Sören translate English
385 parallel translation
Göl manzaralı büyük bir ev, çocuksuz, yanımda yalnızca Sören Pilmark olacak.
Big house with lake view, no children, only Sören Pilmark.
Søren Kierkegaard ile ilgili.
It was Søren Kierkegaard.
Soren'ı doğrudan revire ışınlayın!
- Transport Soren to sickbay!
Ama Soren'in Komutan Riker'dan hoşlandığı izlenimine kapıldım.
But I get the impression that Soren is attracted to Cmdr Riker.
Soren çok yardımcı oldu.
Soren was very helpful.
- Soren.
- Soren.
Merhaba, Soren'i görmeye gelmiştim.
Hello, I'm here to see Soren.
- Soren nerede?
- Where is Soren?
Soren nerede?
Where is Soren?
Soren'den etkilendim.
I was attracted to Soren.
Soren.
Soren.
Seni tebrik ederim Soren.
I congratulate you, Soren.
Soren'in eleştirisinden sonra, bizi acımasız, baskıcı kişiler olarak görüyor olmalısınız.
After Soren's diatribe, you must think us a cruel, repressive people.
Soren hasta ve hasta kişiler iyileşmek ister.
Soren is sick, and sick people want to get well.
Soren!
Soren!
Soren'le olan ilişkim geçici bir heves değil.
My relationship with Soren is not trivial.
Ben Tabitha Soren.
I'm Tabitha Soren.
Tabitha Soren'in ve MTV'deki butun Siyonist... domuzlarin iyi gecinmeliyiz zirvaliklarindan da.
I hate Tabitha Soren and her Zionist MTV fucking pigs... telling us we should get along.
Böylece Soren yüksek sesle seslendi : "Şimşekten, yağmurdan ve rüzgardan korunmak için içeri girin."
Therefore Søren shouted loud : "Come in to shelter for thunder, rain and wind."
Vigilant'ın kaptanı Soren, Konsey kararına uymaya hazır.
Captain Soren of the Vigilant will answer the Council's call.
Durumu iyi anladınız mı Kaptan Soren?
You understand the situation, Captain Soren?
Soren nerede?
- What about Soren?
Soren'den bir araştırma ekibi hazırlamasını isteyeceğim.
I'll have Soren assemble a search team.
Soren bununla ilgilenir.
Soren will handle it.
Amelia'yı Soren ve ekibi karşılayacak.
Amelia will be picked up by Soren and his team.
Hatırlatma Soren.
Yes, don't remind me, Soren.
Danimarka'dan uzaklaşmalıyım, kafamı toparlamalıyım.
I need to get out of Denmark, Soren. I need to clear my head.
- Soren, sen de onunla gideceksin.
Soren. You will go with him.
Baksana Soren.
Just look at them all, Soren.
Soren, dinle.
Listen, Soren.
Mutsuz musun?
- Are you unhappy, Soren?
Bizimki burası.
Oh, Soren, this is us.
Ben hallederim Soren, sen git.
- You can wait outside. - You'll be all right, sir?
Hadi Soren git.
Soren, just go.
Soren soylu olmaması özel olmadığı anlamına gelmez.
Soren, just because she isn't royalty doesn't mean she's not important.
Soren, merak etme.
- Soren, I'll be fine.
Evet benim kararım.
- Soren, yes, it is for me to decide.
Biraz dinlen.
Soren, you'll be fine, OK?
- Soren, Edward'ı ver.
- Hello? - Soren, put Edvard on the line.
- Soren!
- Soren!
Soren seni gezdirir.
And Soren will show you where to go.
Teşekkürler Soren.
All right. Thank you, Soren.
Soren dışarı çık.
- Soren, get out.
Teşekkürler Soren.
Thank you, Soren.
Dolandırıcılık masasından Soren Krogh lütfen.
Soren Krogh from Fraud Squad, please.
- Soren?
- Soren?
Soren yakınlarında Angus'un Tamirhanesi'nde mi?
Angus's garage near Soren?
Soren Arnovic.
Soren Arnovic.
Haydi Soren.
Do it, Soren.
Üçüncü bir durum var, ki bu beni daha çok düşündürüyor. Köktendinci bir grup, liderliğini Soren adlı bir adam yapıyor.
There's actually a third element which has me a little more concerned - a group of religious fundamentalists led by a man named Soren.
Asilerin lideri, Soren'le tanıştık.
- I wish I could, sir.