Urun translate English
21 parallel translation
Biyopsi yapmadan söylemesi zor,... Parça alıp inceleme yapma )... ama testler urun kanserli hücrelerden oluşmadığını gösteriyor.
It's hard to say without a biopsy, but all tests indicate that the tumour is not made up of cancer cells.
Ameliyat sonrası tahlili urun sıradan beyin dokusuyla aynı yapıda olduğunu gösterdi, ama sinir hücreleri 5 kat daha yoğun bir şekilde paketlenmişler.
The post-op analysis said the tumour was similar to ordinary brain tissue, but that the neurons were five times more densely packed.
Urun bu bahtsız kafayı urunnnn!
We'll crush the snake's head and scrape out its womb.
O kişi bana her zaman birlikte birlikte urun demişti.
Someone told me we should always stay together.
Musteriye söyle, kadinlara özel yeni bir urun icin daha cok arastirmaya ve zamana ihtiyacimiz var.
tell Right Guard, short of a new product just for women, we need more research and time. And lunch.
Yeni urun, evet.
New thing, yeah.
Bu Henry Cole denen adam, yeni bir urun uzerinde calisiyor. Nedir o?
This Henry Cole geezer, he's working on this new product.
- Urun hakkinda biraz konusmaniz gerekiyor.
- He needs you to talk him through the product.
Ayni seyi yapabilecek baska bir urun olmadigina inaniyoruz.
We don't believe there's another product that can claim the same.
Iste yeni urun bu.
It's the next big thing.
Doktor rahimdeki urun daha da kötüleştiğini söyledi.
The doctor said the tumor in the uterus is getting worse.
D urun!
Stop!
Pazarlama ve urun stratejisinden bahsediyorduk.
We're talking about marketing and roll out strategies.
Pazarlama ve urun stratejisi
Marketing and roll out strategies.
Evlat, zor kelimesi az bile ama doktor beynimdeki urun yarı yarıya küçüldüğünü söylüyor.
Kiddo, "rough" doesn't begin to describe it, but the doc says the tumor in my brain has shrunk half its size.
Urun alınmayacağı görülünce son günlerini geçirmesi için geçen hafta yoğun bakıma geri gönderilmiş.
They deemed the tumor to be inoperable, so they sent him to the ICU last week for end-of-life care.
Urun haftasi geliyor, siz de uretin.
It's produce week, so... produce.
- Bana urun temin edeceksin.
You provide for me!
- Sana urun temin edecegim.
I provide for you.
- Bı, ıurun.
- H ere.
Bazı şirketler, bir oyuncak tehlikeli bulunursa halka duyurmak zorunda kalacakları için riske girmiyorlar. ABD TÜKETİCİ ÜRÜN GÜVENLİĞİ KOMİSYONU
They're a solid government agency, but safety studies are voluntary, so certain companies just won't take that risk because if a toy is found hazardous, they have to make it public.