Söylemek istediğim bir şey var translate English
776 parallel translation
Min-joo'ya söylemek istediğim bir şey var.
I want to say something to Minjoo.
Size söylemek istediğim bir şey var.
I've a secret I want you to share.
Bildiğiniz gibi, Jüride olanları sizinle konuşamam. Ama söylemek istediğim bir şey var. Muriel Heatherly sizinle hâlâ başrolü mü paylaşıyor?
As you know, i can't discuss with you what happened on the jury... but i do want to tell you... is muriel heatherly still playing the lead with you?
Sana söylemek istediğim bir şey var Mike.
There's something I wanted to say to you, Mike.
Bak, sana söylemek istediğim bir şey var.
Look, Uh, There's Something... I - I've Been Wanting To Say To You.
Sana söylemek istediğim bir şey var.
I have something to tell you.
Ben... sana söylemek istediğim bir şey var.
1, tjl " i... 1 got something to teu you. Maybe you better take it síttíng down. Vou know how 1 feel about women in this country.
Önce benim sana söylemek istediğim bir şey var.
Well, there's something I'd like to say to you first.
Uzun zamandır sana söylemek istediğim bir şey var.
I - I've been wanting to say something to you for a long time.
Size söylemek istediğim bir şey var.
There is something I wanted to tell you.
Sadece istemek için buraya gelmesi gerekiyor, çünkü... Ona söylemek istediğim bir şey var ayrılmadan önce.
Only he has to come here to ask me, because... well, there's something I want to say to him... before we part.
Size söylemek istediğim bir şey var.
There's something I want to say to you.
Söylemek istediğim bir şey var ama...
There's something I've been trying to say but...
Sana söylemek istediğim bir şey var.
There's something I want to tell you.
- Söylemek istediğim bir şey var.
- I've got something to say.
Anya sana söylemek istediğim bir şey var.
Anya there's something I want to tell you.
Uzun zamandır sana söylemek istediğim bir şey var.
There's something I've been wanting to tell you for ages.
Anne, baba, size söylemek istediğim bir şey var.
Mom, Dad, there's something I want to tell you. Well...
Söylemek istediğim bir şey var.
There's something I'd like to say to you.
Sana hep söylemek istediğim bir şey var.
There's something I always wanted to tell you.
Sana söylemek istediğim bir şey var, ama bana bir türlü fırsat vermiyorsun.
There's something I'd like to tell you but I ain't had the chance.
Bir sorun mu var? Söylemek istediğim bir şey var.
You are troubled?
Söylemek istediğim bir şey var.
There's something I'd like to say.
Jocelyn... Söylemek istediğim bir şey var.
Uh, Jocelyn... there's something I want to say.
Söylemek istediğim bir şey var.
LEAVING? LEAVING FOR WHERE?
Sana söylemek istediğim bir şey var. Affedersiniz.
Lulamae, there's something I got to tell you.
Paul, sana söylemek istediğim bir şey var.
Paul, there's something I've got to tell you.
Sana söylemek istediğim bir şey var.
There's something I wanna say to you.
Sana söylemek istediğim bir şey var ve bunu dinlemen gerek.
Now, there's something I want to say to you, and you need to listen.
Sana söylemek istediğim bir şey var.
There is something I have wanted to tell you.
- Sana söylemek istediğim bir şey var.
- I've got something I want to tell you.
Sana söylemek istediğim bir şey var.
I have something to say to you.
- Söylemek istediğim bir şey var.
- There's something I want to say.
Frank, sana söylemek istediğim bir şey var.
Frank, there's something I wanna tell you.
Sana söylemek istediğim bir şey var.
There's something I've been meaning to tell you.
Konuyu sen açtığına göre benim de sana söylemek istediğim bir şey var.
No, no, as long as you brought it up... there's something I've been meaning to tell you.
Aslında sana söylemek istediğim bir şey var.
As a matter of fact, there was something that I wanted to tell you.
Sana hep söylemek istediğim bir şey var.
I guess there's only one thing more for me to say.
Sana söylemek istediğim başka bir şey daha var.
There's something else I've got to tell you.
Ve sana söylemek istediğim bir şey daha var.
Oh, and one other thing I wanted to tell you.
" Sana uzun süredir söylemek istediğim bir sürü şey var.
"For a long time I've wanted to tell you many things."
Söylemek istediğim bir şey var.
I'd like to tell you.
Fakat öncesinde söylemek istediğim başka bir şey var.
But there's something else I want to tell you.
Sana söylemek istediğim o kadar çok şey var ki. Bir yer buluruz.
I've got so much I want to say to you.
Söylemek istediğim bir şey daha var.
There's something else I'd like to say.
Alfred hakkında sana söylemek istediğim bir şey daha var.
There's one more thing I want to tell you about Alfred.
Senden iyi konuşamam ama söylemek istediğim bir şey var.
I'm not better than you.
Söylemek istediğim bir şey daha var.
There's one thing I must tell you.
Size söylemek istediğim şey, harmanı dövmek için bir mi iki mi çuvala ihtiyacınız var?
Still, I dare say, you could thresh an extra sack or two?
Sana söylemek istediğim bir kaç şey var.
There are a few things, I would like to say to you.
Söylemek istediğim başka bir şey daha var.
George. I have something else to say about it.