. Get going.
- İzler çok taze. Ne olacak?
Well, solly says the trail'll get no fresher.
Solly, işe koyul!
Solly, get going.
Solly, dobermanları getir.
Solly, bring up the dobermans. Here we are.
- Bekle, Solly.
Wait a minute, solly.
Durun.
Just a minute, solly.
Solly?
Solly?
Taze limonata yaptım, Solly.
I just made some fresh lemonade, Solly.
Eee, Solly... Ne düşünüyorsun?
So, Solly... what do you think, huh?
Solly eniştem ne kadar güzel olduğunu biliyor anne.
Uncle Solly knows how beautiful, mother.
Özül dilerim.
So solly.
Soygun için özür dileriz.
Velly solly for hold-up...
Solly'yi severdim.
I used to like Solly.
Gidip Solly'i gör.
You go out there, see Solly.
Peşlerinden gidin! Haydi!
Solly, go after them!
Solly onların ellerine düşmemeli.
Solly must not fall into their hands.
- Lanet olası Sollie nerede?
Where the hell Is solly? Sol siler is here!
Selam, Gigi.
- hey, solly!
Şerif'in ofisindeki arkadaşların nasıl?
Solly, how's your pals In the sheriff s department?
Don Drysdale'nin bilardoda seni yendiği doğru mu?
Solly, is it true don drysdale Gave you a sock in the snooker? Old news, fred.
Seni Chasen's da Suzanne Pleshette'le görmüşler.
So, solly, saw you at chasen's With suzanne pleshette. Quit with that.
Selam Solly.
Hi, Solly.
"Kısıra bakmang, yaanış nömra."
"Velly solly. Long rumba."
Sally!
Solly!
Sally, yaşlı düzenbaz!
Solly, you old bandit!
Sally Sorowitsch, tüm Berlin'deki en nazik sahtekar!
Solly Sorowitsch, The biggest Bandit of all Berlin!
Sally, çok garip bir isim. Anlamı nedir?
Solly, it's just an unusual name, where're you from?
Özür dilerim, Sally.
Exuse me, Solly.
Olur, Sally. Olur!
Okay, Solly, that's fine!
Sally... Şu sterlini beceremezsek eğer... Organize olmalıyız.
Solly... if it don't work out with the pound... we should get organized.
Sally, hm?
Solly, hm?
Sally, yeter!
Solly, stop it!
Ne oluyor burada, Sally?
What's going on here, Solly?
Acaba babama arkadaşı Solly'i de getirmesini söylemeli miyim? O da bir survivor...
Should I have my father bring his friend Solly, who's also a survivor...
- Siz şu "Survivor" mısınız? - Solly, merhaba.
- You're the "Survivor" guy?
Merhaba.
- Hello, Solly. Hello.
Solly, Cheryl ve ben Cumartesi evlilik yeminimizi yenileyeceğiz.
Hey, Solly, Cheryl and I are renewing our vows on Saturday.
Burada olmana sevindim, Solly.
Glad you're here, Solly.
Hayır, Solly.
No, Solly.
Solly!
Solly!
Köpeklerin ağızlıklarını çıkar, Solly.
Take off the muzzles, solly.
Hadi, Solly.
Go ahead, solly.
Boş ver, Solly.
Hold everything, solly.
Anlaşıldı.
SOLLY :
Solly çaba gösteriyor...
Solly's making an effort.