English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ T ] / Todd

Todd translate English

6,171 parallel translation
Anlayamadık biz de Todd.
We don't know, Todd.
Abartmasak iyi olur Todd.
Let's not get ahead of ourselves, Todd.
Todd ne zaman istersen dinlerim seni.
Well, Todd... you can always tell me anything.
Todd bizi biraz yalnız bırakabilir misin?
Todd, could you give us a second?
Todd barda anlatıyordu herşeyi.
Todd. At the bar.
Todd.
Todd.
Todd ile görüşmüşsün.
You talked to Todd.
Senin de öğrendiğini biliyor olmamı mı soruyorsun?
Are you asking if Todd told me that you know that I know?
Todd bana bir şey anlatmadı ki.
Todd didn't tell me anything.
Todd bu odadaki herkes biliyor zaten.
Todd, literally every person in this room knows that.
Ben aslında bilmiyordum Todd.
- You knew? - I did. I did know, Todd.
Todd ne oluyor peki?
Wasn't Todd the mole?
Todd muhbir sayılabilir.
Yeah, Todd was... a-a kind of a mole.
Pekâlâ, Todd?
Okay, Todd?
Todd ve Melissa ne durumda?
How about, Todd and Melissa?
- Todd eşcinselmiş.
Todd's gay.
- Az önce ne dedim ben, Todd?
- Aah! - What did I just say, Todd? !
- Todd, kahramanlık yapayım deme!
Aah, Todd! Do not be a hero!
Todd, eller!
- Todd, hands!
- Todd, sakin ol.
- Todd, calm down.
Bu peynir için ölürüm, Todd.
This cheese is for which to die, Todd.
Todd ile durumlar nasıl?
So... how are things with you and Todd?
Todd, nefes al.
- Hey.
- Tamam, pardon.
- Todd, breathe. - Okay. Sorry.
- Hayır, çıkaramazsın.
- TODD : No, you can't.
- Todd?
- Todd?
- Todd'la aranız nasıl?
- How are things with you and Todd?
- Todd, yemeğine hiç dokunmadın.
Hey, Todd, you haven't even touched yours.
- Dondurucuda ne var Todd?
What's in the freezer, Todd?
Zaten biliyorum Todd.
I already know, Todd.
Sanırım 42 diyeceksin ama bence o rakam biraz daha yüksekti, değil mi Todd?
I'm guessing you're gonna say 42, but I'd be willing to bet that the number was just a little bit higher, now, wasn't it, Todd?
Todd, sana asla şantaj yapmam.
Todd, I... I would never blackmail you.
- Todd, sen daha iyi bilirsin! Bakın ne buldum! Sevgilerimle, Todd
- Todd, you know what's going on.
- Todd!
Todd!
- Todd!
- Todd!
Todd!
Todd! Todd!
Todd!
- Oh... no.
Todd!
Todd!
Todd, bize söylemek istediğin bir şey var mı?
Todd, anything you want to tell us?
Hadi ama, Todd.
Oh, Todd.
Sonra Todd geldi, hayatımda gördüğüm en mükemmel, kibar güvenilir, dürüst, özverili adam Todd.
But then Todd came in. Perfect Todd... the nicest, trustworthiest, straight-shootinest, selflessest son of a gun I've ever known.
Sonra Todd dedi ki, " Bu çok yanlış, efendi.
Then he said, " That's wrong, sir.
Sonra ben silahımı indirdiğim, Todd kalan üç pastırma paketini aldı kapıdan dışarı çıktı ve pastırmaları hemen size getirip, sürpriz yaptı.
And as I cocked my gun, he calmly walked over, picked up the three remaining bacons, marched straight out the door and delivered them to you guys, tied up in a bow.
Çünkü Todd size pastırma getireceği zaman, sürpriz yapmadan getirmez.
'Cause when Todd gives you bacon, he puts a bow on it.
Bunları yapan Todd'tu işte.
But that's friggin'Todd.
- Todd. Todd.
Todd.
Katılsanıza.
Todd. Join in.
Todd, bir şeyler söylemek ister...
Todd, you have something prep...
Todd.
Oh, Todd.
- Nasılsın Todd?
Huh? - How you doing, Todd?
Todd...
- Todd...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]