English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ S ] / Suit

Suit translate English

18,048 parallel translation
O kıyafetin içinde olmak kim bilir ne kadar keyiflidir.
I can't imagine it's much fun being in that suit.
Kısa ve öz olmak Bayan Tredder'ın iyi olduğu şeylerden biri değildir.
Brevity wasn't Mrs Tedder's strong suit.
Arkadaşımın evinde yüzdükten sonra eve dönüyordum eve geldiğimde üzerimdekileri kurutucuya atmak için bodruma indim... -... ve o oradaydı.
I came home from swimming at my friend's house, and I went into the basement to put my suit in the dryer, and he was there.
Takım elbisesinin ütüsünde sorun varmış.
He says it messes up the lines in his suit.
Yeni dar kesim balıksırtı desenli takım elbiseme girmek için kilo vermem lazım.
I was going to lose a few pounds to fit into my slim-fit suit, which is houndstooth, by the way.
Takım elbiseni kuru temizlemeden alıp dairene bıraktım.
I picked up your suit from the cleaners, and I dropped it at the apartment. And Reddington?
Hoşnutluk pek de başarılı olduğu bir alan değildir.
Happiness is not exactly his strong suit.
Üç parça takım giyen ben değilim.
I'm not the one wearing a three-piece suit.
- Sen bilirsin.
Suit yourself.
Güzel bir uzay elbisesine benziyor.
That's a nice space suit.
Uzay giysimdeki kan lekesini çıkarmak için doğru beyazlatıcıyı bulmalıyım.
Gotta find the right bleach to get some blood out of my space suit.
Şu takıma bak.
Look at that suit.
- Nasıl istersen, tamam mı?
Suit yourself, all right?
Üniformayı çıkaralı uzun zaman olduğunu biliyorum ama herhalde aktif görevde olmanın nasıl olduğunu hatırlıyorsunuzdur, yoksa sosyetik takım elbiseniz hafızanızı mı etkiledi?
I know it's been a while since you took the uniform off, but surely you remember what it's like to be on the ground in here, or maybe your fancy suit affects your memory?
Ne, suit ayakkabı ve Lumberjack gömlek giyen adam mı?
What, the guy in the suede shoes and the fucking lumberjack shirt?
Kedi kadın kostümüne daha yeni alışmaya başlamıştım.
I had just gotten used to the catwoman suit.
Bu kıyafet beni nasıl koruyacak peki?
how is this suit gonna protect me?
Bak Kirsten, yeni kostüm seni korumak için yapıldı.
the rev 2 suit is meant to protect you.
- Bu nasıl olacakta beni koruyacak?
- How is this suit going to protect me?
Ne dersen.
Suit yourself.
Hazırlanın.
Let's suit up.
Yani, sezgilerin hiçbir zaman kuvvetli olmamıştı.
Well, insight never was your strong suit.
Arka bahçede sakladığımız yumurtalar kızlar elbise giymiş, Luke'un üzerinde küçük ceketi ve Phil'in tavşan kostümü.
Luke in his little blazer, Phil in his... bunny suit.
Douglas neden takım giyemiyor?
So, Why can't Douglas wear a suit?
Takım elbisemi ütüleyeyim.
I'll have to get my suit pressed.
Burası ilk zırhını giydiğin zaman.
That's you being fitted for your first suit of chain mail.
- Tabii. Bu smokin beni öldürüyor.
[groans] This monkey suit is killing me.
Sabırlı olmanın kişiliğimin bir parçası olmadığını biliyorsun.
Patience has never been my strong suit. You know that.
Keyfin bilir.
Suit yourself.
Pek kısa konuşamam ama öyle olsun.
It's not really a strong suit, but all right.
İleri teknolojili silahlar, mallar. Robocop giysisini de açıklıyor. Babası gardiyanmış.
Technologically advanced weapons manufacturers, which explains the Robocop suit.
Jake öldüğünde ailesi Harold'a karşı dava açmış ama birkaç duruşma olmuş ama yargılanamamış.
Now, when Jake died, his family filed a civil suit against Harold, but it just got caught up in the courts and never went to trial.
- Seni yakışmıyor düşünüyorum.
- I think it does not suit you either.
Git üstünü değiştir.
Go put your suit on.
Hâlâ pantolon takım mı giyiyor?
Still rocking a pant suit?
Bu tarz davalar çok kazançlı olur.
In a suit like this, the payout can be huge.
Tuhaf değildi. Mayo giydim.
It wasn't weird, I wore a bathing suit.
Olur ama davayı çek yoksa sen bittin amcık
♪ Word, but call off this suit ♪ ♪ Or you're dead, see, word. ♪
Ayrıca tuhaf değildi.
And also, it wasn't weird. I wore my bathing suit.
Orada hiç kimse yoktu. Endişeye gerek yok. Yeni takım elbiseme çikolata gelmesin diye Skittles aldım.
But don't worry, I got Skittles, so I wouldn't get chocolate on my new suit.
Bu arada yeni takım elbisem için teşekkürler.
My pleasure. Oh, and thank you for buying me this new suit.
O elbisenin içinde çok zeki görünüyor.
She's looking sharp in that suit.
Sana uyar mı?
How's that suit you?
- Paris'e kolay uyum sağlarsın.
Paris would suit you.
- Bu boktan yer dışında her yere uyum sağlarım.
Anywhere but this middling place would suit me.
Hayır, sadece Ralph Coates'ın çıkarlarını gözettin.
No, you did what you did to suit Ralph Coates.
- İkisini de öldürmek işinize gelir.
It would suit you to bury them both.
Moda ne olursa olsun, iyi bir kumaştan yapılmış güzel kesimli bir takım çok işinize yarayacaktır.
No matter what the fashion, a well-cut suit in a beautiful fabric will take you anywhere.
Giyin bakalım, Kasıntı.
Suit up, Stretch.
Ter izli eşofmanla ortalığı yakıyor.
Rocks the hell out of a stained sweat suit.
Bak, ter izli eşofmanlı yaşlı adam.
See there, the old guy in the stained sweat suit.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]