Summerlee translate English
103 parallel translation
Şuradaki bay, Profesör Summerlee, mümtaz kınkanatlılar uzmanı.
That's profesor Summerlee, the eminent coleopterist.
Profesör Summerlee'den bizi evlendirmesini rica edeceğim.
I'm going to ask Professor Summerlee to marry us.
Summerlee.
Ah. Summerlee.
- Profesör Walter Summerlee.
- That's Professor Walter Summerlee.
Dahasını teklif ediyorum... profesör Summerlee ve kendiminde içinde bulunduğu... ve bu izleyicilerin arasından iki yansız ve kabul edilebilir... kişiyle derhal Amazon'a giderek... iddia ettiğim kayıp bir dünyanın varlığını araştırmak için yeni bir gezi.
I further propose that a new expedition consisting of Professor Summerlee and myself together with two impartial and acceptable members of this audience proceed at once to the Amazon to investigate my claim of the existence of a lost world.
Profesör Summerlee yalan söylediğimi belirtti.
Professor Summerlee has implied that I have been lying.
Cevap ver ona, Summerlee.
Answer him, Summerlee.
Sıcak, ha, Summerlee?
Hot, what, eh, Summerlee?
- Ne diyorsun, Summerlee?
- What do you say, Summerlee?
Dikkat et, Summerlee.
Careful, Summerlee.
Summerlee, böyle bir bitki görmüşmüydün?
Summerlee, did you ever see such a plant?
Tarih öncesi sebzeler, Summerlee.
Prehistoric vegetables, Summerlee.
Çok zor memnun olan birisin, Summerlee.
You're very difficult to please, Summerlee.
- Daha çok sen, Summerlee... aslında gece dinozorların geçişini işittik.
- So much eludes you, Summerlee such as the fact that we actually heard dinosaurs pass us in the night.
Evet, Summerlee, sebzelerden hoşlanmayabilirsin... ama onlar sana kesin bayılıyorlar.
Well, Summerlee, you may not like vegetables but they're certainly crazy about you.
Çok sevecen bir bitki, Summerlee.
A very affectionate plant, Summerlee.
Summerlee!
Summerlee!
Summerlee.
Summerlee.
- Summerlee.
- Summerlee.
Dikkat et, Summerlee.
- Careful, Summerlee. She bites.
Şimdi, Summerlee.
Now, Summerlee.
Biri Summerlee'ye yardım etsin.
Somebody help Summerlee.
- Sizi vuran o olmalı, Profesör Summerlee.
- He must be the one who shot you, Professor Summerlee.
İyiyim, Summerlee.
Oh, I'm all right, Summerlee.
Summerlee, ne inanılmaz bir şans.
Summerlee, what unbelievable luck.
- Bir ressam olmalıymışsın Summerlee.
You should have been an artist Summerlee.
Ben senden istiyorum. Bu işte hepimiz birlikteyiz Summerlee.
I'm asking you, we're all in this together Summerlee.
Kendini fazla büyük görme, Summerlee karanlıkta ormanda gezinmek öldürülmenin kolay bir yoludur.
Don't flatter yourself Summerlee, stumbling through the jungle at night is an easy way to get killed.
Teşekkürler, Summerlee.
Thank you, Summerlee.
Çünkü Dr. Summerlee'miz, daha önce hiç var olmadığını, olamayacağını varsaydığı, sözde "tarih öncesi hayvanlar" ı görmemiş.
Because our Dr. Summerlee has never seen a, so called, prehistoric animal he assumes do not - cannot insist.
Ne dersiniz Dr. Summerlee?
What about you Dr. Summerlee?
Bildiğinizi sanıyordum, Dr. Summerlee.
I thought you knew Dr. Summerlee.
Summerlee için gurur.
Summerlee pride.
Summerlee'ye söyle taşıyıcıları uyandırsın.
Get Summerlee to wake the bearers.
Summerlee...
Summerlee...
Peki buna ne dersin, Summerlee?
What does this say to you, Summerlee?
Bu bir dinozor, Summerlee. Bir dinozor.
It's a dinosaur Summerlee a dinosaur.
Sana dinozorlar için söz vermiştim, değil mi Summerlee?
I promised you dinosaurs didn't I, Summerlee.
Dr. Summerlee, Chopin. Babamın en sevdiklerinden.
Dr. Summerlee, Chopin one of my father's favorites.
Summerlee, kendini topla dostum.
Summerlee, pull yourself together man.
Summerlee, arkamızı kollayacak birine ihtiyacımız var.
Summerlee, we'll need someone to watch our backs.
Dışarıda Summerlee ile kalmak istemediğinden emin misin?
You sure you don't want to stay outside with Summerlee?
- Hadi, Summerlee!
Come on, Summerlee!
İnan tabii, Summerlee.
Oh believe it Summerlee.
Evet Summerlee, onlarla geri dönüş yolculuğunun yoğunluğunda uğraşırsın.
Yes Summerlee you can study them in depth... on the return expedition.
- Summerlee!
Summerlee!
Bu hiç iyi değil Summerlee. Her neredeyse seni duyamaz.
It's no good Summerlee... wherever he is he can't hear you.
Summerlee ona bir şeyler yedirmemiz gerektiğini söylüyor.
Summerlee says we have to get him to eat.
- Summerlee!
Summerlee.
Summerlee ve ben platodaki hava şablonlarını inceliyorduk.
Summerlee and I have been studying the weather patterns on the plateau.
Summerlee?
Summerlee?