English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ T ] / Trudy

Trudy translate English

1,305 parallel translation
ne işiniz vardı dün?
in Trudy's old house yesterday?
Bence siz dün akşam Trudy'e akşam yemeği pişirmek için oradaydınız.
I think you went there yesterday to cook Trudy dinner.
Trudy'e yemek...
To cook Tr...
Sola döndüm... ve Trudy'nin eski caddesinden gidip, evine doğru yürüdüm.
I turned left... and I walked down Trudy's old street to her house.
Bu Trudy'nin mezarı değil mi?
Isn't that Trudy's grave?
Trudy'nin bir resmini almasında sakınca var mı?
Is it okay if he has a picture of Trudy?
Komodinin üstünde Trudy'nin fotoğrafı var mı?
And is Trudy's picture on the nightstand?
Trudy'nin cenazesinden beri giymemiştim.
I haven't worn it since Trudy's funeral.
Adrian, bu arada, Trudy için üzgünüm.
Adrian, by the way, I was very sorry to hear about Trudy.
Bunlar Trudy'nin son sözleriydi, değil mi?
Those were Trudy's last words, weren't they?
9 yıl önce sevgili karısı Trudy benim hakkımda bir şeyler yazdı... dünya maliyesinin Cengiz Hanı olduğumu söylemiş.
See, nine years ago, his beloved Trudy wrote a piece on me... in which she said I was the Genghis Khan of world finance.
Peki, Trudy'e karşı bir kin mi güttüğünü düşünüyorsun?
Well, do you think he had like-like a vendetta against Trudy?
Trudy, ekmek ve tereyağı diyerek neyi kastediyordu?
What did Trudy mean by bread and butter?
Trudy ve ben, ne zaman bir yerde yürüsek, elele tutuşurduk.
Whenever Trudy and I were walking somewhere, we'd hold hands.
Faturaları Trudy öderdi.
Trudy used to pay all the bills.
Yani, Trudy o gün kardeşinizle görüşmeyi planlıyor olmalıydı.
So Trudy must have been planning to meet your sister on that day.
Trudy'nin mükemmel kadın olduğunu söyler miydin?
W-Would you say that Trudy was the perfect woman?
Trudy.
Trudy.
O Trudy değil.
She is not Trudy.
Onu Trudy için imzalar mısınız.
And if you could just... if you could make it out to Trudy. - Sure.
- Trudy, ya sen?
- Trudy, how about you?
Trudy Granser,
Trudy Granser,
Trudy, bu o!
Trudy, it's him!
Selam Trudy!
Hi, Trudy!
- Merhaba, Trudy, orada mısın?
- Hello, Trudy, are you there?
- Eee hala Trudy ile birlikte misin?
- No worries, mate. - So you're still with Trudy?
- Trudy burada mı?
- Trudy here?
Bak, Trudy, Çok aptalca.
Look, Trudy, it's stupid.
- Gitmesine izin ver Trudy.
- Let him go, Trudy.
Hadi Trudy, izin ver ona.
Come on, Trudy, let him go.
Trudy, arabaya bin.
Trudy, get out of the car.
- Hey, Trudy, Trudy!
- Hey, Trudy, Trudy!
- Trudy, sakin ol.
- Trudy, calm down.
Trudy!
Trudy!
- Trudy, buraya gel.
- Trudy, come here.
Hayır lütfen Ben Trudy'nin arkadaşıyım.
No, I'm a friend of Trudy's.
- Trudy, Trudy!
- Trudy, Trudy!
- Trudy?
- Trudy?
Trudy, kişisel bir konuşma yapabilirsin.
Trudy, you can make a personal plea.
- Trudy iyi.
- Trudy's fine.
- Yayınımıza son vermeden önce, Trudy,
Before we go, Trudy,
Hey, sen çok iyi görünüyorsun Trudy. - Nasılsın?
Hey, you look good, Trudy.
- Merhaba, Trudy.
- Hello, Trudy.
- Merhaba Trudy, benim.
- Hi, Trudy, it's me. - Sandy!
- Trudy? - Çok geç oldu.
- It's so late.
Trudy?
Trudy?
- O geldiğimizi biliyor mu?
- Does he know we're coming? - Trudy, shh-shh.
Trudy, bu Spider.
Trudy, this is Spider.
Trudy, lütfen, lütfen, biraz rahatla tamam mı?
Trudy, please, please, just relax, okay? It's fine.
Trudy'i kaybedeli dört sene oldu.
It's been four years since you lost Trudy.
- Sandy!
- Trudy?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]