Teşisatçı translate English
1,422 parallel translation
Tesisatçı çağırmak zorunda kaldım.
I had to call a plumber.
İçeride işte. Tesisatçıyla ilgileniyor.
She's busy with the plumber.
Annem tesisatçıyı çağırmaktan memnuniyet duyacaktır.
Mom will enjoy calling in the plumber.
Ben de tesisatçı falan oldun zannettim.
- Oh! Duh. I thought you meant like a plumber or something.
- Tamam, bir tesisatçıyı arayıp...
- OK, we could phone for a plumb...
Tesisatçıyım.
- Plumber.
Mike, senin tesisatçı olduğunu duydum.
Oh, Mike. I heard you're a plumber?
Sen tesisatçısın değil mi?
- And you're a plumber, right?
Aslında zihnimde sana sarılıyorum. Ayrıca tesisatçılara da 10, 12 ve 15 numaralı odalarda da suyun tazyikli akmadığını söylüyorum.
In fact, in my mind, I am hugging you... and also telling the plumber there's no water pressure in rooms 10, 12, and 15.
Veya muslukları kontrol etmek isteyen bir tesisatçı çıkıyor.
Or maybe it's a plumber and he needs to tighten my pipes.
Franco'nun tesisatçı arkadaşı var.
Franco actually has a plumber buddy.
- Su tesisatçısını aramam gerekir mi?
Should I call the plumber?
- Su tesisatçısı.
From the plumber.
- Bir su tesisatçısı seni doyuma mı ulaştırdı?
You got a blowjob from a plumber?
Afedersin ama sen tesisatçıylayken prezervatif kullandın mı?
Excuse me, but did you use a condom with that plumber?
Tesisatçı çağırmak zorunda kaldım.
I had to call RotoRooter.
- Tesisatçı.
- The plumber.
kırmızı noktalı bir filmde görmüştüm tesisatçılar kapıyı çalıyordu ve kadın "selam, çocuklar" diyordu ondan sonra, hep popolar ve dirsekler vardı.
saw this dirty movie once where the plumbers knock on the door and the lady answers, and says "Hi, boys" after that, it was all asses and elbows.
Bak, sen, bir gün boyunca kendine yeteri kadar işkence yaptın, hadi burayı toplayalım ve bir tesisatçı çağıralım.
Look, you've tortured yourself enough for one day, lets just pack it up and call the plumer.
- Tesisatçı gelmişti.
There was a plumber.
Tesisatçı geldi.
There's a plumber here.
Şu tesisatçı ne kadar kaldı?
How long did this plumber hang around?
Belki tesisatçı almıştır.
Maybe the plumber took it.
Yönetici tesisatçı tutmadıklarını söylüyor.
The manager said he never hired a plumber.
Ek iş olarak tesisatçılık mı yapmaya başladınız?
Did you take up plumbing on the side?
Bana tesisatçılık yaptığınızı söylemeyin.
And don't say plumbing.
Dün gece şu tesisatçılar yüzünden doğru dürüst bir şey yiyemedim.
I didn't eat last night, with the plumbers and everything.
Açık hava tesisatçılığı.
Outdoor plumbing.
Sızıntıyı gidermek istiyorsan Murray'ı arayıp bir tesisatçı çağırmasını iste.
If you wanna fix the leak, you gotta get Murray to call a plumber.
Tavanı tamir edebileceğini söyledi ama sızıntıyı gidermek için bir tesisatçı çağırmanız gerekebilir.
He said that he could patch the ceiling, but that to repair the leak, you would need to call a plumber.
Onun tesisatçıya ihtiyacı yok.
He doesn't need a plumber.
Bak. Ben tesisatçı değilim.
Look, I'm not a plumber.
Benim görevim kazanın çalıştığından emin olmak zemini silmek, çöpü çıkarmak, fakat ben tesisatçı değilim.
My job is make sure boiler's working, mop floors, put out the garbage, but I'm not a plumber.
Veeck'i iki kere aradım. Bana bir tesisatçı olmadığını ve onu tamir edemeyeceğini söyledi. Merak ediyorum da, diğer binalarda bunu tamir edebilecek başka bir tamirci var mı?
I've talked to Veeck twice now, and he says he's not a plumber and he can't fix it, so I'm wondering, is there a super from one of the other buildings who could do it?
Pazartesi günü tesisatçılar gelecek ve sıkışmış bir şeyler bulacaklar.
Monday, the plumbers come. They'll find something stuck in there.
- Tesisatçı hala gelmedi mi?
- Look, is the plumber here yet?
Yani tesisatçı geldiğinde onu benim daireme gönder ya da sen ve Murray ikiniz de avukatımla konuşabilirsiniz.
So when the plumber gets here, send him up to my apartment or you and Murray can both talk to my lawyer. OK?
Tesisatçı gelmek üzere.
The plumber's on his way.
Tesisatçı 15 dakika içinde burada olacak.
The plumber will be here in 15 minutes.
Tesisatçı!
Plumber!
Ben kahrolası tesisatçı değilim.
I'm not a goddamn plumber.
Oto Teyp Tesisatçısı Juan'dan senin dün akşam Fran'a neler yaptığını duydum.
Stu, I heard from Juan in Car Stereo Installation about what you did to Fran.
Köyde ya da toplulukta spiritüel bir tesisatçı işlevini gördüğünü düşünüyorum.
He was in his position in the village or community I should imagine very much like a spiritual plumber.
Sizden cevap gelmeyince başka bir tesisatçıyla anlaştım.
I'm tired of waiting so I've found another plumber. Good-bye.
Tesisatçı olmanız...
Just because you...
Sen tesisatçıydın değil mi? - Evet.
You're a real plumber?
Tesisatçı olmanız, bir süre telefona bakmamanızı gerektirmez herhalde?
Just because you're a plumber shouldn't mean you can't answer the phone once in a while.
"Ben tesisatçıyım."
I am a plumber.
Artık tesisatçıyı arayabilirim.
Now I can call a plumber.
Tesisatçı çağıralım mı?
Want to call a plumber?
Diş fakültesi öğrencisi gibi ya da bir tesisatçı gibi davranıyorsun.
You act like you're a dental student or a plumber.