English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ T ] / Timsahlar

Timsahlar translate English

640 parallel translation
"Fareler timsahları öldürürmüş."
"The Nile rat kills the crocodile."
Ormandaki bütün aslanlar, kaplanlar... yılanlar, timsahlar ve yamyamlar dikkatli olun.
Then look out, all you lions and tigers... and snakes and crocodiles and cannibals out there in the jungle.
Florida, palmiye ağaçları, timsahlar, denize giren fıstıklar.
Florida, palm trees, alligators, bathing beauties.
Veda beni timsahların haklı olduğuna inandırdı.
Personally, Veda's convinced me that alligators have the right idea.
Pekâlâ, siz kazandınız. Timsahlar bunu duyduğuna memnun olacak.
All right, miss, you win, as the crocodiles will be glad to hear.
Kuşlar, timsahlar ve ormanlar kaybolmuştu.
Birds, alligators and forests had disappeared.
Timsahlar. İşte bu bir fikir.
Now there's an idea.
- Timsahlar... Yabani domuzlar, boz ayılar.
Like'gators and wild pig, black bear.
Yılanlar, kertenkeleler, timsahlar, kaplumbağalar, fareler.
Snakes, lizards, gators, turtles, mice.
Timsahların bizzat kendileri aslında...
The crocodiles themselves don't make...
Timsahları sevmem, özellikle ben suyun içindeysem.
I don't like crocodiles, especially when I'm in the water.
Saat 16 da, Koloni Müzesinde, timsahların yanında.
Four o'clock, Musée des Colonies, near the crocodiles.
Daha kötü ne olabilir? Timsahlar burada, Dalekler yukarıda.
What's worse, the alligators here or the Daleks up there?
Memphis'teki şu Peabody Otel, lobisindeki havuzda timsahların ve ördeklerin yüzdüğü otel mi?
That the same Peabody Hotel in Memphis where they have the alligators and ducks swimming in that pond in the lobby?
O küçük havuzda yüzen timsahların ördekleri yemesine nasıl engel olduklarını görmek isterdim.
I'd like to see how they stop the alligators eating the ducks in that little pond that they all swim in.
Ben bir rüya gördüm, bana Farsça okumayı.. .. timsahlar öğretti.
I even saw in a dream that I taught crocodiles to read in Persian.
Aslan ve timsahları görmediniz.
You haven't seem the room of lions and crocodiles.
- Timsahlar yemek için iyimi dir Asterix? - Sessiz ol!
Are crocodiles good to eat Asterix?
Bütün bunlar bana kendimi kötü hissettiriyor, timsahlar beni ısırdığında yenilemeyecek tatta olacağım!
All this worry makes me feel ill, when the crocodiles get me, I'll be uneatable!
Kraliyet timsahlarına aperatif olacaklar.
They are just giving the royal crocodiles their appetisers.
Sihirli iksirsiz, Getafix'siz yok oluruz, kutsal timsahlar...
Without the magic potion, without Getafix we are lost, the sacred crocodiles will...
Timsahlar yakalanmaz, Meyve yetişmez.
Crocodiles not caught, Coconuts won't grow.
Hadi gidip yılanları ve timsahları görelim.
Let's go see the snakes and alligators.
İşte bak yılanlar ve timsahlar.
Here you see the snakes and alligators.
Küçük timsahlar.
little crocodiles.
Tüm ailesi timsahlar tarafından yutulan bir adamın hikayesini okudum.
I read about a man whose family had been eaten by a crocodile.
Timsahlar hakkında ne biliyorsun Bond?
How much do you know about crocodiles, Bond?
Ah, timsahları hiç sevmemI bir kere denemiştim onlardan, çok sıskaydılar.
Yes I don't like crocodiles, I tried them once, They were stringy.
Büyük hayvanlar, timsahlar. Ve şimdi iyi bir gece uykusuna ihtiyacımız!
Big beasts, crocodiles, we need a good nights sleep!
Allahın belası maymunlar, yılanlar, timsahlar, bilmemneler!
Goddamn apes, snakes, alligators and shit!
Bu haber timsahların hikayesine ironik bir sonuç çıkarıyor.
This news story presents an ironic conclusion to the story of the alligator.
Timsahlar büyüttü panterler emzirdi.
Raised by alligators on panther's milk.
- Timsahlar mı dedin?
- Did you say alligators?
- Dudaklarımı oku. Timsahlar.
- Read my lips - alligators.
Daha sonra kulübede yılanlar ve gölde timsahlar çıkacak.
Next there'll be snakes in the outhouse and crocodiles in the lake.
Hayır, timsahlar kabinlerde.
No, the crocodiles are in the cabins.
Tüm bu timsahlar, yılanlar falan.
All the gators and snakes and stuff.
Timsahlar.
Yeah, that's alligators.
Timsahlar.
Alligators.
Bilirsin, lağımda timsahların yaşadığı söylenir.
You know how they say there are alligators in the sewers?
Lağımda timsahlar.
Alligators in the sewers.
Katlanmak zorunda kaldığım bu şeyler timsahlar, böcekler, yılanlar ve şu dedikodular.
The stuff I have put up with-alligators, bugs, snakes, and now rumors.
Büyük timsahları var.
They have huge gators.
Büyük timsahları ve crocs'ları var.
They have huge gators and crocs.
Tabii ki tayfunların sıklığı ve timsahların nitrojen zenginliğindeki gübreleri sayesinde.
Due to the frequency of the typhoons and the nitrogen-rich alligator guano.
TİMSAHLAR
Alligators.
Yaşlı timsahlar.
Old crocodiles.
YILANLAR, TİMSAHLAR, KERTENKELELER, KAPLUMBAĞALAR, SÜRÜNGENLER VB. Gördün mü, Hermie?
You see it, Hermie?
- Timsahlar mı?
- Alligators?
Taş yok, saray yok, timsahlar var!
- This is Ardefus's doing. No more stone, no palace, no palace, the crocodiles!
- Ederim. - Timsahlar mı?
- Alligators?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]