Sterile translate English
710 parallel translation
- Rahibe, temiz sargılar ve buz getirin.
- Sister, get me a sterile dressing and an ice pack.
Bu verimsiz topraklarda neyle besleniyorlar?
What do the people of this sterile land eat?
İlk yıl hasat bol oluyor, fakat sonra toprak nitrojen eksikliğinden yoruluyor ve verimsizleşiyor.
The first year sees an abundant harvest, but then the soil is exhausted. There's no nitrogen and it turns sterile.
Yetersiz, verimsiz, aptal sekreterlerle çevrem kuşatılmış.
I'm surrounded by incompetent, stupid, sterile stenographers.
Kısır olmak istemiyorum!
I don't want to be sterile!
Bereketli ormanın ortasında verimsiz ve de beyhude.
Sterile and empty-eyed amid lush nature.
Atom bombası kısır yaptı.
The A-bomb made me sterile.
Kısır olduğunu ne zaman anladın?
When did you know you were sterile?
Koşarken Calpurnia'ya çarpmayı unutma. Atalarımızın dediğine göre kutsal yarışta kısır bir kadına sürtünmek verimsizlik büyüsünü bozar.
Forget not, in your speed, Antonius, to touch Calpurnia, for our elders say, the barren touched in this holy chase shake off their sterile curse.
İnan bana, kısır değilsin.
Believe me, you're not sterile.
Bir başka deyişle, maktul hayattayken kısır değilmiş.
In other words, the deceased, in life, was not sterile.
Erkekler kısır kalmak tehlikesiyle karşı karşıya,... ama gene de sürüp gidiyor hayat.
Men risk becoming sterile, but it goes on.
Ama iki tane olur olmaz, üretici olmaya başlar. Evet bayan. Ama bu, dikkatli olmanız gereken bir şey.
What you just did spontaneously was express the realization that with one person, or one of any species, sex is a sterile thing.
Bugün savunmasız olduğunu biliyorum kaderinin talihsiz olduğu bu dünyada kuzu gibi zayıf olan biri bile masumiyetini korumak için yırtıcı olmak zorunda kalır.
I know today you were defenseless destined to a sterile sacrifice, in a world in which even the lamb is forced to protect its innocence with ferocy.
"Arınmışlık" ta, bir kısırlık vardır.
In "sterilized" there's "sterile".
" Bu karmaşa devletinden, birleşik bir devlete geçmeyi öneriyorum.
" Against this sterile state, I propose the integral state.
- Steril olmam gerekmiyor mu?
- Don't I have to be sterile?
"Çok azı, kısır umutlarla ömrün yetilerini çarçur etmeyen ruhsal bir uyanışa kavuştu."
And few have been the spiritual awakenings which have not dissipated the world's faculties with sterile hopes. "
- Kraliçe kısır olabilirse.
May the Queen be sterile.
Kısır kadınlar ve rençper piyesleri!
Sterile women and peasant dramas!
Teknik açıdan çöküş, enerjinin olmaması ve kısırlıktır.
Technically speaking, to be decadent is to be weak, diminished in energy, sterile.
Steril alanı başlatın.
Initiate sterile field.
Evet. Kısır olsaydım, canım, bugün daha da memnun olurdum.
Had I been sterile, darling, I'd be happier today.
Her şey temiz ve steril olmalıydı!
Everything... clean and sterile!
Erkeklerimizin tümü kısırlaştı.
All of our men had become sterile.
Şimdi, steril bir ortama geçeceğiz.
We're about to enter a sterile area.
Amerikanın en iyi astronotu, sapasağlam.
America's top astronaut - sterile.
Bu çok temiz değil.
This isn't exactly sterile.
- Sıcak Dudak, steril neşter ver.
- Hot Lips, let me have a sterile knife.
Kapsülün, steril taşıma sistemi tarafından.. ... şuradaki ana kontrol laboratuvarına taşındığını biliyoruz.
Notice the capsule has already been delivered by the sterile conveyor system to the main control lab here.
Alfredo, acaba sen mi kısırsın?
Alfredo,... you're probably sterile.
Dolayısıyla burada bulunmamamın sebebi, doktor eşim kısır olup olmadığımı çok merak ediyor.
So that's why I'm here, Doctor. ... My wife wants to know if I'm sterile.
Yani ahlaki açıdan. Çünkü benim son derece sağlıklı olduğum ve Maria Rosa'nın küçük bir sorunu olduğu ortaya çıktı.
It turned out I wasn't sterile... it was Maria Rosa who had problems.
Kısır ve tutkusuz.
Sterile and passionless.
İstenmeyen bir mantarın steril bir kapta kazara büyümesi şeklindeki ender bir başlangıç sayesinde Sör Alexander Fleming dünyaya penisilini kazandırmıştı.
It was from such an unlikely beginning as an unwanted fungus Accidentally growing on a sterile plate That sir alexander fleming gave the world penicillin.
Ama ne yazık ki, tıpkı seninde olacağın gibi kısırım ve seni kendi rahmimde büyütemedim.
But alas you could not be nurtured in my own womb for I am sterile, as will you be.
Tüm öbür taraftan gelenler gibi ben de kısırım.
I am sterile, like all who come from beyond...
Toprak onu temizlediı.
The soil has made him sterile.
- Kısır olmamız düşünülmüştü.
- We were thought to be sterile.
Bu çok uzun zaman boyunca topraklar verimsiz olarak kaldı.
And throughout this immensity of time, the land remained sterile.
- Zararlılar mı? Atı kısır yapıyorlar.
Well, they make the horse sterile.
Geçici olarak!
Sterile.
Bu şeyler atı kısırlaştırıyor.
Makes the horse sterile. So even if they...
Bu şeyler atı kısırlaştırıyor. "
Makes the horse sterile. So even if they...
Burası steril bir ameliyathane.
What the hell is this? This is a sterile operating room!
Bu ne demek ortada bir cinayet yok.
Not that kind of sterile.
Öyle bir şey yaparsan... kızlar sana baktıklarında hasta olurlar.
You make a gnarly run like that... and girls will get sterile just looking at you.
Daha steril şartlarda çalışmamız gerek.
We've got to have sterile conditions.
Steril bir ortama girmek üzeresiniz.
You're about to enter a sterile environment.
Ben çeşitli diyecektim.
Sterile? I was going to say fertile.
Laura Boyd ile görüşmeye devam etmek için bu oyunu çeviriyor çünkü kadının eşi şüphelenmeye başlamış. - Hayatta? - Hayatta.
Don't touch me, I'm sterile.