English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ U ] / Ucret

Ucret translate English

462 parallel translation
"Ücret, lütfen."
"Fare, please."
Ücret toplayıcı.
Fare collector.
Ücret artışı alacaksın... iki misli.
Give you a raise.
Ücret ödüyorsam ona yolcu denemez, değil mi?
Well, it stands to reason if I'm paying him wages, he ain't no passenger, don't it?
- Ücret mi?
- Fee?
- Ücret.
- Cash.
- Ücret.
- Oh, cash.
Ücret bir şilin.
The charge is a shilling.
Ücret konusunda endişelenme, tatlım.
Now don't worry about the fare, ducky.
Evet, olabilir. Ücret aylık $ 10.
Yeah, I might at that.
Ücret başta çok fazla değil ama burada aldığımdan daha fazla. O yüzden...
Pay isn't much to start with, but it's more than I'm getting here, so I...
- Ücret ne kadar?
- What's the pay?
Ücret ne kadar?
How much is the pay?
Ücret nedir bayım?
What is the fare, mister?
Ücret mi?
The fare?
Ücret kişi başı 200 Pound.
The price will be 200, for each.
Ücret kırıcı.
Scab labor.
Ücret çok değil.
Of course, the salary isn't much.
Ücret hiç önemli değil.
Well, the salary isn't important.
Ücret almıyoruz hanımefendi.
No ma'am, we're not charging.
Ücret almıyorlar ya, kesin bir bityeniği var.
The fact that it's free seems pretty fishy.
Ücret vermeyin hanımefendi.
Don't pay, miss.
- Ücret sorun değil.
- The price is right.
Ücret hemen hemen bu kadar.
That's what the pay is, more or less.
- Ücret?
- Price?
Ücret çok düşüktü.
The pay's so small.
- Ücret nedir?
- What's this pay?
- Ücret kötüyse neden oyalanayım?
- If the money's bad, why waste time?
Ücret ve komisyon.
Salary and commission.
- Ücret 300 dolardı, o kadar param yoktu.
- The price was 300. I didn't have it.
Ücret de bu olacak.
That's the price.
Ücret, bir adamı öldürmeyi haklı yapmaz.
Wages don't make it right to go out and kill for a man.
- Ücret yerini kendin doldur.
- You fill in the wages yourself.
Ücret meselesinde oldukça cömert olacağım.
You will not find me ungenerous in the matter of fees.
- Ücret almıyoruz.
- There's no charge.
Ücret ne kadar?
How much does the job pay?
- Ücret ne kadar? - 20.
- How much does the job pay?
Ücret ne kadar?
- What's the pay?
Ücret için pazarlık ederler.
Haggle over the fare
Ücret istemez.
No charge.
Ücret karşılığında.
For a price.
Ücret karşılığı çalışırım.
I've got to work for wages.
- Ücret.
- The price.
Ücret listelerine sahip olan tren St Creek'de soydular.
The train with wage lists was robbed at St Creek.
Ücret, lütfen.
Papers, please sir.
Ücret konusunda Albert Graves yetkili kılınmıştır.
I'll leave the matter of fee up to Albert Graves to settle.
Ücret 200 dolar demiştin Shu.
You said the price was $ 200, Shu.
Ücret bir buçuk milyon yen.
The fee is 1,500,000 yen.
Ücret?
The fee?
Ücret, efendim.
Dos pesos, sir.
Ücret mi? Doğru adamı bulacak olursak, ayda 150 vereceğiz.
Well, for the right kinda man, $ 150 a month.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]