Ultra translate English
1,184 parallel translation
Doktora kız mı diye bir sorun bakalım.
So next ultra-sound, you ask.
Üslubun ne? " dedim. Şöyle yanıt verdi :
This would sharpen you up and make you ready for a bit of the old ultra-violence.
... ve iki dünya arasına sıkışmış haIi çok iyi yaptı.
... into that ultra Iimbo-Iike position.s
600 kilo çok hafiftir.
1,200 pounds. It's ultra-light.
Kaderimde Ultraman'a katılmak var.
I'm destined to join Ultra Man.
İlk sayfadaki makalenin ilk paragrafında, Kevin'in yaptığından şüphelenilen Shimomura'nın ultra-güvenli bilgisayarına sızmayı rahatsız edici sesli mesjalar bırakmayı ve 20.000 kredi kartı numarasaını çalmayı da içeren şeylerin yeni bir listesi vardı...
This article had a new list of things that Kevin had supposedly done... including breaking into Shimomura's ultra-secure computer... leaving nasty voice mail messages... and stealing 20,000 credit card numbers... something that was mentioned in the first paragraph on the front page.
Eğer sınıf arkadaşlarımın hepsi ultra-zeki olmasalardı daha kolay olurdu.
That would be easier if your classmates weren't such big brains.
Bilgisayar ultra sonik işaretleri, X7 nin beynindekine göre yeniden yapılandırıyor ve bu işaretleri resme çeviriyor.
The computer's translating the ultrasound signals, reconstructing a sonic image relayed to them by the X7 inside.
- Onlari ultra dogurgan yapiyor.
- It's making them ultrafertile.
- Ne kadar ultra?
- How ultra?
- Ama ultra hafif!
They're ultra lights! Oh, please!
Sana söylemeyi unuttum, şu çok havalı Atom Bar'ı hatırlıyor musun?
Oh, I forgot to tell you. Remember that ultra-hip club, the Atom Bar?
Aç- - ani UV ( ultra viyole ) ışığı.
Pop it open- - instant UV light.
Aşırı yüksek derece katı yüzeyler için, tek basamakta göstericiyi sıklıkla kullanmalısın.
Ultra high frequency single-digit solid agitator unit.
Ultra-mini teknoloji. Üzerinizde bulunan her şeyi ben bileğimde taşıyorum.
Nanotechnology everything you're wearing is right here on my wrist.
Ultra mı?
Ultras?
Ultra popüler, ultra çekici, ultra vs.
Ultra-popular, ultra-pretty, ultra-etc.
Bunlar ultra emici değil.
These are not ultra-absorbent.
İlgilendiğim kız son derece kibar.
The chick I'm into is ultra PC.
Ultra Humanite ve Lex Luthor. "
The Ultra Humanite and Lex Luthor.
Eminim ki hepiniz Ultra Humanite'ı tanıyorsunuzdur.
And, of course, you all know the Ultra Humanite.
Şu ana kadar Ultra Humanite arabulucularla konuşmayı reddetti.
So far, the Ultra Humanite has refused to speak with negotiators.
Eminim ki hepiniz Ultra Humanite'ı tanıyorsunuzdur.
And of course, you all know the Ultra-Humanite.
Bu program bağış yapan Ultra Humanite ve sizin sayenizde yayınlandı.
TV announcer : This program was made possible By a grant from the Ultra-Humanite
Biz ultra-liberallerin söylediğini bilirsiniz çocuklar ve uyuşturucu söz konusu olduğunda yalan söylemekte sakınca yoktur.
Well, you know what us ultra-liberals say, "When it comes to children and drugs, lies are okay."
Asabiyah, El-Kaide kökenli, Sudan'da gizlenen köktendinci bir örgüt.
Asabiyah is an ultra-extremist cell hiding in the Sudan - a fragment from Al Qaeda.
Şef kendine ultra ses düzenli yeni bir plazma televizyon aldı.
A new plasma screen tv with surround sound! Let's go to his house, come on!
" Charmin Çiftkatlı Tuvalet Kağıdı.
" Charmin ultra double roll.
" Normal Charmin'den iki kat daha fazla dayanır.
" Twice as many sheets as regular Charmin ultra.
Bu hareket dedektörleri ultra hassas. Muhtemelen bir böcektir
This motion detectors are ultra sensitive. it's probably just an insect
Kadınlara karşı sonsuz saygım var.
I have ultra respect for women.
Koca karpuzlar!
Ultra-watermelons!
Şimdi de sahneye yaklaşan kişi ; melankolinin maestrosu Sırpların kusursuz çellocusu Büyük Gavrillo!
And approachirg the stage area is the maestro of melancholy... the Serbian ne plus ultra of the cello horn.
Çok garipti çünkü Johnny ultra-muhafazakar Joey de ultra-liberaldi.
It was so weird because Johnny is like ultra-conservative and Joey is ultra-liberal.
Bilirsin, Ultra-saygıdeğer büyükelçiyle anlaşmak için.
You know, that ultrarespectable ambassador-to-somewhere feel.
Sevgiyi bu ultra piçlerle paylaş.
Share the love with those MK-ULTRA bastards.
Titanyum kaplamalı, kobal krom molibden alaşımı ultra yüksek moleküler ağırlıklı polietilen bileşeni.
Cobalt chromium molybdenum alloy with a titanium coating and an ultra high molecular weight polyethylene component.
Bilmiyorum. Dijital UHF.
It's ultra-frequency, digital.
Artik ultra porno kiralamak icin sahte kimlik cikartmam gerekecek.
Oh, now I'll need a fake ID to rent ultra-Porn.
Hala büyüyorum!
I'm still going to grow up ultra-big!
Bücür-bücür-ultra-hiper-süper-bücür!
Pipsqueak! Pipsqueak! Ultra-hyper-super-pipsqueak!
Ayrıca, bana bir sert metal uçlu matkap ve lokma da getirin!
Oh, and pick me out whichever ultra-hard tip drill and bite you think is suitable!
Sen kime "süper-ultra kısa boylu çocuk" dedin? Ben öyle demedim!
- Who are you calling an ultra-hyper-pipsqueak!
Sen kime ultra hiper cüce diyorsun?
Who are you calling an ultra-hyper-pipsqueak! ? Al...
Aslında daha başlamadım bile.
Ultra-Humanite : Actually, I hadn't even started. [cocks gun]
Merhaba çocuklar.
Ultra-Humanite's voice : Hello, children.
! O zaman biz sizden süper düper düper süper mega geyiz!
We're ultra-super stamp it, stamp it, no erasies, mega gay!
İnanılmaz derecede inanılmaz görünüyorsun.
- You're looking ultra fabulous.
Kareler bize çok hızlı bir internet bağlantısıyla aktarılır.
The shots can be sent to us via a secure internet link with ultra light.
CENTRAL ŞEHRİ YETİMHANESİ
Ultra-Humanite :
Şimdi Ultrabowl eğlencesi başlıyor!
And now for your Ultra-Bowl halftime entertainment her last two albums have gone triple platinum and she's here tonight to sing her smash hit "Gimme, Gimme All Your Love" from her newest album, Underbelly. ANNOUNCER :