English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ S ] / Spin

Spin translate English

4,378 parallel translation
Eğer istersen bir tur atmak için alabilirsin.
If you want, you can take it for a spin, just try not to, you know...
Neden geri çevireyim?
Why spin it?
Ve dikkatini atladığın küçük bir gerçeğe çekebilirsem eğer, Rick, 48 saat önce hapise ve Tanrı bilir başka nelere girmek üzereydin.
And if I may draw your attention to one small fact you appear to have overlooked, Rick, is this... 48 hours ago, you were on your way to prison. And Christ knows what else, so why don't you spin that?
Biraz Uçan Kız dönüşüne benziyor.
It sort of like a Fly Girl power spin.
Dönüş yapmaya çalışırken yırttı.
He tried to do, like a power spin, and it ripped.
Nasıl döndürülüyor?
How does it spin?
- Farklı bir bakış açısı olabilir.
- That's it. - He had a different spin on it.
Görünüşe göre yarış Jed Forney ve Guy Young arasında geçecek. Beyzbol sopasının etrafında dönmeye başa baş giriyorlar.
It looks like it's gonna be Jed Forney and Guy Young in a dead heat around the baseball bat spin.
Hay ben böyle şansın.
bad spin.
Bununla başa çıkabiliriz. Fakat bir kilisenin camlarının büyülü bir şekilde patlamasını basit bir hikayeyle kurula sunup onları inandırmanın ne kadar zor olduğunu biliyor musunuz?
We can spin it, no problem, but do you know how rd it is to sell a gas-leak story to the city council when a bunch of church windows magically explode?
Denemek istemez misiniz?
You guys don't want to give her a spin?
Evet arada gezmem senin için sorun olmadığı sürece.
Yeah, yeah, as long as you don't mind me taking it for a spin once in a while.
Belki de Alpler'de buldukları kar adamı gibi.
Probably like the ice man they found in the Alps. There's a spin.
Pekala, 10 dakika ara verin, ve sonra bir deneriz.
All right, take ten, and then we'll give it a spin.
İşler sarpa sarar.
Things will spin out of control.
Hey, Spin...
Spin...
Bizler sabırsızlıkla Bayan Locke'un açıklamalarını beklerken Beyaz Saray'ın dedikodu çarkları, olanlar karşısında sessizliğini koruyor.
It's unclear what exactly miss Locke will be talking about, other than the White House spin machine that she says put her in this position.
3'lü dönüşte ayağını uzatışı biraz sığ kalıyor.
The extension of her free foot on the three spin tends to be a bit shallow.
Çift eksende kullandığın kenara dikkat et ve Biellmann dönüşü sırasında dizlerini kilitleme.
Watch your leading edge on the double axel and be sure to not lock your knees on the Biellmann spin.
Onlar beni desteklemeyeceğini söylemişti
They say you're not supposed to spin angry.
- Döndüreyim mi?
- Spin?
Sen sadece şu çekicinle uçma şeyini yap.
Just make with your hammer-spin-fly-away thing.
Basının ne öğrendiği ve nasıl kullandığı üzerinde hiçbir kontrolüm yok.
I have no control of what the press gets ahold of or how they spin it.
20 dakika sonra spinning dersim var.
I've got spin class in 20 minutes.
- Şimdi dön.
- All right. Now spin around.
Satılmadan önce bir tur atmamım sakıncası var mı?
You mind if I take it for a spin before it's sold?
Bunu kadın seçmenlerin desteğini almak için gayet uygun bir biçimde kullanabiliriz.
We can spin this any number of ways to galvanize your base and solidify female support.
Önce dışarı, sonra tekrar içeri!
And then spin me around. And then we go out, and then back again!
Bir daha, ve şimdi döndür, döndür, döndür, döndür!
Komiko, eyes on me. One time, and now spin, spin, spin, spin!
- Basının ne öğrendiği ve nasıl kullandığı üzerinde hiçbir kontrolüm yok.
I have no control of what the press gets ahold of or how they spin it.
Ama söz konusu çocukların olunca onlar hakkında gerçeği çarpıtmayacağını biliyorum.
But your babies I know that you'd never spin the truth about that.
Bu tarz şeyler bizim gibi okullar için yıkıcı olabilir. İngiliz kilisesine yan etkisinden bahsetmiyorum bile.
This sort of thing can be catastrophic to a school like ours, not to mention the spin-off effect to the Anglican Church.
Evlat, bunu yapabildiğimiz ölçüde uydurma olarak belirtik.
Boy, we had to spin that one for years every which way we could.
- İstediğin gibi kıvır sen.
- Spin it however you want.
Evet, tek yol buydu.
Yeah, that's one way to spin it.
Nasıl çevirmen gerektiğini biliyor musun?
Do you know how to spin?
Bir gün krallar ve kraliçeler için yün eğirebilir.
He could spin for... for kings and queens one day.
Sonra yün eğiririz.
Later we'll spin, hmm?
- Etrafında çok dönersen, evet.
- When you spin around a lot.
- Adımla ve dön, adımla ve dön, adımla.
Dong! - Step and spin and step and spin.
İçinde eski... eşyalar, bıçak ve kazmalar olan bir oda.
There's a room with... Old tools of the trade... Um, spin saws and picks.
Parayı yatırıp, şans çarkını çeviriyorsun, Şans, zamanlama, risk..
Pay up and spin the wheel. Luck, timing, risk- -
Bu spin sadece kötü planlama için.
That's just spin for bad planning.
Bir tur binmek ister misin?
Want to take it for a spin? Named her Madeleine.
Yerliler ona Spin Pairay diyor. "Beyaz Hayalet".
The locals call him Spin Pairay, the "White Ghost."
Nişancı olarak getirildim buraya. Spin Pairay ;
I was brought in as a shooter for the Spin Pairay-
Ben etrafındayeken bana karşı hiç bu kadar kibar değildin
You were never that nice to me when I would spin out.
Kalıp da zombi çevirmece oynamak istemez misiniz?
Don't you want to just stay and play Spin the Zombie?
İçine girip, kaportanın altına bakıp, belki bir de gezintiye çıkabilelim diye.
- So we could go inside. Take a peek under the hood, maybe take it for a spin.
Döndür beni.
Spin me.
- Döndür beni.
Spin me.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]