Toys translate English
3,674 parallel translation
Başkasının oyuncağıyla oynadığında ne olduğunu gördün mü?
See what happens when you play with someone else's toys?
Ne güzel oyuncaklarla oynayacaksın. Bir sürü yeni arkadaşın olacak.
So many great toys to play with, and you're gonna make so many new friends.
Connor'a oyuncaklarımı göstermek istiyorum.
I want to show Connor my toys.
Şekerler, oyuncaklar, oyunlar...
Snacks, toys, games...
Ama şeker ve oyuncakları zaten aldınız.
But you're already paid in snacks and toys.
Şeker ve oyuncaklar artık yeterli değil.
Snacks and toys aren't enough anymore.
Ona bazı oyuncaklar getirebilir miyim?
Can we bring him some toys?
Herkese oyuncağı verilecek.
Everyone gets their toys.
"İyice Em!" diye vakumlu, salak bir çocuk oyuncağı icat ettim. - Öğk!
I poured myself into this ridiculous vacuum for toys called Suck It.
Seks oyuncaklarını bir tarafa koy ve onlarla kendi boş vaktinde oyna.
Put away your sex toys and play with them on your own time.
Cadılar Bayramı'nda Linus, Büyük Balkabağı için heyecanlanır. Bu balkabağı, iyi kızlara ve oğlanlara her yıl oyuncak getirir.
It's Halloween, and Linus is excited for the Great Pumpkin, who comes every year to bring toys to all the good boys and girls.
Ben, oyuncaklarını, kitaplarını falan hep evin etrafına dağıtırdı.
Ben would leave his toys or his books or whatever all around the house.
Neden odandaki oyuncakları bana göstermiyorsun, tatlım?
Why don't you show me all the toys in your room, okay, sweetheart?
Bu seks oyuncakları falan?
These sex toys?
Seks oyuncaklarındaki ve koçun yatak çarşafındaki DNA geldi.
DNA from our sex toys and the sheets in Coach's bedroom.
Davranışsal biçimlendirmeler için birkaç oyuncak.
Just some toys from one of our behavioral kits.
# Ben oyuncaklarından biri değilim #
♪ I'm not just one of your many toys ♪
Henüz elimizde en kaliteli ekipmanlar yok ama koroner kateterizasyon işlemimiz ve 3D anjiyografi C-arm sistemimizle...
Now, we don't have all the best toys yet but with our coronary catherization process...
Ve bütün oyuncakları tek tek ödedim. Fişim bile var.
And I paid for every one of those toys, and I have the receipt.
Yön odaklı mikrofonlar, fiber optik kameralar, şok silahları... Tüm oyuncaklar kutudan çıkar.
Directional microphones, fiber-optic cameras, taser guns - - all the toys come out.
Koleksiyoncu zihniyeti severim. Ama oyuncaklar...
I can appreciate the mind-set of a collector but toys?
Genç biri Şii köylerinden birine giriyor içi oyuncak ve şeker dolu seyyar bir arabayı iteliyor.
A young man enters a Shia village, pushing a cart full of candy and toys.
Yüce Noel Buz Sarkıtı'nın enerjisini kullanarak Noel'i gerçekleştiririz, yani oyuncaklar yapmak için atölyeyi çalıştırırız ya da...
We use the energy in the Great Christmas Icicle to make Christmas happen, things like powering the workshop for building toys, or...
Oyuncak almaya bayılıyorum.
I love getting toys.
Hediyeleri bu gece evime getirin, sabah yetimhaneden gelip alacaklar.
Bring the toys to my house tonight, and the orphanage will be picking'em up in the morning.
Yetimlerin oyuncaklarını alamayız.
We can't take toys from orphans.
Bir el arabası oyuncağı Bay Miller'ın ambarına kendim götürdüm.
I had to drag the wagon full of toys to Mr. Miller's barn by myself.
Günde üç öğün yemek, çift kişilik yatak, köpek oyuncakları, lastik toplar, hulahoplar.
Three meals a day, double beds over there, doggy toys, rubber balls, hula hoops.
Yani Noel sabahı hediye olarak yeni çiğneme oyuncağı gelmeyecek mi?
You mean, no new chew toys on Christmas morning to unwrap?
Noel sadece oyuncak değil
Christmas is more than making toys
Toys "R" Us'a kaydolduk.
We're registered at toys "r" us.
Sosyal Hizmetler çalışanı bile üç yaşındaki bir çocuğun nelerin kendisinin, nelerin babasının oyuncağı olduğu konusunda kafasının karışmaması gerektiğini söyleyecektir.
Come on, it's time to get rid of this stuff. I mean, even the social worker would agree a three-year-old should not have to be confused by what are her toys and what are her daddy's toys.
Silahlar oyuncak değildir.
Guns aren't toys.
Bir amatör oyuncaklarla oynamaz, kopyaları ile çalışır.
A hobbyist does not play with toys, he works with replicas.
Kapalı bir oda da oyuncaklarını topluyor olması gerekmiyor mu?
Shouldn't he be assembling toys in a padded room?
Oyuncaklarını topla ve babacığına iyi geceler de.
Now pick up your toys and say good night to Daddy.
Bu oyuncaklar hiç bebeklere göre değil.
Yeah, these toys don't even make sense for a baby.
Mahalledeki herşeyi gasp ediyorlar... 318s 00 : 12 : 45,887 - - 00 : 12 : 47,964... bisikletleri, oyuncakları, çalılıkları. Çocuklarım hakkında konuşma.
They take everything in the neighborhood- - bikes, toys, shrubbery.
Burada da oyuncaklarım var.
And over here are my toys.
Tüm bu oyuncaklar ve ıvır zıvır için üzgünüm.
Sorry about all the junk and toys.
O marshmallowlar oyuncak değil, tamam mı?
Hey! Those marshmallows are not toys, okay?
Kurabiyeler, oyuncaklar ve tatlılar sadece fazlalık.
The cookies and toys and sweets are mere distractions.
Onlar insan rüşvetleri, seni iyi kalpli velet.
Those toys are people bribes, you good-hearted little brat.
Pencerede de oyuncak kalmış.
With toys in the window.
Oyuncaklarını uçuracağım.
And take your toys up in the sky.
Bende oyuncak yok, Bende hiç çocuk olmamıştı.
I don't have any toys. I don't have anything for kids.
- Trent Hazlit, Poggio Oyuncak'ın İcra Kurulu Başkanı.
Hazlit? Trent Hazlit, C.E.O. of Poggio Toys.
Tüm oyuncaklar, perakende dükkânlarında Pasifik Oyuncak Fuarı'nda yapılacak duyuruyu bekliyorlar.
All the toys are at retail warehouses waiting for the announcement at the Pacific Toy Expo.
Birkaç oyuncak atabilirsin ama tişört kalıyor.
You can get rid of a few toys, but the shirt stays.
Pencerede de oyuncak kalmis.
With toys in the window.
Hetty, açıklayabilirm aslında hayır bu benim suçum bana yardım edebilir mi diye eric'e sordum the Toys for Tots program'ı için deniz piyadeleri için yapıyorm ve şey... düşündüm ki eğer böyle giynirsek çocuklar için eğlenceli olur diye.
Hetty, I-I can explain. Uh... Actually, no, this is my fault.