Swing translate English
5,823 parallel translation
Hadi devam edin, evet çok güzel. Aferin Fiona.
Come on swing them, that's good, well done.'s good, Fiona.
Çocuğun kılıç sallamayı, at sürmeyi öğrenmesi gerekiyor.
He needs to learn how to swing a sword. How to ride a horse.
Tek bir kılıç darbesiyle, soyadımız silinip gidiyor.
Our family name snuffed out with a single swing of the sword.
Kılıcını normalmiş gibi gülümseyerek sallıyorsun, ve sıradan insanları korkutuyorsun!
You swing that sword with a smile, And you scare normal people,
Oraya doğru nasıl sallanacağım?
How am I supposed to swing over there?
Neden benim eve gelmiyorsun?
Why don't you swing on out to the house?
Pekala, biraz pratik yapalım, yavaş yavaş eski halimize geri döneriz.
All right, let's just hit it around, get back in the old swing of things.
Oraya gelmeden dükkana uğrayabilirim.
So I-I could swing by the shop on the way over.
Burası bahçe olabilir,... ve tavanda gökyüzü olabilir,... bir salıncak bile yapabilirim.
The floor can be the garden, And the ceiling can be the sky, And I'll even make a swing.
Barbie asılmayı haketti, ama sen gitmesine izin verdin.
Barbie deserved to swing, and you let him go.
Vesayet savaşı tam hız devam ediyordu. Bu insanlar için dramatik ve korkutucuydu.
The custody battle was in full swing, and it was very dramatic and scary for people.
Hoş ve rahatlatıcı bir sallanma gibisi yok.
nothing like a nice, relaxing swing.
İyi, efendim, sorduğunuz için teşekkürler, bu şeylere geri döndüm.
Fine, sir, thanks for asking, back in the swing of things.
Eğer savaş yoldan çıkarsa son kalanımız Stonehaven'e gelip şu açıklıktan meşaleyi atacak.
If the battle starts to swing their way, the last one of us comes back to Stonehaven and throws a flame down that shaft.
- Sallar gibi.
Like, swing it.
Salıncağın olduğu için çok şanslısın.
You're a lucky stiff with this swing set.
- Oh, bu yönteme karşıyım, çocuklar.
- Oh, I don't swing that way, boys.
Onu sallamak için, silahı bırakmak zorunda.
He's going to have to drop his gun to swing it.
Birkaç saat sonra gel konuşalım olur mu?
Swing back in a few hours so we can catch up. Okay?
"Ve salla kalçaları"
"And swing the hips"
Duffman hâlâ sallanabilir ve parti yapabilir.
Duffman can still swing and party.
"Uçun, uçun ileri"
Then off, off forth on swing! "
Bu en iyi tahminimdi.
Uh, well, that was my best swing.
Sonra da bu süpürgeyi beyzbol sopasıymış gibi sallayacaksın.
And then you're just going to swing this broomstick... like it's a baseball bat.
Portakal sana yaklaştığında süpürgeyi salla, tamam mı?
Just swing when it comes near you, all right?
- Salla ve eğlen yeter.
- just swing away and have fun.
Sallamaya bileğin de dahil.
The swing is all in your wrist.
Produce, sallama hizana çalış.
Hey, Produce, try to swing level.
Şampiyonaya kaldığında, ki kalırsın ve kalede beklediğinde ve 40.000 kişi sana tezahürat yapıp senden bir şey yapmanı beklediğinde sopayı sallamayı unutma.
And you're standing at the home plate... and there's 40,000 people... cheering for you... expecting anything... don't forget to swing the bat.
Sopanı eğri sallıyorsun.
You swing with your club face open.
Golf sopasını, beyzbol sopasından da kötü sallarsın sen.
You swing a club worse than you swing a bat.
Bu olmadan önce kılıcımı sallamam gerek desenize!
Before that happens... I should swing it.
Ofisine sonra uğrarım.
I'll swing by your office later.
- Bence ilk olarak avukatlarımızın bir darbe indirmesi daha uygun olur.
I think we should let our attorneys take a swing at him first.
Şimdi uğrayabilirim eğer... Peki.
Well, I could swing by now if...
Eğer onun peşinden gideceksen, bunun için sadece bir hamle şansın olacak.
Now, if you go after him, you'll get one swing.
Bu yakınlarda bir dosya üzerinde çalışıyorduk ve uğrayıp yeni evim için bir şey alayım dedim.
We were just working on a case nearby, and I wanted to swing by and get something for the apartment.
Bana yine yumruk mu sallayacaksın?
You want to take another swing at me?
Dönüp alamaz mıyız?
Can't we just swing on by and get it?
Babana müsamaha ederdi ama senin asıldığını görmeden içi rahat etmez.
He tolerated your father, but he won't be happy till he sees you swing.
Meclis üyeleri ve senatörlerin sitelerin karartıldığı gün içerisinde yavaşça taraf değiştirmelerini izlemek mükemmeldi. 100 kadar temsilci taraf değiştirmişti.
To see congressmen and senators slowly flip sides throughout the day of the blackout was pretty unbelievable. There was like a hundred representative swing.
- Daha değil, sonra bakacağım.
Not yet, I'm gonna swing by later.
- Ne? Fermuarın diyorum! Çek yukarı.
You look like bob yoshimura in eighth grade swing choir.
Bu parayla lastik salıncağımız için lastik alabilirdik.
We could have bought a tyre for our tyre swing.
Üstelik bu kapı, bir 150 yıl daha hiç açılmayacaktı.
a door that would not swing open again for another 150 years.
Sen her zamanki sen olduğun için akşam yemeğine cesaret edememiştim.
You were being... you so I couldn't swing a dinner.
Bugün bir uğrasam nasıl olur?
Uh, look, I... How about if I swing by this afternoon?
Yani her canınız istediğinde yaptığımız gözaltıları size kahvaltıda rapor etmemizi mi bekliyorsunuz?
So you can puff out your chest and announce his detention at a swing-state pancake breakfast?
Swingy.
Swing )! -.
Dön.
Swing around.
Yani çabuk sallan.
So hurry up and swing.