English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ S ] / Sunscreen

Sunscreen translate English

346 parallel translation
Yapabileceğimiz birkaç şey var, planlar yapabilirdik, bir uçağa atlayıp, güneşin altında kaybolmak.
Well, there's a few things we could do, we could make plans, take an airplanes, and get out the sunscreen.
Güneş yağı, kep, alerji hapları, kitaplar, diş ipi,
Sunscreen, hat, allergy pills, summer reading, floss.
İki tane on ikilik tuvalet kağıdı bir gazete ve güneş koruma faktörlü emoroit merhemi.
You know, two 12-packs of Aurora White a newspaper, and the Preparation H with sunscreen.
Güneş kremi üzerinde, Joel, sayı 10 veya 15?
On the sunscreen, Joel, number 10 or 15?
Futbol maçına gittik. Sörf yaptık, bol bol düştük. Şnorkelle daldık.
We went to a soccer game, we windsurfed - or "windfell" - we snorkeled, we walked on the beach, and always under a ton of sunscreen.
Biraz güneş losyonu istemediğine emin misin Brackett?
You sure you don't want some sunscreen, Brackett?
İyi, krem sürme.
Fine. Don't wear sunscreen.
Sen mi Bay Güneş Kremi?
The beach? Mr. Sunscreen?
Güneş yağı, türkuvaz kemer tokası ve yılan sokması yardım paketi aldım.
I got sunscreen. I got a turquoise belt buckle. - I got a snake bite kit.
Güneşliği kaldır.
Get out the sunscreen.
Ama güneş kremi konusunda bana güven.
But trust me on the sunscreen.
Yani güneşten korunman gerekecek.
So you have to use lots of sunscreen.
Bence sen biraz losyon sürsen iyi olacak Georgette Hamilton.
You better put on some sunscreen, Georgette Hamilton.
- Kasabalıların güneş kremi sürmeden ya da çok tüylü olmadıkça dışarı çıkmamaları öneriliyor.
Whoo! Springfield rocks! Residents are advised to stay inside... unless you wear sunscreen or are very, very hairy.
Millet, dışarıdayken güneş kremlerinizi unutmayın.
Everyone, remember their sunscreen while you're out and about.
Ve ödül olarak aldığım bir milyon doların şerefine.
( Kate ) Better wait for me, cos I'm bringin sunscreen and the million-dollar reward.
Kızkardesim aloe vera kullanıyor güneş kremli.
Now my sister she uses aloe vera with a little sunscreen in it.
Güneş kremi kullanıyor musun?
Are you wearing sunscreen?
Güneş yağı lazım bana
I need sunscreen
Güneş kremi sür. Bol bol su iç.
Wear sunscreen, drink water, get a button on the way out.
- Güneş kremi. Güneş kremine ihtiyacımız olacak.
- We need sunscreen.
Kendine biraz güneşyağı almalısın.
You better get you some sunscreen, buttercup.
Tatlım, Joey'nin annesine söyle başka bir saate yüzebilirsin Biraz daha güneş batsın öyle.
Sweetie, tell Joey's mommy I said you could swim for another hour... ifyou put on more sunscreen.
"Güneş yağı sür" demeni...
AND "PUT SOME SUNSCREEN ON"
Biraz güneş kremi sürüyorsun ve sorun kalmıyor.
A little sunscreen on it and it's fine.
- Evet, bayağı bir güneş kremi, he? - Kesinlikle.
- Yeah, a lot of sunscreen, right?
Güneş kremi olmadan dışarı çıkılmıyor.
- Exactly. You can't go outside without the sunscreen.
Güneş kremi sür.
Wear sunscreen.
- Güneş kremi kullanıyordur.
- Or sunscreen.
Daha iyi bir güneşlik kullanabilirdi.
Could've used a higher sunscreen.
Scott ve Carly tüm güne gözlüklerimizi almış.
Scott and Carly took all our friggin'sunscreen.
Burnumun üzerinde güneş gözlüğü.
Little sunscreen on the nose.
Oh, ve birkaç tane de güneş gözlüğü.
Oh, and some sunscreen.
Kamera merceğindeki siyah şeyde magnezyum, alüminyum, silikat, talk, metilparaben ve güneş kremi varmış.
That black substance from the camera lens? The FTIR spit back magnesium aluminum, silicate, talc, methylparaben, and sunscreen. All of these chemicals are consistent with camouflage cream.
Güneş gözlüğü kullanıyor musunuz?
You wear sunscreen?
- Bunu sevdik. Gündüz için güneşe karşı koruması olan bir krem öneririm.
For day, I would recommend something with a sunscreen.
- Güneş kremi sürmek zorunda kaldığınızdan beri eskisi kadar eğlenceli bir şey değil.
Not nearly as much fun since the mandatory sunscreen rule, I'll tell ya.
Dün gece korkunç bir rüya gördüm. Güneş kremi hakkında söyledikleri her şey doğru çıkıyordu.
I had a terrible dream the other night... that everything they say about sunscreen is true.
Güneş kremi sürmüşsün.
You should have worn sunscreen.
Anne-babaların çoğu şort giyiyor güneş kremi sürüyor ama.. ... oraya böyle gidilemez diye bir kural yok tabii.
You know, most of the parents wear shorts and lots of sunscreen, but that's another way to go.
Güneşliklerinizi unutmayın, millet.
Highs 94 to 103. Don't forget your sunscreen, folks.
Eğer güneş gerekir.
You need sunscreen.
Güneş kremi ister misiniz?
You need some sunscreen?
Bezleri aldım, meyve sularını ve havuç çubuklarını alıyorum- - güneş kremi?
I packed the diapers, I'm getting the juice boxes and the carrot sticks - - sunscreen?
Batıracağına iki tüp güneş kremi ve el feneri koyuyorum.
I got two tubes of sunscreen and a flashlight says he chokes.
Güneş yağına ihtiyacımız var.
We need the sunscreen, princess.
Biriniz sırtıma güneş kremi sürebilir mi?
Does anybody wanna put sunscreen on my back?
Güneş kremini hazırla.
Pack the sunscreen.
- Taşıma kemerli güneş kremi.
- Sunscreen on a lanyard.
Güneş kreminiz var mı?
[all laugh] james : do you have any sunscreen?
Güneş kremin var mı?
Do you have sunscreen?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]