Ters giden bir şeyler var translate English
335 parallel translation
Ters giden bir şeyler var.
There's something wrong.
Eve geldiğimden beri ters giden bir şeyler var.
Ever since I came into the house there's been something wrong.
Ters giden bir şeyler var.
Something has gone wrong.
Ters giden bir şeyler var gibi.
It doesn't feel right.
- Çünkü ters giden bir şeyler var.
-'Cause something's wrong.
Ters giden bir şeyler var.
Something's the matter.
Ters giden bir şeyler var.
Something's fishy.
Gemide ters giden bir şeyler var.
Something's wrong back at the ship.
Orada ters giden bir şeyler var, bu kesin.
There's something that's gone wrong up there, that's for sure.
- Burada ters giden bir şeyler var.
- There is something wrong here.
Yemin ederim halen ters giden bir şeyler var.
I swear there's still something wrong.
Ters giden bir şeyler var.
Something's wrong.
Biliyorum, ters giden bir şeyler var.
I know something's wrong.
- Biliyorum ters giden bir şeyler var.
- I know something's wrong.
Galiba ters giden bir şeyler var.
I think something's wrong.
Ters giden bir şeyler var.
Something is wrong.
Bu ekranın arkasında ters giden bir şeyler var.
There's something odd going on behind that screen
Bu histen kurtulamıyorum diyorum. Ters giden bir şeyler var.
I can't help feeling something's wrong.
Michael, görünüşe göre ters giden bir şeyler var.
michael, something seems to be wrong.
Devon, sana söylüyorum bu işte cidden ters giden bir şeyler var.
Devon, I'm telling you, there's something about this that is very wrong.
Burada ters giden bir şeyler var, Michael.
Something seems to be wrong, michael.
Ters giden bir şeyler var.
There's something very wrong here.
Ters giden bir şeyler var.
Something's wrong. It never gets this high.
Ters giden bir şeyler var. Hissediyorum.
Something is wrong, I know it.
- Ağ hakkında ters giden bir şeyler var gibi.
" There's something strange about the network.
Ters giden bir şeyler var, dikkatli ol!
Be careful, there's something wrong here
Ters giden bir şeyler var Charlie.
Something very wrong here, Charlie.
Ama ters giden bir şeyler var.
But something has gone wrong.
Diğeri de... Şef, Dery'de ters giden bir şeyler var, bunu sen de biliyorsun.
Chief there's something terribly wrong here in Derry, and you know it.
Ters giden bir şeyler var ve Blake bunları gizlemeye çalışıyor.
Something's wrong, and Blake's trying to cover it up.
Burada ters giden bir şeyler var.
Something's wrong here.
- Ters giden bir şeyler var.
- Something's wrong.
Muller'larda ters giden bir şeyler var.
The Mullers have had their ups and downs.
Ters giden bir şeyler var.
Something here ain't right, Stephen.
Draal, ters giden bir şeyler var.
Draal, something's wrong.
Ters giden bir şeyler var.
Something's about to go down.
Wayland'da ters giden bir şeyler var.
Uh, there's something wrong at Wayland.
- Sence ters giden bir şeyler mi var?
- Do you think something's wrong?
Ters giden bir şeyler mi var, matmazel?
Is anything wrong, mademoiselle?
Orada ters giden bir şeyler mi var?
Anything going wrong back there?
Ters giden bir şeyler mi var?
Is there something wrong?
Ters giden bir şeyler mi var?
Is something wrong?
Ters giden bir şeyler mi var, canım?
Is something wrong, my darling?
Sende ters giden bir şeyler var.
There's something odd about you.
Geçen hafta soyulduk, ben de ters giden şeyler, yabancı numaralar ya da yolunda gitmeyen bir şey var mı diye bakmıştım.
We had a burglary last week and I just want to see if there's anything there - any... wrong numbers, anything that doesn't sound right.
Ters giden bir şeyler mi var?
What's wrong?
Orada... Ters giden bir şeyler mi var?
There... ls anything wrong?
- Ters giden bir şeyler var.
- Something goes wrong?
Ters giden bir şeyler mi var, Homie?
Is there something wrong, Homie?
- Ters giden bir şeyler mi var?
Is something wrong?
Nino söylesene... bilmem gereken ters giden bir şeyler mi var, bizimle Said'in arasında?
Say, Nino, anything going down I should know about? You know, between us and Said, I mean?