English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ U ] / Ugrattım

Ugrattım translate English

2,071 parallel translation
Hayal kırıklığına uğrattığım için kusura bakma.
Sorry to disappoint you.
Onu hayal kırıklığına uğrattım sonra da seni.
I let her down, Then I - I let you down.
Seni düş kırıklığına uğrattım dostum.
I have failed you, my friend.
Çok fazla insanı hayal kırıklığına uğrattım.
I've let so many people down.
Hayal kırıklığına uğrattığım içini üzgünüm ama umarım bunu çiçekler telafi eder.
I am so sorry to disappointment, but I was hoping to make it up with flowers.
* Hayal kırıklığına mı uğrattım seni *
# Did I disappoint you #
! Harbiden hayal kırıklığına uğrattın beni.
I'm seriously disappointed in you.
Ne olmuş yani? Seni hayal kırıklığına mı uğrattı?
He let you down.
Her zaman asabi ve perişan haldeyimdir. Çünkü son zamanlarda hayatımda olan bir çok insan beni hayal kırıklığına uğrattı.
I'm angry all of the time and deeply confused because a lot of people in my life have let me down recently.
New York, Boston takımını şoka uğrattı. Geriden gelerek, 23-20 kazandı.
New York has stunned this Boston team with a dramatic come-from-behind 23 to 20 victory.
Annen ölünce seni hayal kırıklığına uğrattım.
I screwed up and failed you
Seni hayal kırıklığına uğrattığım için özür dilerim.
I'm sorry I failed you.
Seni hayal kırıklığına uğrattığımı biliyorum.
I know I'm letting yo.
Beni gerçekten hayal kırıklığına uğrattınız, çocuklar.
I'm really disappointed in you guys.
Açık açık, istediği şeyi yapmadığım için onu hayal kırıklığına uğrattığımı söyledi.
And he basically let me know that I disappointed him that I didn't do what he wanted me to do.
Fakat onu hayal kırıklığına uğrattığımı söylemesi beni gerçekten kahretti.
But him telling me that I disappointed him, it really upset me, you know.
Onu kaçırdığımı ve bu notu gönderdiğimi düşünüyorsan, o zaman seni hayâl kırıklığına uğrattığım için üzgünüm.
If you think I've abducted her and sent you this note, then I'm sorry to disappoint you.
Seni hayal kırıklığına uğrattım.
Um, I failed you.
Biliyorum, düş kırıklığına uğrattım seni
I know I let you down
Beni hayalkırıklığına uğrattın.
You know, i'm really disappointed in you.
Seni başarızıslığa uğrattığım için üzgünüm.
Sorry I fail you.
Beni çok hayal kırıklığına uğrattın.
I'm so disappointed in you.
Hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm.
- I'm sorry to disappoint you.
Seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm Lois.
I am so sorry to disappoint you, Lois.
Hayalkırıklığa uğrattın beni Boyd.
I'm disappointed in you, Boyd.
Seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm Jonah ama bu benim filmim.
Look, I'm sorry to let you down. But this is my movie, Jonah.
Seni hayal kırıklığına uğrattığım için özür dilerim ama ben Dunshire için en iyi olduğunu düşündüğüm şeyi yaptım.
I'm sorry I've disappointed you. But I did what I thought was best for Dunshire.
Para için kendini satman, beni hayal kırıklığını uğrattı.
I'm disappointed because you sold out.
Ben... onu hayal kırıklığına uğrattım.
I, um... I failed her.
Seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm.
I'm sorry to disappoint you, allison,
- Herkesi hayal kırıklığına uğrattım.
I failed everyone.
Biliyorum, hepinizi hayal kırıklığına uğrattım.
{ pos ( 192,240 ) } I know I have severely disappointed all of you.
Seni hayal kırıklığına uğrattığımı biliyorum, Molesley ama bu faydasız.
I know I'm a disappointment to you, Molesley, but it's no good.
Seni ve Vicki'yi hayal kırıklığına uğrattım ama bunu tekrar yapmayacağım.
I know I've failed you. And I failed Vicki. But I won't do it to you again.
... çocuklarımı ve hasta babamı hayal kırıklığına uğrattıktan hemen sonra..... 911 kayıtlarını tasnif ediyor olacağım.
I'll be cataloging 911 tapes right after I disappoint my children and my sick father with the news... Of my delayed departure.
Hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm.
Sorry to disappoint.
Hamile olmam seni hayal kırıklığına mı uğrattı?
Are you disappointed that I'm pregnant?
Hayalkırıklığına uğrattığım için üzgünüm.
- No. Sorry to disappoint.
Warbler olmak çok güzel ama bence özgünlüğümün kıymetini sizler kadar bilmiyorlar... Sizi hayal kırıklığına uğrattığım fikrini aklımdan atamıyorum.
Being a Warbler is great, but I don't think they appreciate my individuality as much as you guys did, and I can't help but think that I let you guys down.
Beni hayal kırıklığına uğrattın.
I'm disappointed in you.
Sizi hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ama yıllardır görüşmelerimiz yatırımcıların beklentileri ile ilgili.
I'm so sorry to disappoint you, but for years, our conversations have been limited to the matters that affect our investors.
En çok korumama gereken kişiyi ise hayal kırıklığına uğrattım.
And the one person that I should have been protecting the most I failed her.
Şuan sizi hayal kırıklığına uğrattığımı düşünüyorum.
I, uh, sort of feel like I've let you down.
Sizi hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ama Chloe gelemeyecek.
I'm sorry to disappoint you, but Chloe couldn't make it.
Seni tekrar hüsrana uğrattım, anne.
I failed you again, Mom.
Dürüstçe, ben tamamen batırdığımı kabul ediyorum. takımımı hayal kırıklığına uğrattım, ve kesinlikle sizi hayal kırıklığına uğrattım.
Truthfully, I've admitted I completely screwed up, let my team down, and completely and utterly let you down.
Kötü müydü? Seni hayal kırıklığına uğrattı mı?
Did she disappoint you?
Tanrım, resmen bozguna uğrattılar.
Oh, my, and the rout is on.
Çocuklar, sizi hayal kırıklığına uğrattım.
Boys, I let you down.
Gipper'ın sizi ne kadar çok sevdiğini bilirim ve onu hayal kırıklığına uğrattım.
I know how much the gipper liked you, and... I've failed him.
Babamı hayal kırıklığına uğrattım ve bunlara tuz, biber olarak da babamın ve Lily'nin yıl dönümlerini neredeyse tümüyle mahvettim.
I've disappointed my dad, and as the icing on the cake, I pretty much ruined his and Lily's anniversary.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]