Tardis translate English
969 parallel translation
- TARDIS heryere gidebilir.
- The Tardis can go anywhere.
- TARDIS?
- Tardis?
TARDIS ismini baş harflerinden yaptım,
I made up the name Tardis from the initials,
- Seni ve TARDIS'i bırakmayı yeğlerim.
- I'd rather leave the Tardis and you.
TARDIS'e giden yolu çizdirecektim.
I was going to get him to draw our way back to the Tardis.
TARDIS!
The Tardis!
İşte TARDIS.
There's the Tardis.
TARDIS tedavi olabileceğimiz bir yere götürür.
The Tardis will have to take us to another time and place where we can be cured.
TARDIS'in dışına bırakılan ilaçlar.
The drugs left outside the Tardis.
TARDIS mi?
Tardis?
TARDIS'in dışıuna bırakılan ilaç şişeleri, hatırladınız mı?
The phial of drugs left outside the Tardis, remember?
- Evet, Doktor ona TARDIS diyor.
- Yes, the Doctor calls it the TARDIS.
( Marco Tardis'in kapısını açmayı dener. )
( Marco tries to open the TARDIS'door. )
TARDIS'i aşağıya getirtecek.
He's going to bring the TARDIS down here.
Ve TARDIS'le birlikte bizi de götürüyorsunuz.
I see, and you will be taking us along with you, including the TARDIS?
Lop'a ulaşana kadar kimse TARDIS'e girmeyecek.
No one will enter the TARDIS until we reach Lop.
- TARDIS'i bahçeye getirdiler.
Yes... well, if you'll pardon me, I have a lot of work to do and... ( As the Doctor goes to leave a Mongol blocks his away. ) - They've set the TARDIS up in the courtyard.
Bunun benim TARDIS'i onarmamla ne ilgisi olduğunu anlayamadım!
Well, I really don't see what this has to do with my repairing the TARDIS!
Oh Ian, kafanı çalıştır biraz! TARDIS'in kapıları açıldı, bu alan basıncını düşürmek zorunda olduğunu gösterir!
The doors of TARDIS opened, that means the space pressure forced us to reduce!
Tardis!
The Tardis!
Burası neredeyse Tardis'i kaybedeceğimiz yer, dört yada beş yolculuk öncesi.
That's where we nearly lost the Tardis, four or five journeys back.
TARDIS'e geri döneceğiz, Susan.
We'll get the TARDIS back, Susan.
Bak, TARDIS şu an elimizde olan tek ev.
Look, TARDIS is the only home we have at the moment.
TARDIS'e ne dersin?
What about the TARDIS?
Bir karar verdim.. .. ve bence, Tardis'e geri dönmeliyiz.
I make the decisions here, and I think we should make our way back to the Tardis.
Tardis için mükemmeldir. Birkaç gün için onu, bu izin üzerinde park edeceğiz.
But perfect for the Tardis.
Durun! Tardis'i burada bırakırsak kimsenin dikkatini çekmez mi?
Wait, er, the Tardis, doesn't it get noticed?
Tardis, indiği yere göre görünüm değiştirmek için tasarlanmış.
The Tardis is meant to disguise itself wherever it lands.
Madem Tardis yarına kadar burada kalmak zorunda, biz bir otele gidip, birlikte vakit geçirebiliriz.
And I mean, if the Tardis can't leave until morning we could... .go to a hotel, spend the night?
Tardis'i kullanıyor!
It's using the Tardis!
Bu Tardis. Benim Tardis'im.
It's the Tardis, my Tardis.
- Tardis'in kalbi.
! The heart of the Tardis.
Tardis'in kalbine baktı.
She looked into the heart of the Tardis.
Ama eğer ben kazanırsam gemim, TARDIS bana geri döner.
But if I win, my ship... TARDIS comes back to me, hmm?
- Evet, Marco, TARDIS üzerine oynuyoruz.
- Ah yes, Marco, we're playing for the TARDIS...
- Ne! - Eğer Doktor kazanırsa, TARDIS'i geri kazanacak.
- If the Doctor wins, he has won back "TARDIS".
Siz jestinizi yapıp Han'a TARDIS'i verdiniz, o da eve gitmenize izin vermeli.
You've made your gesture and given the TARDIS to the Khan, so he should let you go home.
Ama büyükbabam TARDIS'i geri kazanacak yani suçlamada bulunulamaz. - Şu adam...
- That man!
Tegana "Ben Noghai'ye hizmet ediyorum ve o, TARDIS'in yardımıyla dünyayı fethedecek." dedi.
Tegana said "I serve Noghai, and he will conquer the world", with the help of the TARDIS.
( Yolcular hızla TARDIS'e koştular. )
( The travellers rush into the TARDIS. )
- Tardis iyi mi? - Evet.
Is TARDIS all right?
Tardis mıknatısını yanında götürmen iyi olur.
Look here, you'd better take this TARDIS magnet with you.
Hareket sensörleri düşman zaman makinesi olan Tardis'in yerini belirledi.
The movement scanners have located the enemy time machine - TARDIS.
TARDİS!
TARDIS!
Doktor Tardis dedi ve ekranlarına bak. Bu biziz!
Doctor, he said the TARDIS and look on their screen, that's us!
Daha da önemlisi Tardis'ten düşman zaman makinesi olarak bahsetti.
What is more important, he referred to the TARDIS as the enemy time machine.
- Şimdi Tardis'ten çok uzaktayız Vicki.
Well, we're a long way from the TARDIS now, Vicki. Yeah.
- Hadi Doktor, Tardis'e dönelim.
Yeah, come on Doctor, let's go back to the TARD...
Tardis gitti. Hiçbir izi yok!
The TARDIS has gone, there's no sign of it!
Çabucak diğerlerini bulup TARDİS'e dönmeliyiz!
We must get hold of the others quickly and return to the TARDIS! No Susan, no.
- TARDIS'i mi?
- The TARDIS.