Tersine translate English
3,870 parallel translation
Yaygin kaniyi tersine çevir.
Reverse the prevailing tide.
Sonra tersine çevirir ve içinini tamamen boşaltırdım.
And then I'd flip it over and clean out the undercarriage.
Tam tersine, tamamen olayın içinde de olabilir.
Or it could have everything to do with him.
Tam tersine...
On the contrary...
Eğer duyuru yaparsak, her şey tersine gider.
If you make an announcement about this, everything is going awry
- Şimdi her şey tersine dönmüş gibi.
Seems so backward now. Woz.
Belki sen nasıl çalıştığını anlarsın. Tersine çevirip, işe yarar bir şeye dönüştürüp, ait olduğum yere yollayabilirsin.
Maybe you can figure out how it works, reverse engineer it into something useful and send me back where I belong.
Hayatın saat yönünde dönmesi gerekiyordu tersine nasıl döndü?
Life was supposed to spin clockwise how did it spin the other way round?
Birlikte dünyanın tersine doğru gitmenin hayalini kurardık. Böylece Ian gündüzleri yaşardı ve ben de tüm geceyi seninle geçirebilirdim.
We used to dream of traveling together to the opposite end of the earth so that Ian could have the day and I could spend the whole night with you.
Cevap evet ama, hayat bazen her şeyi tersine çevirebiliyor.
Well, the straight answer is yes, but life runs crookedly sometimes.
Bu durumda, kefalet tamamen tersine çıkacaktır.
In which case, bail will be strenuously opposed.
Çok ciddi sabıka kayıtları var. Ama son zamanlarda hayatı tersine dönmüş gibi görünüyor.
He's got a pretty serious record, although he seems to have turned his life around recently.
Pardon ama ailen hayatlarını tersine çevirip, hiçkimseyi tanımadıkları, hatta neredeyse dilini bile konumadıkları biryere taşıdılar mı?
I'm sorry, but did your parents uproot their entire lives and move to a country where they knew no one and barely spoke the language?
Ama tersine döndü, "hey şu yıldızlara bak" olayından çok gökteki fizik gibiydi.
And it turns out, it was much more like physics in the sky than it was "hey, look at these stars."
İşler tersine döndü, o sadece kendi şartlarıyla bunu yapmak istedi.
Turns out, he only wanted to do that on his terms.
Ayaklarım, tersine dönük değil.
My feet aren't reversed.
Tam tersine, ayağınız üşüyorsa soğuk ve nemli bir ayakkabı giymek istemezsiniz.
Conversely, if your feet are cold, you don't want to be stepping into some cold and clammy shoe.
Ama Marslı fizyolojisine duyarlı değildi tam tersine Scarab'ın kontorülü almamı sağlayayan.
No. But it was not prepared for the martian physiology, which allowed me to take control of the scarab instead of the other way around.
İşler tersine döndü.
The forecasts are all wrong.
Tam tersine heyecanlandırır.
It gets me all excited.
Yani tersine yaşıyoruz.
That we get to do it backwards.
Rüzgar gülünüzün tersine dönmesine sebep olan nedir?
Well, what precipitated the change in your weather vane?
Benim eşimin tersine.
Not like my wife.
Tersine son derece hoş ve eğlenceli bir adamım. Yani babanım.
a rather cool and fun guy- - dad.
Ve daha kötü şeyler olmadan önce bu feromonal davranışları tersine çevirmeye çalışıyoruz.
All we're attempting to do is to reverse the pheromoniacal behavior before something even worse happens.
Sende benim kadar iyi biliyorsun ki dışarıdayken işler tersine dönebilir.
Look, you know as well as I do when you're out there, things can turn on a dime.
Sanki dünya tersine dönmüş gibi hissettirdi.
It felt like the world had turned upside down.
Çıktıkça sürekli yeni basamaklar geldi. Tıpkı tersine binilen bir yürüyen merdiven gibi.
It was like more steps just kept appearing like it was an escalator that you climb.
Edineceğin bilgi ne güneşi tersine çevirir ne de nehrin yönünü değiştirir.
Such knowledge will not reverse sun, nor alter the course of river's fate.
Güneşi tersine çeviremeyiz.
We cannot reverse the sun.
Ama Tusk bu süreci geciktirmek ya da tersine çevirmek istiyor.
But Tusk wants to stall that shift or reverse it.
Senin tersine benim zirvem üniversite dönemi değildi.
Unlike our old friends, I didn't peak in college.
Doping suçlarının sorununda, ispat yükü tersine çevrilir. Masumiyetini kanıtlamalısın.
The problem with doping charges is the burden of proof is reversed- - you have to prove you're innocent.
Perşembe günü onu tersine çevireceğim.
I will have that reversed on Tuesday.
Laflarını al, tersine çevir ve kendi üstüne al.
So why don't you lay this thing down, flip it, and reverse it?
Tam tersine.
Far from it.
Buradaki insanların tam tersine.
Unlike some of these people around here.
Hadi her şeyi tersine çevirelim.
Let's turn this whole operation around.
Bu durum tersine dönerse... ve ben gözaltına alınsaydım, doğru olan tek şey kafamın... kopartılması olurdu.
If the situation was reversed... and I was in the custody of jihadists, the only right I would have... is to have my head severed.
Bu hayatım boyunca yaptığım her şeyi tersine çevirecek.
This will reverse everything I've worked for my entire life.
Tam tersine.
On the contrary.
Gecemi kurtardın. Sen de benim gecemi tamamen tersine çevirdin.
You were a definite upturn in my night, as well.
Eğer senin tersine akarsa, kafana koyulan ödülü unutacağımı sanma.
If the tide is flowing against you, don't think I'Il forget about the bounty on your head. Fair enough.
Saati tersine döndürebilirim.
I can turn the clock back.
Benden öncekilerin tam tersine.
Unlike others before me.
Tam tersine, din bu tartışmayı katlediyor.
Quite the contrary. They kill that conversation.
Bunu sormaya hakkım yok ama ona ulaşabilmiş olsan her şeyi tersine çevirebilirdin diye düşünüyorum.
I got no right to ask this, but I think if you reached out to her, it could go a long way towards turning things around.
Rachel pek ateşkes öneriyormuş gibi gelmedi. Tersine başıma silah dayamış gibi hissettim.
Rachel didn't feel like a truce, she felt like a gun to the head.
Her şeyi tersine çevirdim sanırım.
Turned it all around now, I guess.
- Tam tersine.
On the contrary.
Tam tersine.
Uh, quite the contrary.