Taksi çağır translate English
502 parallel translation
Çabuk gidip bir taksi çağır.
Go call a rickshaw.
- Bana bir taksi çağır.
- Get me a taxi.
Bir taksi çağır, seni aşağıda bekliyorum. Peki.
Get a taxi and I'll meet you downstairs.
Bir taksi çağırır mısınız?
Would you call a car for me?
Taksi çağır.
Call a cab.
Başlamadan önce bana bir taksi çağır.
Before you do that, order me a taxi.
Arkadaşınız gelmezse size taksi çağırırız.
And if your friend doesn't turn up, we'll call a taxi.
Size ısıtmalı bir taksi çağırır, yün çorap ve sıcak terlik veririz.
We'll call you a heated taxi and furnish you with woolen socks and warm slippers.
- Bize bir taksi çağırır mısınız?
Wonderful. Will you get us a taxi?
- Bir taksi çağırın.
Call a cab.
Ben taksi çağırırken sen de üzerini giyin.
Come on. I'll call the taxi, you get yourself dressed.
Bir taksi çağır.
Call a taxi.
Taksi çağır.
Call the taxi.
- Sascha, bir taksi çağır.
- Sascha, call a cab.
Hemen bana bir taksi çağırın.
Call a taxi quickly, will you?
- Taksi çağır evladım.
- Call a cab, porter. - Yes, sir.
Ben bir taksi çağırıyorum.
I'm getting a cab.
Bir taksi çağır hayatım.
Call me a cab, dear.
- O zaman taksi çağırırım.
- Then I'll call a taxi.
Taksi çağır, ben gidince de ikiniz yine pikabı çalıştırırsınız.
Sure, call a taxi, and after I'm gone, you two can turn on the phonograph again.
- Taksi çağırırım.
- I'll take a cab.
Bayan Honey için taksi çağırır mısınız?
Would someone call a taxicab for Miss Honey, please?
Mickey, bir taksi çağır.
Mickey, grab a cab!
Stig, taksi çağırır mısın?
Stig, would you call for a taxi?
Bana bir taksi çağır!
Call me a cab!
Taksi çağır, otelime gidip ter atarım.
Call me a cab, I'll go to my hotel and sweat it out.
Taksi çağırın.
Call a cab.
- Bay Brown kız mutlu olsun dedi. Taksi çağır.
- Mr. Brown says to keep her happy, call a cab.
- Taksi çağır, Chick.
- Call a cab, Chick.
- Taksi çağır.
- Get a cab.
Bavulları al ve bu turistlere taksi çağır.
Take the luggage, and get these tourists a cab.
Bana bir taksi çağırır mısınız, lütfen?
Can you get me a taxi, please?
Kendi başına taksi çağırıyor, sanki hırsız.
He hails a taxi by himself, like a thief.
Bir taksi çağır.
Just get us a cab.
Taksi çağır.
Call a taxi.
Lütfen, bana bir taksi çağırır mısın?
Please, will you call me a taxi?
Charles, beyler için bir taksi çağır lütfen.
Charles, call a cab for these gentlemen, please.
Önce başka bir taksi çağır.
First phone for another cab. He'll be right back.
- Bana bir taksi çağırır mısınız?
Would you call me a taxi, please?
Freddy, git bir taksi çağır.
MRS. EYNSFORD-HILL : Freddy, go and find a cab.
Size taksi çağırıyım mı?
Can I get you a taxi?
Armand, bir taksi çağır.
Armand, I want a taxi.
Bir şişe daha getirin. - Sonra da bir taksi çağırın. Onu otele bıraksın.
- Bring him another bottle and when he has finished that, put him in a taxi and send him to his hotel.
Çantanda para var. Git ve bir taksi çağır.
There's money in your bag, go and hail a taxi.
Taksi çağırıp adımı vereceğim.
I'll call a taxi and give my name.
Taksi çağırır mısın John?
- John, taxi, please. - Right away, sir.
O dışarda, bir taksi çağırıyor.
He's outside, calling a cab.
" Sonra bir taksi çağırır,
''You can take it on the chin Call a cab und begin to recover
Bir taksi çağırır mısın?
Would you call a cab?
Biz artık bir taksi çağırıp eve gitsek iyi olur.
I really think we'll ring for a taxi and go home now.
Bir taksi şoförü araba çağırıp çağırmadığımı sormuştu.
A taxi driver had asked me if I'd called a cab.