Twisted translate English
2,977 parallel translation
Öyle bir serenat yapacağım ki sana.
Sing you a twisted serenade
Evet ve düşünüyordum da belki de senin şu karmaşık beynin onun gözden kaçırdığı bir şeyi bulabilir.
Yeah, and I was thinking that maybe that twisted brain of yours could come up with something he might have missed.
O karın diye çalışmaya dâhil etmeme düşüncesinden sıyrılman gerek. Çünkü bu saçmalıklarla uğraşacak kadar kafayı sıyırmış tek insan karın.
You need to get over this thing where you're just thinking of her as your wife, because your wife is the only person twisted enough to handle this crap.
Evet, delinin tekiydi.
Yeah, she was one twisted puppy.
En son hatırladığım bir anda suratımın ortasında beliren arı karnını bükmüş ve sokmaya hazır bir vaziyetteydi.
The first thing I remember seeing was a bee right in front of my face with its abdomen twisted as if it was ready to sting me.
Bunlar seni yeniden incitti.
Got you all twisted up again.
- Abuk subuk hiçbir şey yapmadım.
I didn't do anything twisted.
Bir kadının bağlılığını ölçmek için oldukça garip bir yol.
Seems like a very twisted way to test a woman's commitment.
Genelde makine kazalarında görülür bir eklemin sıkışıp döndüğü gibi.
Usually you see this around machinery accidents, like if a limb gets stuck in something and twisted.
Biraz karmaşık.
A little twisted.
- Muhtemelen sadece burkulmuştur.
You probably just twisted it.
Yarım yamalak çocuk şarkısı söylüyordu. Muhtemelen şovunda duymuştur.
He's got some twisted nursery rhyme thing going, probably got it from that show you did.
Başını çevirerek resmen gövdesinden ayırmış.
He nearly twisted her head from her torso.
Sonra onu bu sabah küçük veranda da uyanık buldum. Sahipsiz kedi gibi. Bileği fena burkuldu.
Then I find him this morning asleep on the front stoop like a stray cat, his leg twisted like a picarone.
Onun aklı garip işler.
His mind is twisted.
- Ucubeydi. Eğri büğrü.
- Monstrous, twisted.
Böyle bişey yapıyorsaun sen delisin .. ve bu profile uyuyorsun
You've to be twisted to do something like that and you fit the profile perfectly!
Daha güneyde ise yabancı bir dünya... Devasa bir tuz gölü ve eğrilmiş, bükülmüş iğneli ağaçlarıyla, kavrulmuş, kumla kaplı bir vahşi doğa.
Further south, an alien world, a parched and sandy wilderness with an immense lake of salt, and gnarled and twisted spiny woodlands.
Tanrı korusun ama çarpık zihninden gerçekte neler geçiyor kimbilir.
God forbid you should say what's really on that twisted mind of yours?
Bill, tüm aklımı karıştırmıştı.
Bill, he twisted things around in my head.
Muhtemelen annemin ölümüyle bir alakası vardır bu söylediklerinin.
Probably some twisted reaction to my mom dying.
Ayağımı burkmuşum.
I twisted it.
Aklın sıra Jeff'le Sheila paraya kavuşmanın önünde duran tek engeldi.
In your twisted logic, Jeff and Sheila were the only thing stopping you from cashing in.
Verdiğin bütün sözleri tutmaya hastalık derecesinde bağlılığın bundan yoksa dikkatlice kurduğun savunma mekanizman bir anda yerle bir olur.
That's why you have this twisted obligation to keep all promises... Or your carefully constructed defense mechanism could crumble down.
İlki, topların yönünü bozmak için tasarlanan bükülü "Çivi Ormanı."
First is the twisted "'Forest of Nails "'... designed to distort the balls'direction.
Emniyet kemeri karışmış.
Seat belt's all twisted up. Seems kinda careless.
Hele minicik kıvrık kulakları...
His little twisted ears.
Ronnie tepetaklak durumda bulunduğundan ayakları önce çıkmış.
Ronnie was actually twisted and came out breech, feet first.
- Tamam, ben diyordum ki, - Bu insanlara çarpıtılmış bir satranç oyunundaki - lanet taşlarmış gibi davranamazsın.
All right, as I was saying, you can't treat these people like bloody pieces in some twisted game of chess.
Düştüğünde bileğini mi burktun?
You twisted your ankle when you landed.
- Tamam, eğer bu şaka falansa... - Hayır.
Okay, if this is kind of twisted joke.
Ebeveyni hasta olan çocukların takıldığı bir sitede milleti ağına düşürmeye çalışarak ne tür bir oyun oynadığını bilmiyorum. Ama bu hiç iyi bir şey değil.
I don't know what kind of twisted game you play, trolling around on a kids with sick parents website, but it's not cool.
Cliff dedi ki... Sanırım adı Kate'di- -... Kate biraz çarpık bir durum olduğunu.. ... ama iç çamaşırlarını eve getirmediği sürece..
Cliff said - - I-I think her name is Kate - - that Kate thought it was a little twisted, but as long as he didn't bring his bras and panties into the house, she could ignore it.
Niçin böyle düşünüyorsun?
Why are your thoughts always so twisted?
kaderim değişir rujunla yazımı yazdığında her güzelin banka hesaplarını... tahsil etmek istiyorum.
My bio-data is twisted Penned with lipstick. I want to be debited in every ladies bank account.
Eğer evren Dünya'dan biraz daha büyük bir on iki yüzlü olsaydı ışık dakikalar içinde etrafta dolanır ve gökyüzünün 12 yerinde Dünya'nın eğimli kopyalarını görmemize neden olurdu.
If the Universe were a dodecahedron only slightly bigger than Earth, light would zip around it in minutes, and you would see twisted copies of Earth in a dozen different directions in the sky.
Galiba bileğim burkuldu.
I think I twisted my ankle.
Romantizmle ilgili bir nevi çarpık bir düşünce neden olmasın?
Yeah, I mean, it's sort of a twisted take on romance, but you know what? It might fit.
Ama sanırım Daldrop'un her zaman hayalini kurduğu büyük kapı olduğuna inanıyormuş, sonra işler karışmış muhtemelen oğlunu korumak için kızı feda etmiş olabilir.
But I guess if she believed that Daldrop was the big door prize she'd always dreamed of, then, as twisted as it seems, I guess it is possible that she sacrificed her son to keep him.
Bu oynadığın her ne çeşit deşici oyunuysa beni bundan uzak tut.
Whatever twisted ripper game this is, leave me out of it.
Uyarmak için söylüyorum, seninle yatar sonra terk eder ve seni milyon parçalara bölünmüş halde bırakır.
Just to warn you, he'll sleep with you, then dump you and leave you in a million twisted little pieces.
Bir çeşit göze göz olayı.
Some kind of twisted eye for an eye.
... ve bir parça sapkın Tolkien cinselliği.
Clive Lewis's heroism, and Tolkien's slightly twisted sexuality.
Tolkien'in cinsel sapkınlığı mı?
Tolkien had a twisted sexuality?
Benim ezik, sapkın, yalnız kardeşim?
My sad, twisted, lonely brother?
En azından boynu bükük halim için.
Or, uh, at least my twisted version of it.
- Bütün aile hikayeleri üzücü değil midir?
- Aren't all family stories twisted?
Eli kanlı bir ucube onun peşindeyken burada hiç bir şey yapmadan duramam.
Now there's no way I'm sitting on my hands while some twisted freak chases him down.
Beni iki blok koşturdun!
Make me run for two blocks! I twisted my ankle!
Akşam gel.
You're seriously twisted.
O halde üzücü aile hikâyelerine.
Well, here's to twisted families.