Sprinkles translate English
355 parallel translation
Bir çeşit toz püskürtülünce kanın olduğu yerde mavi bir leke oluşur mu?
If he sprinkles some powder on the place... will the place really turn blue?
önce fuel oil püskürtecek!
he first sprinkles it with fuel oil!
Çikolatalı ve üzeri çikolata parçacıklı.
Chocolate, with lots of little chocolate sprinkles.
Görünüşe göre üzerinde katır toynağı izleri ve çikolata parçacıkları var.
It appears to have mule hoof prints and chocolate sprinkles on it.
Roscoe, bir daha bizimle, şekerli jel dolgulu çöreklerimizin arasına girersen burnunu kırarım!
Roscoe, you come between us and a jelly-filled, sugar-glazed and sprinkles on top one more time... and I'll bust your nose!
- Üzeri seker tanecikli.
Sprinkles on top.
Üzeri şeker tanecikli çörekler.
Sprinkles on top.
Jöle dolgulu, toz şekerli, üzeri şekerli çöreğin geldi!
Here come the jelly-filled, sugar-glazed and sprinkles on top!
Kakao kaplı, muz parçalı... çilekli dondurma için ölürdüm.
I'd die for a strawberry sundae... With chocolate sprinkles, and a banana split.
Çikolata parçalı beş para etmez dondurma bunun yerini tutar mı sanıyorsun?
Do you think some lousy chocolate sprinkles can make up for this?
Yok fog veya krem şanti?
No sprinkles or whipped cream?
Hazır düşünürken, bana da biraz kahve ve üzerine şeker serpilmiş bir donut almayı da düşünsene.
Think me up some coffee and a doughnut with sprinkles on top while you're thinking.
Sprinkles, sprinkles!
Sprimkhes, sprimkhes!
Sprinkles, sprinkles....
Sprimkhes, sprimkhes....
Bana soslu, çikolatalı dondurma ver.
Get me a chocolate cone with sprinkles.
Bay Sprinkles gelmiş sevgili çocuklar.
Mr Sprinkles, boys and girls! Hello!
- Merhaba bay Sprinkles. - Merhaba.
What do you have for me today?
Üstünde susam serpili.
And it " s got sprinkles on it.
Adam sulama kabını alır ve çiçeğin üstüne su döker.
The man takes his watering can and sprinkles it on the flower
Susamlar!
Mmm. Sprinkles!
Günaydın Bir şekerlemeli çörek ve...
- Good morning. One doughnut with sprinkles and...
Bunlar şekerleme değil efendim.
These are not sprinkles.
Bunları apaçık şekerleme rafından alıp çöreğin üstüne yerleştirmişsiniz böylece şekerlemeli çörek olarak gösterebilesiniz.
You've taken items from the candy rack and placed them on top, attempting to pass them off as sprinkles.
Elmalı pasta, jelli ve çikolatalı donat ve bir de çörek istiyorum.
- l want an apple fritter, jelly um, chocolate with sprinkles, and, um, a bear claw too.
Büyük bir fincan kahve mi istiyorsun kahveni alacaksın
You want a double decaf latte with mocha sprinkles... you will get a double decaf latte with mocha sprinkles.
- Evet. Onun adı Sprinkles.
- Yep, his name's Sprinkles.
- Sprinkles mı?
- Sprinkles?
Sprinkles?
Sprinkles?
O nerede, Sprinkles?
Where is he, Sprinkles?
- Hadi, Noel Baba'nın Küçük Yardımcısı!
- Come on, Sprinkles.
- Hadi, Sprinkles! Buraya Sprinkles!
- Come on, Santa's Little Helper.
Kıza bahşişler falan veriyor ve sonunda kızı evine atmayı başarıyor.
Even more when she told him to go fuck himself. He sprinkles a little fairy dust on her, somehow gets her to go back to his place.
Vanilyalı dondurma alabilir miyim? Taneli sıcak sos dök.
Can I have a vanilla sundae with hot fudge and sprinkles.
Evet, ama meyve parçası olmasın!
Yes. But no sprinkles!
Yarının tahmini, az biraz deha yanında da şeytanlık ihtimali!
Forecast for tomorrow, a few sprinkles of genius with a chance of doom!
Biraz şundan koyalım.
Gonna need sprinkles.
Onların üstüne biraz şeker serpebilir misin?
Those Frause ones with the sprinkles on'em?
Neyse ki birkaç damla yağmurun ardından güneş açtı.
With a chance of light sprinkles followed by sunshine.
Her pazartesi bir hizmetçi gelir ve her yere kutsanmış su döker.
One of the maids comes every Monday and sprinkles holy water around.
Başıma peri tozu serper misin?
Can you put fairy sprinkles in my hair?
Bu çok güçlü bir peri tozu.
These are very powerful sprinkles.
Fazladan serpinti.
Extra sprinkles.
Ama bende üstü şekerli olanları seviyorum.
Oh, but I love sprinkles.
çukulata parçalarıyla.
with chocolate sprinkles.
Hani çörekleri çok güzel olan.
The one that, uh, makes all the donuts with the sprinkles.
O toplu olarak kutsadı ve kutsal su serpti, o kadar.
He blesses him in bulk, he sprinkles Holy Water on them, that's it.
Buraya kadar kahve. Buraya kadar yağsız süt. Ve biraz çikolata veya tarçın.
It's coffee up to here, nonfat milk up to here... and chocolate or cinnamon sprinkles.
Özellikle şu üstünde şeker olanlardan.
Especially ones with sprinkles. Give them back.
Son durum ise şöyle : 20 derece ve biraz çiseliyor.
Current conditions : still some sprinkles... and 54.
Hadi, Sprinkles.
- I gave you a nice name, Sprinkles.
Hadi!
Come on, Sprinkles.