Tomato translate English
1,483 parallel translation
Çenenizde domates sosu var. Tamam.
Yeah, um, tomato sauce on chin.
Ben diyorum Mersin'e, o gidiyor tersine... - Tabii.
He says tomato, and I say "to-mah-to."
Biftek, Newark usulü kızartma, yağsız, dilim domatesli omlet.
Steak san, Newport fries? Scrambled eggs, no oil, tomato slices.
Bir büyük peynirli domatesli, bir tane de balıklı.
I want to get one large cheese and tomato, and then one with alici.
Kızarmış et, mayonez, hardal, marul, domates, peynir ve soğan olsun.
Uh, roast beef, mayo, mustard, lettuce, tomato, cheese, easy onion.
" Bir kutu salça, üç çorba kaşığı zeytinyağı,
" ONE CAN OF TOMATO PASTE, 3 TABLESPOONS OF OLIVE OIL,
Ona Fransız soslu, domatesli bir aysberg salata getir.
Just bring him an iceberg lettuce and a mealy tomato wedge smothered with French dressing.
Ben soyalı alayım lütfen. Çavdar ekmeğinde, sade. Ve varsa domates suyu.
Well, I will have a soy dog, please on a whole-wheat bun, plain and a tomato juice, if you got it.
Domates gemileri ve turşu kaptan sonra kuşkonmaz a la Toastette ve hepsini sarıyorsun, çıtır derili tavuk da var...
I thought we'd start... with the tomato boats with pickle skippers... and the asparagus a la toastette. And I got a little roasted rosemary chicken. Comes out with a crispy skin, and it's all moist.
Koluma domates sosu dökülmüştü tam bir leke oluştu.
Yes I got the tomato sauce onto my arm made quite a patch
Al, bir bira iç ; kendini iyi hissettirir.
Tomato another beer, you will feel better
Domates kabuklarını sevmiyorum.
I don't like tomato skins.
Genç bir domatesin resmiyle başlayacağız.
We open on a young tomato.
- Kaynak diyorum. - Biliyorum.
Tomato, pasta, "vin rouge"?
Ben de kepekli ekmeğe domates ve salatalık, hardal ve soya filizi olsun.
And I want tomato and cucumber on whole wheat with only mustard and bean sprouts.
- Öğleden sonra 2 : 45 de, evini süpürüp domates sosunu pişirdikten sonra.
At 2 : 45 p.m., after you finish the vacuuming and while the tomato sauce is simmering.
Dinle! Ben geç kalıyorum ve senin hikayenin ne olduğunu bilmiyorum, Ocakta bir çaydanlık var,
And listen I'm running late and I don't know what your story is, but there's a kettle on the stove, tomato sandwich in the fridge and some clothes on the chair there.
- Biraz domates ister misin?
- Want some tomato?
Al, minik domates.
A morning tomato.
Salatalık, domates, elma, soğan.
Cucumber, tomato, apple, onion...?
ne mutlu ki kuponum var, çifte kupon!
ALL RIGHT, WHAT'S NEXT ON OUR LIST HERE? TOMATO PASTE - - OOH.
hayır.. burada domates ve püre var.
HEY, HONEY, WHERE'S THE TOMATO PASTE? OH, YOU DON'T SEE IT?
Benim derdim Hot Pocket değil... her ne kadar yeni ve geliştirilmiş domates sosu olsa bile...
It's not the Hot Pocket itself - even though it did have that new-and-improved tomato sauce.
Marul, domates, bir kaşık çeşni, buğday ekmekli.
Lettuce, tomato, spoon of relish. Wheat bread.
Darwin'in kafası domates gibi patladı.
Darwin's head popped open like a tomato.
- New York'ta sosisli sandviç, ekmek hardal, ketçap, lahana turşusu ve domatesli soğandan ibarettir.
- The New York has mustard, ketchup, served with a tomato-based onion relish.
Dikkat et, domates çorbamın içine süt ve krema koydu.
Careful. I just got tomato soup with half and half in it.
Parmesanlı kızarmış kuşkonmazla başlayabiliriz. Ya da kış çorbaları üçlüsüyle. Domatesli fesleğenli tereyağlı kabaklı ve sarımsaklı.
Now, we would start off with either the roasted asparagus with the Parmesan... or the trio of winter soups... tomato basil, butternut squash, and Catalonian garlic.
Biraz daha hafif yaparsam domates suyu olacak.
Any weaker and it would simply be tomato juice.
- Domates?
- The tomato?
- Evet, domates.
- Right, the tomato.
İkinci sahnede domates kesmek için kullanıyordum.
I use it to cut a tomato in the second act.
Evet. Kavunlu domatese kulak verin.
Yeah, listen to the tomato with the melons.
Bugünlerde hava gerçekten çok güzel.
It's been perfect tomato weather out there.
Yanında domateste ister misin?
Would you like it with tomato?
Domates sosuna batırsana.
Dip it in the tomato.
Max, kızarmış simidin üstüne domuz pastırması, marul ve domates.
And Max, you get bacon, lettuce and tomato on a lightly-toasted bagel.
... ve domates sosunu devirdim...
... and I knock over his bowl of tomato sauce.
Domates sosu en zor çıkan leke.
Tomato sauce is a really tough stain to get out.
Sağ ol. Domatessiz. Hatırlıyorum.
thanks do not put the tomato, the ham bowel is all right
Çölde, iki saatte, domates gibi kızarır.
Two hours in the desert he'll be red like a tomato.
Ben sizinle mutluyum, salça, rikotta peyniri, kıyma makarnanın eşsiz bileşimi.
- l'm happy when I'm with you, you delicate mélange of tomato paste, ricotta cheese, ground meat and pasta.
- Domates çorbası ve sandviç?
- Tomato bisque and sandwiches?
Ya da domates suyu.
Or some tomato juice.
Son on yılda asil domatesin genetik yapısının değiştirilmesinde atılan muazzam adımlara bakmanız yeterli.
You only have to look at the enormous strides made in the last decade with the genetic reconfiguration of the noble tomato.
Bu süreçte domates aşırı olgunlaşıyor ve tadını kaybediyordu.
What was happening was the tomato was over-ripening in the process and it was losing its flavour.
Domatesler.. Nasıl? İyiler..
It has... tomato?
Domates çorbası.
- It's tomato.
... ve limonlu ve ginsengli domates suyu.
Peanut butter protein shake and tomato juice with lemon and ginseng.
Dikkat et, domates çorbamın içine süt ve krema koydu.
I just got tomato soup with half and half in it.
Domates dolması.
STUFFED TOMATO.