Thumb translate English
2,737 parallel translation
Yeteneğin var.
You've got a green thumb.
Böylece baş parmağın hiç bir yere değmez.
So that the thumb will never touch the mark.
Parmaklarımın yeşil olmasını önemsemedim ama bunlar bende takıntı haline geldi.
I've never been accused of having a green thumb, but these have become my obsession.
Savaşmaya hazırdı, ben de o aptalın gözüne baktım - tek gözü vardı - ve ufak bir kedi yavrusu gibi parmağını emerek uyuyana kadar şarkı söyledim.
He was ready to rock, so I looked that fool dead in the eye- - He only had one eye- - and I sang him to sleep until he was sucking his thumb like a kitten'bout to wet the bed.
Kendall'ın motoru ve aşırı doldurucusu seninkinin iki katı, senin de parmağının ucunda 200 beygirlik bir nitro var. Işıklar yeşil olduğu anda bas o düğmeye.
Kendall's got twice the motor and a super charger, you got a 200 shot right under your thumb, light goes green, hit it.
Bay Hansen'ı buraya gelmeye ve bitkilerden anlayan birinin bizim kurbanımıza neden çiçek gönderdiği konusunda beynini didiklememize izin vermesine ikna edebilecek miyiz gidip bakalım.
Let's go see if we can't persuade Mr. Hansen to come on down here and let us pick his brain about why the Green Thumb keeps sending our victim flowers.
Bu, toplantının geri kalanının geçmesine yardım etti.
So I did... so I just put my thumb over it, and then... and that got me through the rest of... of the... of the session.
Tırnağını da yeme.
And don't snack on your thumb.
Ben içinde tümör üretip duran bir adamım.
I'm a man who has a green thumb for tumors.
- Evet, üzerinde başparmak izi var. Clara Thorn'a ait.
Yes, a thumb print on the shaft belonging to Clara Thorn.
burda oturup parmağımı emdiğimi mi sanıyorsun?
What do you think, that I'm sitting here sucking my thumb?
Muhtemelen bilgisayarda ya da parmak diskte.
Probably on a computer or them thumb drives.
Pekala bu, Sid'in, kurbanın parmağında bulduğu "F" harfinin nasıl bulaştığını açıklar.
Well, that's consistent with the smudged letter "F" Sid found on the vic's thumb.
Oh, Muhakkak yeşil paşparmağın var.
Oh, you certainly do have a green thumb.
Bilirsin işte, rengi attı. Huzursuzlanmaya ve gevelemeye başladı.
You know, his face turned white and he started fidgeting and chewing his thumb ;
Hangi Rusya başkanı çocukluğunda geçirdiği bir kazada başparmağını kaybetmiştir?
What Russian president of the'90s lost a thumb in a childhood grenade accident?
Sol el, başparmak yok.
( Man ) Left hand, no thumb.
Şey yapıyordu... Yine parmağını emiyordu.
She was, uh - She was sucking her thumb again.
Bir erkeğe ait yapışkana bulaşmış sağ başparmak izi.
A partial ridge detail from a man's right thumb caught in a smudge in the glue.
O benim kardeşimi öldürdü, ve ben federal büro olaya el atıp bir tutuklama yapar diye beş yıl boyunca bekledim
He killed my sister, and I'm supposed to wait five years for some federal task force to pull its thumb out of its ass and make an arrest?
Baş parmağın kurtulması gerek.
Oh my, the thumb to the rescue.
Küçükken ben de baş parmağımı emerdim.
When I was little, I also sucked my thumb.
Gözlerini oyarım senin.
I will thumb your eyeballs out of your skull.
Monitörlerdeki görüntü gitti ve epeydir elim kolum bağlı oturuyordum.
Monitors went down and I've been sitting around with my thumb in my ass.
Sağ başparmağın taraksal kemiğinde enine çatlak sol diz kapağında kıkırdak yumuşaması dirsek kemiği çentiğinde çentik...
Transverse fracture of the metacarpal of the right thumb, chondromalacia patellae of the left knee, a notch in the notch of the ulna with...
Baş parmağınızı alıp yüzünüzün önüne getirip sonra da onu 20 kez uzaklaştırdığınızda kaplayabileceğiniz alan kadar bir gökyüzüdür.
Now, it's a piece of sky that you would cover if you took your thumb, held it in front of your face and then moved it 20 times further away.
42 yaşındaki bir adamın her gün babasının emri altında çalışması zordur.
A 42-year-old guy working under his old man's thumb day after day, year after year? Couldn't be easy.
Yani niye sikinden daha büyük olan ayak parmağını seçmedin ki?
I mean, seriously, if he wanted to use something bigger than his cock, why didn't he choose his thumb?
Orada dikilmeyi bırak da bana yardım et!
So quit standing there with your thumb up your ass and help me out here!
Parmağım jakuzinin fıskıyesine sıkıştı.
My thumb got caught in the jacuzzi jet and...
Tamam, parmağım değil.
Okay, it's not my thumb.
Başparmak, yüz, eller, indir.
You'll go thumb and face and hand and drop. And thumb and face and hand and drop.
Pekâlâ, harikaymış aslında.
- Okay. Thumb, face, and drop. - This is amazing!
İşin doğası gereği esprilerine açıklama katmaman lazım.
A-as a rule of thumb, you shouldn't have to explain your jokes.
Başparmağını bahçe kazasında kesti ve kangren oldu.
He sliced his thumb open in a gardening accident, and it got gangrene.
Aynı el o gün parmağımı tutmuştu.
This same hand grabbed my thumb that day.
Ben parmağım kıçımda çalışkan Amerikalı elemanlarım da işsiz bir şekilde sokakta kaldılar. Çünkü ben yanlış ata oynadım.
And I'm left with my thumb up my ass and my hard-working American crews out in the cold with no jobs, all because I backed the wrong horse.
Elinin başparmağını alnının hizasına kadar getir.
Make sure the thumb on your guide hand is pointed at your forehead.
Bir gözetime daha katılacağıma baş parmağımı çekiçle ezmeye razıyım.
I would rather pound my thumb with a hammer than do another stakeout.
- Ne? Parmağını ezmeyi mi?
What, pound his thumb?
Kelepçeden kurtulmak için başparmağını çıkarttın.
You dislocated your thumb to get out of your cuffs.
Ne kadar da dikkat çekiciyim değil mi?
I stand out like a sore thumb.
Polislere sözünü ancak böyle dinletebiliyorsun değil mi?
That's how you get these cops under your thumb, isn't it?
Şah damarını bulana kadar parmaklarınla baskı yapmanı istiyorum.
The radial artery is connected to the thumb.
Eğer Kane ofisinde kalır, ve yeni vali kim olursa olsun onun boyunduruğu altında kalmaya devam edecektir... Olması gerektiği gibi.
If Kane stays in office, the next governor, whoever he or she may be, will continue to be under his thumb, business as usual.
Evet, sakin ince- - Parmağımı gözüne sokacağım, seni ufak sürtük!
I'm going to put my thumb through your eye, you little bitch!
Sen kumarbazsın, baş parmağındaki at yarışı bilet koçanından bulaşan mor lekeye bakarsak ablanın parasıyla yaşaman gerekiyor. Sen de antidepresanlar, parlak cilt, sindirim güçlüğü.
You--gambling, hence the purple smudge on your thumb from the ticket stubs at the track and your need to live off your sister's money, and you--antidepressants- - the shiny skin, the dyspepsia.
Lisa Shay bir parmak emici.
Lisa Shay... she's a thumb-sucker.
Elinin altında bütün bir CIA var.
You have the entire CIA under your thumb. Why us?
Begüm Özdemir İyi seyirler. Sezon 5, Bölüm 2 Rich
Thumb
Bayan Fisk, sağ baş parmağınızı tarayıcıya koyun, lütfen.
Mrs. Fisk, right thumb on the scanner, please.