Spring translate English
8,767 parallel translation
Kanınızın kaynağı, pınarı, başı yok oldu.
The spring, the head, the fountain of your blood is stopped.
Ilık bir bahar günü bir annenin gülümsemesine mi benziyor?
With an undertone of a mother's smile on a warm spring day?
Unutmayın, artık genç değilsiniz.
Remember, you're no spring chicken anymore.
Çok zor geliyor Gençliğin içinde olmak Ve o baharın verdiği hisler
Come about hard... and join the young... and often spring you gave.
Bay Martorano 1982 baharında Miami'de miydiniz?
Mr. Martorano, were you in Miami in the spring of 1982?
John Connolly de 1982 baharında Miami'de miydi?
Was John Connolly in Miami in the spring of 1982, as well?
Kendi kaplıcamızı bulduk görünene göre.
Looks like we found our own private hot spring.
Biz her zaman ona güvenebileceğimifırında satış, Bahar Sing, Kış Pageant için kostümler.
We could always count on him for bake sales, Spring Sing, costumes for Winter Pageant.
Geçen bahar taşınmış ve söylediğine göre hayatında hiç bu kadar mutlu olmamış.
She moved in last spring, she says, she's never been happier in her whole life.
Baharda... aşıklar
Sweet lovers love The spring
Üç tane gömülü ve sivri makara, sürgüye isabet ediyor. Sürgü de zaten yayın önünde gevşekçe ayarlanmıştı.
The block with the three inserted and sharpened nails ( N ) hits the bolt ( U ), on which it has been loosely set, before the spring (
Yay 40 kilovata ayarlanmış. Hepsi tutuyor.
The spring is set to 40 kilopond Everything matches exactly
BAHAR, 1945
SPRING 1945
- Hanımlar, hazırlanın.
Ladies. Prepare to spring some leaks.
Aklımda bahar
It's spring In my mind
Aklımda bahar
It's spring in my mind
Tüm kampçılara haftasonu için güzel bir tatilimiz var.
We got a beautiful spring break weekend for all you campers.
Geçen bahar tatilinde olduğu gibi hayal kırıklığını yaşamanı istemem, bilirsin işte annene olanlar.
I don't want you to spend your last spring break bummed out about, you know, about your mom.
Burası bahar tatili için.
Here's to spring break.
- Bahar tatilinde çocukların yaptığı şey.
- Doing what kids do on spring break.
Baharda böylesi bir dalgayı kaçırmalarına imkân yok.
Freak spring swell like this, there's no way they'd miss it.
İnsanlar "Rite of Spring"'i duyduğunda, salonun dışında sandelyeleri parçaladı.
When people heard Rite of Spring, they tore the chairs out of the theater.
Rite of Spring son yüzyılın, en devrimsel.. .. ve en provokatif senfonisiydi.
Rite of Spring happens to be the most revolutionary and provocative symphony of the last century.
Buzda kaymayı öğrendiğin, gölü özlüyorum.
Spring lake, where you learned to skate.
Yaşasın bahar tatili.
Spring break, forever.
Yaşamı kiraz çiçekleri gibi sonsuza dek bahar olmuştu.
" Her life became like cherry blossom - eternal spring.
Ya da yeşil soğanlı kavun çorbası.
Melon soup with spring onion.
Flört yerine sonsuza dek bahar olsun.
It's not a flirt, it's eternal spring.
Yaşamı kiraz çiçeklerine dönüşmüştü sonsuza dek bahar.
Her life became like cherry blossom eternal spring.
Sonsuza dek bahar!
Eternal spring!
Bahar sezonu için ne yaptıklarını biliyor musunuz, acaba?
Do you... do you know what they're doing for the spring play, by any chance?
Bahar tatilimiz yaklaşıyor.
We, we got spring break coming up.
Bahar tatilinde benimle mi kalıcaklar?
Will they be joining me in the guest room for spring break?
Aslında bir bahar düğünü planlamıştık.
We had a whole spring wedding planned.
"Tatlı Bahar" adlı şarkısını dinledin mi? Harika değil mi?
Have you ever heard his song, "Sweet Spring?"
Tom hiçde genç biri sayılmazdı.
Tom wasn't exactly no spring chicken by any stretch.
Hevesini sevdim, ne de olsa artık genç değilim.
I love your enthusiasm, and, after all, I'm not a spring chicken.
Copland'dan "Appalachian Spring".
Appalachian Spring by Copland.
Sahip olduğun zekanın baharda açan çiçekler gibi birdenbire oluşmadığını öğrenmelisin.
You need to know your smarts didn't just spring up like some daisy in a bunch of hogweed.
Tony, yavruma çok ihtiyacı olduğu enerjiyi verdi.
He gave my girl a spring in her step, just when she needed it.
Efendim, General Lee bu baharda bir saldırı olacağını inanmıyor.
Sir, General Lee does not believe an attack will come this spring.
O kadar çok yıl sonra, o Conrad oldu... Jimmy, Renan söyleyerek, " Tamam, siz bir kaba bahar vardı.
So many decades later, it was Conrad... saying to Jimmy, Renan, " Okay, you guys had a rough spring.
Her yere bulaşmış. Bahar ayları da çoktan geçti.
It's all over the place, and spring's already come and gone.
Geçen ilkbahar, Amerika'nın en prestijli hazırlık okullarından olan Choate Rosemary Hall'dan bir öğrenci Kennedy Havaalanı'nda, polisler tarafından 300.000 $ değerinde kokainle geri dönerken yakalandı.
Last spring, a student at one of America's most prestigious prep schools, Choate Rosemary Hall was arrested by police at Kennedy Airport as he was returning with $ 300,000 worth of cocaine.
Senleyken yaz ve kış boyunca.
Through summer and spring with you
Üçüncü Cadde'yle Spring'in köşesine gel.
- Meet me on Third and Spring.
Hâlâ egemen şampiyonsak otomatik olarak bu bahar Amerika'yı Dünya Şampiyonası'nda temsil etmeye davet edilmiş oluruz.
And if we're still reigning champs, then we are automatically invited to represent America at the World Championships this spring.
Baharın ilk işareti.
First sign of spring.
Baharda bir kurt yavrusu yakalayıp inceleme yapmayı düşünüyorum.
I am thinking in the spring I would like to capture a cub to study it.
Gelecek bahardaki yeni doğacak yavruları için etlerini burada saklarlar.
They store their meat here for their newborns in the spring.
Bahar güzel olur.
Spring would be nice.