Token translate English
1,400 parallel translation
Bana bişey gönderdimi?
Did she give me a token?
Peki, ozaman, minnettarlığımın bir belirtisi olarak, onu kendime alıcam.
Well, then, I'll get it for you myself, as a token of my gratitude.
Sen hayatımı değiştirdin. Sana olan düşkünlüğümü anlatan bir şey vermeden terk edilmek istemedim.
You changed my life. I didn't want you to go without a token of my affection.
Hızlı tren jetonu mu?
An El token?
Çünkü amigo ekibinin yüz karasısın!
You're the cheerleading squad's token blimp!
- Tamam. Teşekkür olarak kahve ister misin?
You want a cup of coffee as a token of my appreciation?
İşte ben kapana kısılmışken benim yerime Santa olduğun için sana küçük bir hediye.
Here's a small token of my appreciation for being Santa while I was trapped.
68. ve Lex Caddesi'ndeki jetoncu görmüş.
It looks like the subway token clerk at 68th and Lex.
Bir teşekkür nişanı olarak hayvanlara olan daimi sevgisinden dolayı ona hayvanları koruma vakfının sürpriz bir hediye gönderdiğini söyle, annadın mı?
You tell him the Society for the Preservation of Animal Love has sent a surprise gift as a token of appreciation for his ongoing love of animals, see?
Bana aşkının göstergesi olarak verdiğin düşünceli hediyenin.. aşkının göstergesi değil de bir kıç kalemi olduğunu anlatıyorsun?
And yet you tell me that your thoughtful token of love wasn't a token of love at all.
Bu bayrak, yakınınız tarafından sağIanmış hizmet ve onurun... ... bir simgesi oIarak, müteşekkir bir uIus tarafından size veriIiyor.
This flag is presented on behalf of a grateful nation as a token of our appreciation for honorable and faithful services rendered by your loved one.
Çok, çok iyi Token.
- Very, very good, Token.
Bu sistemde Token'ın daha iyi not almasının sebebi ailesinin zengin olması.
The only reason Token was able to do all that is because his family is rich!
Oh, haydi ama, yeni eviniz kasabadaki herhangi birisinin evinin dört katı büyüklüğünde.
- Oh, come on, Token. Your new house is four times the size of anyone else's in town.
Token'ın giyisilerinin nereden geldiğine bir bakalım.
Let's just see where Token's clothes come from, shall we?
Hiç J-Mart'a girdin mi, Token?
Have you ever even been inside a JMart, Token?
Merhaba, Token.
Hello, Token.
Token'ın zengin götlü ailesi için çok pahalı değil demek ki.
Not too expensive for Token's rich-ass family, apparently.
Ben Token.
- I'm Token.
Çocuklar neden anneniz ve ben kasabayı gezerken siz de Token'la oynamıyorsunuz.
Kids, why don't you go play with little Token, while your mother and I check out the town.
Token, bunlar Oprah'ın neredeyse evlatlık çocukları,
Token, these are Oprah's newly-adopted children,
Alışveriş! Evet, gel Token.
Yes, come, Token, we're all going to head down to the mall
Şimdi Token, polo çok basittir.
Now, Token, polo is very simple.
Şimdi Token, unutma, kimin kazandığı önemli değil.
Now come, Token, and remember, it doesn't matter who wins.
Bak, dikkatli olmalısın Token.
You see, you must pay attention, Token.
Eğer böyle vahşi oyunlar oynamak istiyorsan gidip aslanlarla yaşa.
Yes, Token, if you want to play such savage games, I suggest you go live with lions.
Merhaba, benim adım Token.
Hello, my name is Token.
Haydi Token, futbol oynayacağız, seni kuk.
Come on, Nurse Token, we're gonna go play football, you puss.
Görünüşe göre, iyi niyetimizi gösterecek birşey yapmaya karar verdik.
Apparently, we have agreed to make a token gesture of our good faith.
Ya bana istediğimi verirsiniz, ki sorununuzun yanında küçük bir şey, en azından sizin için, ya da sanırım üstlerinizi arayıp bu sohbetimizi rapor edersiniz.
You can either give me what I want - a small token compared to what's at stake, at least for you - or I guess you could call your superiors and report this conversation.
Aşkımın simgesi.
A token of my love.
Teşekkür için hediye çeki ver ve alkışla.
Distribute token of appreciation and applaud.
Juri üyelerine başvurdum.
I have given judges a good token.
Evlilik nişanı kızımdan oğluna.
The token of betrothal... of my daughter to your son.
Kraliçelerin kraliçesi için üç Galyalıdan ;
"As a token of honour to the Queen of Queens. The 3 Gauls : Getafix, Obelix and Asterix." How sweet.
Bu ablan için ve minnettarlığımın... küçük bir ifadesi.
Look, I got a little token of appreciation foryour sister.
Bu da benden hediye. Aile bileziğini takman dileğiyle.
Here's a gift from me, a token, I wish I could've give you the family bracelet,
Buna bir sevgi göstergesi diyelim.
Call it a token of me affection.
Peki, takımdaki tek Asyalı olmak nasıl bir duygu?
Well, how do you feel about being the token Asian on a team?
Herkes benim yabancı kökenli olduğum için bu takımda olduğumu düşünüyor.
And have everybody think I'm on the team because I'm some token player?
Bu konuşma derinden sevdiğim ve saygı duyduğum büyükbabam Koro Apirana için.
This speech is a token of my deep love and respect... for Koro Apirana, my grandfather.
Sevgimin bir göstergesi olarak, Naomi.
A token of my affection, Naomi.
Belki de bu makineyi çalıştırmaz.
This token machine isn't working. Maybe
İyi. Makinenin bozuk olduğunu sandım.
I thought the token machine is out of order
Hızlı tüketimin bütün belirtileri mevcut.
Every token of rapid consumption is present.
Şeftali çiçekleri kanıt olsun!
Let the peach blossoms be the token!
Birlikte aynı yatağı paylaştık ve kanıt olarak şeftali çiçeğimiz var.
We have shared a bed and we have peach blossoms as token.
Hiçbir şey.
All right, Token, you're next.
Selam, kıyafetlerini değiştirmişsin, Token.
- Hey, you changed your clothes, Token.
Ben Token.
- Well, I'm Token.
Oh, selam, işte Token. Selam, çocuklar.
- Oh, hey, there's Token.