Stones translate English
4,053 parallel translation
Stones gerçek insanlardan oluşuyor, Beatles gibi sürekli yatıp göt büyütmüyorlar, onlar göründükleri gibiler.
The Stones are real-live people, not like the Beatles with these seven days in bed, and they're true to life.
Tamamen karşıt görüşlüler. Karşıt görüşlü olmayan insanlar sürekli Stones'un canını sıkıyor.
They're totally anti-establishment, and everybody in the establishment has always bugged the Stones.
John Lennon bir keresinde The Rolling Stones'un, Brian'ın ölümünden sonra dağılacağını söylemişti.
John Lennon once said that the Rolling Stones would break up over Brian Jones'dead body.
Sence ne oldu da Stones ayakta kalabildi?
What do you think it is about the Stones that enable them to stay together?
Mick'den bir telefon geldi ve Brian'ın yerine birisinin lazım olduğunu ve benim gruba katılmamı söyledi.
I got a phone call from Mick saying the Stones will need a replacement for Brian, and... So I became part of the band.
Stones'u ilk çıktıklarından beri takip ediyorum.
I've been following the Stones ever since they first started.
Bu kayıtlar sırasında veya öncesinde birileri gruptan birinin aklına Altamont'da ücretsiz bir konser vermeyi sokmuş olmalı.
During those recording sessions, or just before, somebody must have put it to somebody in the Stones organisation that we went to Altamont to do a free concert.
Bayanlar ve baylar, karşınızda, The Rolling Stones.
Ladies and gentlemen, the Rolling Stones.
The Rolling Stones'dan bahsediyoruz burada.
You talk about Rolling Stones,
Bir Rolling Stones üyesi kimdir?
What is a Rolling Stone?
Rolling Stones üyesi kim midir?
"What is a Rolling Stone?"
The Rolling Stones, bugün 1973 Avustralya turnesine başlamak için Sydney'e geldi.
The Rolling Stones arrived in Sydney today to begin their 1973 Australian tour.
Charlie'nin hayali The Rolling Stones'da olmaktı. Ama onun kim olduğunu umursayan yoktu.
Charlie's perfect world would be to be in the Rolling Stones, except nobody gives a shit who you are.
Bence The Rolling Stones harika.
I think the Rolling Stones are great.
Bir insan nasıl olur da The Rolling Stones'dan ayrılır.
Why, in the world, would you leave the Rolling Stones?
3 yıl aradan sonra İngiltere'de verecekleri ilk konserde 80 bin kişilik yer var.
Only 80,000 seats are available for what will be the Stones'first tour of Britain in three years.
İşte Rolling Stones bu dostum.
Oh, man, the Rolling Stones are just it, you know?
Bir bakıma Stones beni kurtardı. Çünkü eroinden daha önemli olan tek şey gruptu.
In a way, the Stones saved me because one thing that was more important than smack was the band, you know.
Ve böyle bir hayran kitlesine sahipken reklam yapmalarına bile gerek yok.
And with a following like this, the Stones don't even have to advertise.
The Rolling Stones'u tanrıdan daha çok seviyorsunuz.
You love the Rolling Stones more than you love God!
The Rolling Stones, yine yaptı yapacağını.
The Rolling Stones have done it again.
The Rolling Stones, herkesin nefret ettiği bir grupken herkesin sevdiği bir gruba dönüştü.
The Rolling Stones had gone from being the band everyone hated to the band everyone loved.
Eğer Stones ile dalaşırsan, belanı bulursun.
You just don't fuck with the Stones, you know, this is a simple rule, it don't pay.
Babanın vasiyetiyle altına taş gibi muamele et.
See the gold like stones as willed by his father.
Taş...
Stones.
- İyi de zaten böbrek taşı düşürürken acı çekiyordun.
And... Yeah, but you just were in agony when you had the kidney stones.
Taşları nelerdir için kullanılan?
What are the stones utilized for?
Taşları nelerdir?
What are the stones?
En nihayetinde bombayı patlatacak cesaretin yoktu ama beni o tımarhaneye göndermekte hiçbir sorun görmedin öyle mi?
Who, in the end, didn't have the stones to go through with it, but had no problem sending me to the nuthouse?
- Bana zor zamanlar geçirttin. - Konuşma.
- You showed some stones out there.
Bu yüzden, kırık bir kalple, o gidene kadar üzerine taş fırlattı.
So with a breaking heart, he throws stones at it until it runs away.
Warrick'in cenazesinde Nick Stones ile onun için ağladığınızı, Eli'ı teselli ettiğinizi hatırlıyor musun?
Remember Warrick's funeral, when you and Nick Stokes were crying over him, fawning over Eli.
Atabilirim tüm bu taşları
I can kick out all these stones
- Tahriklere kapılmam, ha?
- Sticks and stones, huh?
Mendelssohn'un zamanının en nadir bazı taşlarını kestiğini biliyor musun?
You know that Mendelssohn cut some of the rarest stones of his time?
Gece bütün müşterilerinin taşlarını yanında eve götürürdü.
He took all of his clients stones home with him at night.
Ceplerinde taş buldukları doğru mu, efendim?
Is it true, sir, that they found stones in his pockets?
Tamı tamına 50 taş var.
50 stones, exactly
"Taşlar en harika hazineyi, en derinde saklar."
"The stones do keep, the greatest treasure lies in deep."
Taşlar.
The stones.
Mustafa'nın taşları mı?
The stones of Mustafa?
- Mustafa'nın taşları.
- The stones of Mustafa.
Umarım karanlık çökmeden önce taşları bulurlar.
I hope they find those stones before dark.
Mustafa'nın taşlarını arıyordum.
I was looking for the stones of Mustafa.
Kitap taşları değil bir haini gösterdi.
It didn't point to stones, only a traitor.
Her yıl Beltain'de, yüksek rahipler Nemeton'un büyük taşlarında toplanıp atalarının ruhlarını çağırırlardı.
Each year at Beltain, the High Priestesses would gather at the Great Stones of Nemeton and summon the spirits of their ancestors.
Nemeton'un Büyük Taşları.
The Great Stones of Nemeton.
Taşların orada ne oldu?
What happened at the stones?
Nemeton'un Taşları'na gitti.
We went to the Stones of Nemeton.
- Sanırım Nemeton'un Taşlarında, babanın ruhunu serbest bıraktın.
At the Stones of Nemeton, I think that you may have released your father's spirit.
The Stones, The Roots, ve Dean Martin?
The stones, the roots, and Dean Martin?