Ty translate English
1,592 parallel translation
Tüm yardımların için teşekkürler, Ty.
* * * * * * * *
Burada Ty'ın gerçek baba olduğu hakkında konuşamazsın diyor.
This says you can't talk about the fact that ty's the father.
Hey, Ty, ben Ade. Sen şu an muhtemelen Ejderhanı Öfkesi oyunundasındır.
Hey, ty, it's ade call you're probably in a fierce game of dragon fury right now.
Evet, Ty bazı endişelerin olduğunu söyledi.
Well, ty said you called with some concerns.
Adrianna, senin ve Ty'ın önünde uzun bir yaşam var, Bu sizleri takip eden bir şey olmasını istemiyoruz.
Adrianna, you and ty have your whole lives in front of this is not something we want to follow you around.
Söyleyebildiğimiz, dövüş gecesini kontrol eden ve sunan kişi, emekli asker Ty McKelver.
From what we can tell, fight night is controlled by a self-styled promoter and vet named Ty Mckelver.
Pekala, biz Ty ve sitesine bakacağız.
All right, we'll look into Ty and his web site.
Ty McKelver istismar kralı.
Ty Mckelver is an exploitation king.
Eğer Ty bir arşiv tutmuyorsa, belki bir dövüş gecesi taraftarı tutuyordur.
If it turns out Ty doesn't keep archives, maybe the fight night fans do.
Ty McKelver için.
For Ty Mckelver.
Canavar her maçı kazandığında,... Ty'ın hesabı beş, altı katına fırlıyor.
Every time Monster wins a match, Ty's account bumps up five, maybe six figures.
Ty vurgun yapmış.
Ty made quite a haul.
Bunca zamandır Ty için çalışıyordun.
You've been working for Ty the whole time.
Onların çoğunu ben aldım Ty ve şimdi seni almaya geliyorum.
I got most of'em, Ty, and now I'm comin'to get you.
Bu da Ty ve dostlarının yaşamasına izin verecek.
That'll let Ty and his buddies go now.
Ty ve adamlarından birkaç morluk var.
Just a little black and blue from Ty and his gang.
Dışarıdan hemen kontrol edilmesini sağlayıp, içlerinde nükleer ürün, küçük bomba veya terörist silah var mı diye görebiliyorlar.
And they let you know immediately from the outside whether or not ty contain any nuclear material, like the kind you find in a suitcase bomb or a small terrorist weapon.
Evet, Ty'ın bebeğini büyütmeye razı olduğu için gerçekten de çok mükemmel olmalı.
Yeah, he'd have to be pretty amazing to be okay with raising ty's baby.
Ty.
It's ty.
Seni ne zaman provadan almaya gelsem, "Hey, Ty, nasıl gidiyor?" diye soruyordum.
You know, every time I pick you up from play practice, I'm like, " hey, ty, what's up?
Hey, Ty için endişelenme.
Hey, don't worry about Ty.
Ty'ı boşver
Just ignore Ty.
Ty'ı getir.
Get ty.
Ne tatlılar, değil mi?
Aren't ty sweet?
Tyler? - Ty?
Tyler?
Ty.
Ty.
Lorelai seni Ty Power'a benzetiyor.
Lorelei thinks you look like Ty Power. Remember him?
Ty geçen ay onunla Phil Gamble adıyla iş yapmıştı.
Ty did business with him last month under the name phil gamble.
Ty'ın rolünü bozacak.
He'll blow ty's cover.
Seninleyken tamamiyle Ty olarak seninleyim biliyorsun.
You know when I'm with you, i'm with you, 100 % ty.
Arka koltukta Ty yalnız mıydı?
was ty alone in the backseat?
Yani Ty saat 10 : 00'da ordaydı, sen ön kapıyı 10 : 38'e kadar tuttun ve sonra arkada Ty'la beraber Moosa arabayla uzaklaştı.
So ty got there at 10 : 00, you covered the front door until 10 : 38, and then moosa drove away with ty in the backseat.
Ty'ı bilirsin.
You know ty.
Ty'ı iki haftadır görmüyorum.
I haven't seen ty in two weeks.
Ty "her şey iyi" dediğinde bu "her şey kötü" demektir ve Ty bunu kolay kolay kullanmaz.
"all good" is ty's code for "all bad," and he does not ring that bell lightly.
Ty.
ty.
Çatışmaya başladığımızda Ty ölür.
We start blasting, and ty is a dead man.
Benimle tartışmak mı istiyorsun yoksa Ty'ı kurtarmak mı?
You really want to argue about this with me or you want to save ty?
Bana söylemeyi unuttuğun bir şey mi var, Ty?
Something you forgot to tell me, ty?
Tamam, ne... ne olmuş yani, Ty?
! Okay, so - - so what, ty?
Pozisyon al, Ty.
Ty, get in position.
İyi. Ty, Jaimie'yle şu Rubin'e gidin.
Good.All right, get with jaimie and this rubin guy.
Buluşmayı Ty'la ayarlayacağını sanıyordum?
I thought you said he was gonna set a meet with ty?
Howard sadece bu yolla Ty'la buluşacaktı.
It was the only way howard would make the meet with ty.
Ty ve beni tehlikeye atarak mı?
Oh, by putting ty and me in danger.
Howard saat 17 : 00'da Ty'la buluşmayı kabul etti.
Howard agreed to meet ty at 5 : 00 today.
Ty iki saat içinde Howard'la buluşacak ve sen bunu şimdi mi söylüyorsun? Bana yalan söyledin.
Ty is supposed to meet with howard in two hours, and you're telling me this now?
Ty?
ty?
Ty, hapishanede çok yaklaştı.
Ty is close to getting in.
Hapiste kendini zayıf hissederek zamanımı boşa harcama, Ty.
Don't make your week in jail a waste of my time, ty.
Ty!
Ty!