São translate English
106 parallel translation
Sao Paulo mu?
São Paulo?
Sao Paulo diye bir şehir var, ona yakın sayılır.
It's not far from a town called São Paolo.
Sao Paulo!
São Paolo!
Cape de São Roque yakınına bir rota çiz.
Set a course, close in toward Cape de Sao Roque.
Hadi gidip Rio-São Paulo yolunda çalışalım.
Now let's practice a bit more on the Rio-São Paulo road.
Şuradaki kilise, São Jorge.
This there is the Church of São Jorge.
Bir gün katolik rahipler ki buna biz de dahiliz... Saint Paulo'nun huzûrunu bozma.
a day also the Catholic priests, including us... leave in peace São Paulo.
O protestanların kutsalı.
São Paulo is the holy of Protestants.
Bağışlayın hemşire, Sãint Paulodan geliyorum.
forgive my sister, would like to speak with São Paulo.
- São Pedro. Seni oraya götüreyim mi?
Do you want me to take you there?
Burası Sao Paulo'nun bir mahallesi.
This is a district of São Paulo.
Sao Paulo sokaklarında şiddet günden güne artıyor bugün ıslahevinde kalan bir çocuğun cesedi bulundu.
In São Paulo, violence on the streets increases daily at dawn the body of LCB was found.
Hayır, iş için Sao Paulo'ya gitmem lazım.
No, I must go to São Paulo, on business.
Sonra bir başıma Sao Paulo'ya gittim.
Then I went to São Paulo, on my own.
St.Paula ve Georgetown Üniversite'lerinde okumuş.
University of São Paolo, then Georgetown.
Sao Joao Bulvarı Sao Paolo, BREZİLYA
São João Avenue São Paolo, BRAZIL
Orlando Villas Bôas ve kardeşleri Sao Polo'dan Xingu nehri macerası adında bir keşfe çıktılar.
Orlando Villas Bôas and his brothers left São Paulo with an expedition called : "Ronkido Shing Gu".
Sao Bento do Una'daki Josefa Maria da Silva'ya.
Josefa Maria da Silva in São Bento do Una.
Sao Paulo'daki nişanlım Joao Pedro da Silva'ya.
To my fiancé, João Pedro da Silva, in São Paulo.
Sao Carlos Tiyatrosu'nda yaşanan olayları, sıkıntıdan canı patlayan bir topluluğun garip davranışlarını silahlı ayaklanma olarak algılamanın saçma olduğunu varsayarak bu olayla bağlantılı olmadığını belirtiyorsunuz.
From this fact and the events which took place in Teatro de São Carlos he sees no connection, given that it is absurd to try to transform the grotesque gesture of a society bored to death, into an act of armed rebellion.
Para, pasaportlar, São Paulo'da yeni kimlikler...
Money, passports, a new identity in São Paulo...
São Paulo için.
São Paulo.
Hesap senin adına. São Paulo Bankasında. 112 numaralı şube.
It's under your name in an account at the Bank of Sao Paulo, branch 112.
Bir dost, São Paulo'dan.
A friend, from Sáo Paulo.
São Paulo'da dostum yok benim.
I have no friends in Sáo Paulo.
São Paulo'yu hiç terk etmedim.
I had never left Sáo Paulo.
80'lerin sonlarında, hapishanelerde AIDS'i önleme çalışmaları beni São Paulo Tutukevi'ne götürdü.
In the late'80s, AIDS prevention work in jails took me to the São Paulo Detention Center. Carandiru.
2 Ekim 1992'de, São Paulo Tutukevi'nde 111 adam öldü.
On October 2, 1992, 111 men died at the São Paulo Detention Center.
Bu da Sao Paulo, Brezilya'dan geldi.
And this just in from São Paulo, Brazil.
Senden yardım istiyorum çünkü São Paulo'da kimseyi tanımıyorum.
I'm asking for your help because I don't know anyone in São Paulo.
Birileri São Paulo'dan doğum belgenizi gönderirse pasaportunuzu bir haftada verebiliriz.
And pay a sixty dollar fee. If someone in São Paulo can fax your birth certificate, we can give you a passport in a week.
Bilmiyorum, sanırım bir süre São Paulo'da kalırım.
I don't know, I guess I'll stay in São Paulo for a while.
SÃO PAULO Şehri
CITY OF SÃO PAULO
São Paulo çok büyük, dünyanın her tarafından tüm takımları destekleyen... insanlar var.
São Paulo is so big there are people from all over the world... supporting every possible team.
Onlar... Sao Paulo yakınlarındaki bir ormana yerleşmişler.
They, uh-They settled in the jungle near São Paulo.
São Paulo'da bir iş için seni istiyor.
He wants you for a job in São Paulo.
SÃO GONÇALO STATE OF RIO
SÃO GONÇALO STATE OF RIO
Sullivan, sen ve bravo takımı 6'da Sao Paolo'ya hareket ediyorsunuz.
- Get me the Snake Doctor. Sullivan, you and Bravo team are headed to São Paulo at 0600.
São Paulo'da sahne almaya gittiler.
They went to perform in São Paulo.
- Sen São Paulo'da değil miydin?
- Aren't you in São Paulo? - Me?
Tiyatroya gittim ve bana dans için São Paulo'ya gittiğinizi söylediler.
I went to the theater and was told - you were dancing in São Paulo. - I didn't want to go.
Sanırım São Paulo'ya daha sık gitmem gerek.
I think I'll go to São Paulo more often.
- Brezilya'ya giden 1207 nolu uçuş...
Now boarding, Flight 2701 to São Paulo, Brazil
Sonra São Paulo da çalıştığım yer...
And then where I worked in São Paulo...
( Neil ) Brezilya'ya gitmek gibi bir fikrimiz yoktu, orada popüler olduğumuzu bilmiyorduk.
( Neil ) We had no idea, going to Brazil, of any popularity that we might have and then the São Paulo show was 60,000 people.
ve São Paulo konserinde 60,000 kişi vardı o zamana kadarki en geniş seyirciye çaldık tek başımıza imkansız çoklukta insan ve vahşi bir karmaşa vardı ama öylesine birleştirici bir şekilde kilitlenmiştik ki büyüleyiciydi.
By far the largest audience we singularly had ever played to. There was a sense of wild tumultuous impossible masses of people but so locked in a unifying way that it was just magical. We elevated.
Onlar vampir değil.
Eles não são vampiros.
Başka bir şey.
Eles são outra coisa.
Sao Paulo'ya yeni taşındım.
I've just moved to São Paulo
Curitiba Gözaltı Merkezinde, sonra São Paulo'ya aktarılacak.
In the Curitiba Detention Centre, but he will be transferred to São Paulo soon.
São Paulo için son çağrı.
Wait.