English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ U ] / Unuttu

Unuttu translate English

1,534 parallel translation
Aman Tanrım, biz tamamen Piper unuttu.
Oh, my God, we totally forgot about Piper.
Çünkü o seni unuttu.
Because she is over you.
Tüm bu malikane, bu kadın zamanında inşa edildi. Ve şimdi üç yüz yıl sonra herkes onu unuttu.
This whole state was built in this matron and now three hundred years later everyone has forgotten.
Satranç taşını koymayı unuttu ve geri döndük.
He forgot to leave the chess piece, had to go back.
Sanırım sadece herkese nereye gittiğini söylemeyi unuttu.
He probably just forgot to tell everyone where he was going.
Sanırım babam burayı işletirken... bardan bira aşırmak güzel oluyordu... ama onu ben işletmeye başlayınca, Kumarhanedeki Bay Harika adresi unuttu.
I haven't gone anywhere. I guess when my dad ran this place... it was good enough for us to sneak beers from... but now that I run it, Mr. Bigshot on The Strip forgot the address.
Sanırım yukarı çekmeyi unuttu.
I guess she just forgot to pull it up.
Patlayıcı uzmanları bir bombayı işaretlemeyi unuttu.
EOD missed ordnance marking the path.
Biri seksenleri unuttu galiba.
- Someone forgotten about the'80s?
Sanırım unuttu.
I guess he forgot.
bodruma bağlamayı unuttu mu?
He forgot to hook up the basement.
Uh, Bunun benim fikrim olduğunu söylemeyi unuttu..
Uh, what she forgot to tell you was that it was my idea.
Hey, ahbap, Lily kitabını unuttu.
Hey, man, Lily left her book here.
O da bundan bahsetmeyi unuttu herhalde.
And he forgot to mention this.
Kocasını unuttu.
She forgot her husband.
- Jeffy unuttu. - Pekala.
- Jeffy forgot.
Bak, Jack uzun zaman önce toplumsal hayata inancını unuttu.
See, Jack forgot how to believe in communal life a long time ago.
Unuttu mu?
He forgot?
Ve doğrusunu istersen, seni unuttu.
And to be honest, she's over you.
Adam yemeğini unuttu.
Guy forgot his lunch.
Herşeyi unuttu.
He has forgotten everything.
Bay Sahai yatağını bile unuttu.
Mr. Sahai has even forgotten his bed.
Sözcükleri, konuşmayı bile unuttu. Hastalığı çok ileri bir aşamada.
He has forgotten words, even forgotten how to speak.
Kimberly, herkes çoktan beni unuttu bile.
Kimberly, everyone's already forgotten about me.
- Annen de seni unuttu değil mi?
- Your mommy forgot about you, right?
Neden annesi onu unuttu?
Why did her mommy forget about her?
Bence bu beni unuttu artık.
I think this one's outgrown me.
Dün beni unuttu.
Yesterday he forgot about me.
Sonunda halkı onu unuttu.
In the end, his people forgot him.
Bir eşek kafalı yüzünden, beni unuttu.
Because a horse head, she forgets me ;
- Evet. - Salak çocuğunu unuttu.
He forgot moron kid.
Parasını almayı unuttu göt.
The asshole forgot to get his money.
Seni unuttu, öyle değil mi?
He did forget you, didn't he?
Ya da, şefimiz sana geri vermeyi unuttu.
Or rather, my chef forgot to give it back to you.
Dostum sanırım seni beklemede unuttu. - Sadece önemli bir iş aramasıdır.
It's probably just an important business call.
Babam, yıldönümünüzü yine unuttu, değil mi?
Father forgot the anniversary once more, isn't it?
Ordumuz, askerlerin psikolojik coşkusuna çok önem verdi ama ordumuzu düzgün bir şekilde donatmayı unuttu.
Our military put too much emphasis on the psychological enthusiasm of our soldiers and forgot about properly equipping our army.
Ama silahını almayı unuttu.
But he had forgotten his gun.
Bilim adamı formülü dolaba koydu ve şifresini papağanına söyledi sonra da unuttu!
The scientist locked the formula in a closet told its code to his parrot... and forgot it!
Ama en önemli şeyi unuttu.
But he forgot the most important thing.
Nefes almayı unuttu.
He forgot to breathe.
Don, formülü o kadar kafaya taktı ki çok önemli bir şeyi unuttu.
The don became so mad at getting the formula that he forgot the most important thing about it.
Ya geçmişini unuttu ya da bu şekilde geçmişin anılarından kaçıyor.
He either forgot his past.. ... or he is acting that way.. ... to escape from his memories of the past.
Çok önemli işleri olduğunu söyledi... giderken de dosyayı unuttu.
He talks of important work at the office and... forgot to take the file
Ayrıca, eşim aileden bahsetmeyi... bile unuttu.
Ever since, my wife has forgotten... even to mention her parental home.
Bu maçın bir Baker geleneği olduğunu herkes unuttu mu?
Did everybody forget touch football was a tradition here?
Asla... hayir! Koltugum...! Beni havaalaninda karsilamayi unuttu
He forgot to receive me at the airport I was so angry.. sorry!
Geçirdiği travmadan sonra her şeyi unuttu.
She was so scared that she couldn't remember a thing.
Bende unuttu.
He forgot them at my place.
- Park skoru unuttu galiba.
- Park may miscalculate the score.
Onlar da unuttu, sanırım.
Forgot it too, I suppose.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]