English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ T ] / Troubles

Troubles translate English

3,547 parallel translation
Sorunların efsanelerle açıklandığını daha önce de gördük.
We've seen before where myths are explanations for the Troubles.
Sorunlar, duygular yoluyla işler. Yani karınızın bebeğinin olmasını çok istediği bir yer olmalı.
Troubles work on emotions, so it's likely a place your wife feels her baby envy deepest.
Usulca dertlerini benimle paylaşmanı isteyeceğim.
Softly will I ask to share your troubles
Kendi derdimiz bize yetiyor gerçekten dostum.
We've got our own troubles, mate, honestly.
Yoksa sevgilinle sorunların mı var?
- Let me guess- - boyfriend troubles?
O erkeklerin kendisini beğenmediği için endişe ettiğini söyleyen kız değil mi?
Isn't she the one who had men troubles?
# Dün, tüm belalar çok uzak görünüyordu gözüme #
♪ Yesterday ♪ all my troubles seemed ♪ so far away
Başıma gelenleri duyduğuna şüphe yok.
No doubt you heard about my troubles.
Ağabeyi sorunlarını halletti, senin hatan değildi.
His brother relieved him of his troubles. Now, that weren't through no fault of yours.
İşin doğrusu, biz maddi sorunlar yaşıyoruz.
- Yes, I do. But the truth is we're, um... We're having financial troubles.
- Para sorunlarımız bitti görünüyor.
So, it seems our money troubles are over.
Dünyadan kopup uzaklaşırken, sorunlarınızın eriyip gittiğini hissedin.
Feel your troubles melting away as you drift off to a world abstract.
Ama senin kadın problemlerin ve kendine hakim olma problemin var.
But you have female troubles, self-control issues.
Seninleyken mutlu olabiliyor ve tüm dertlerimi unutabiliyorum.
Okay, when I'm with you, I can be happy and just forget about my troubles.
# Sorunlar #
♪ When troubles come
Bir tanem, çektiğin maddi sıkıntıları duydum.
Darling, I heard all about your money troubles.
Tüm problemleri çözecek olmam seni deli ediyor, değil mi?
That by killing you, all our troubles end?
Eğer Avcı Meteor Fırtınası Haven'ı vurduğu zaman o ahıra girersem sorunlar yok olacak.
If I go into that barn and the hunter meteor storm hits, Ripped By mstoll troubles disappear.
En sevdiği kişiyi öldürerek sorunları sonsuza kadar yok edebilir.
By killing the person she loves the most, she could end the troubles forever.
Eğer o zavallı kız öldüyse sorunlardan kurtulmak için tek şansımızı da kaybettik demektir.
If that poor girl's gone, so is our only chance to get rid of the troubles.
Audrey'nin bunu yapacağını nereden biliyorsun? Sorunları bitirmek için seni öldüreceğini?
How do you know Audrey will do it - - kill you to end the troubles?
Nathan bu döngünün devam etmesine izin verseydi sorunlar 27 yıllığına yok olacaktı.
If Nathan had let the cycle continue, the troubles would've gone away for 27 years.
Sorunların biteceğini söylemiştiniz. Yalan söylediniz.
You said the troubles would end.
Evi onarmanın ve sorunların gitmemesinin stresi yüzünden.
Stress of rebuilding and the troubles not going away.
Sorunları bitirmelisin.
You have to end the troubles.
Neden sorunsuz bir güne içmiyoruz?
Why don't we drink to a day without the troubles?
Elbette sorunlardan haberim var.
Sure, I know about The Troubles.
Korkularımızla yüzleşip onlardan korkmayı bırakabilirsek sorunumuz bitermiş.
And if we can confront them and stop being afraid of them, then our troubles stop.
- Sorunlar bu şekilde işlemiyor ama.
That is not how The Troubles work.
800 km. yarıçapındaki alıcıların bir listesini buldum sabıkalılar, mali sıkıntılılar veya risk almaya meyillilerle sınırladım.
Found a list of purchasers within a 500-mile radius, narrowed down to those with priors, financial troubles, or propensity for risk-taking.
Kız arkadaşınla sorunun var.
You got girlfriend troubles, don't you?
Sorunlar bu şekilde işlemiyor.
That is not how The Troubles work.
Sorunlara yardım etmek karmaya göre yapmam gereken şeyse...
And if helping The Troubles. Is what I'm supposed to do karmically...
İnsanların ölmesine şaşmamalı.
I know we said you were immune to The Troubles.
Ama sen hayatının tüm sorunlardan daha değerli olduğuna karar verdin.
You decided that your life. Is worth more than all of The Troubles.
Sorunları bize hangi zalim tanrı verdiyse Crocker'ın lanetini de tam bu durum için tasarlamış.
Whatever cruel God gave us The Troubles, they designed the Crocker curse exactly for this situation.
Özellikle de birileri kuralları değiştirip hiç sorunlu olmamış ailelerin sorunlu olmasına yol açarken. Bunun anlamını biliyorsun değil mi?
Especially now that someone's altering the rules, putting Troubles in families that never had them.
Senin sorunlu insanlara yardım etmen gerek.
You're supposed to help people with their Troubles.
Sorunlar hakkında yazdıklarının çoğu bugünkü bildiklerimizle aynı şeyler.
Much of what he writes is accurate. To The Troubles as we know them today.
Çünkü sen beni öldürmediğin için sorunlar bitmedi.
Because The Troubles haven't ended, because you haven't killed me.
Nathan'ın ölümünün sorunları bitireceğini düşünüyoruz. Kurtuluşumuz bu.
We think Nathan dying will end The Troubles.
İnsan kaçıranlar ve sorunlarla uğraşanlar sizsiniz.
You're the ones that have been kidnapping people. And messing with The Troubles. Why?
Ve sen de beni kaçıran adamların sorunlulardan biri olduğunu düşünüyorsun.
And you think those men who took me have one of The Troubles?
Seni öldürmek artık sorunları bitirmeyecek.
Killing you won't end The Troubles anymore.
Sorunlarla uğraşacak vakti nasıl buluyorsun?
How do you find time to fight The Troubles?
Sorunlar yüzünden çok adam kaybettik.
We've lost too many people to The Troubles.
Yeteneğin hoşuma gitmiyordu ama var olmasının bir nedeni vardı. Sorunları kontrol etmemizi sağlıyordu.
I didn't like your ability, but it existed for a reason, to keep The Troubles in check.
Hayır. Sorunlar şimdi son bulacak.
The Troubles end now.
Sorunlar yok olmadı.
The Troubles haven't ended.
Gerçekten.
I really am, but The Troubles.
Seni ne korkutur, şerif?
The Troubles?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]