Uydurma translate English
1,676 parallel translation
- Yani ehliyeti gerçek adresi uydurma, pasaportu sahte.
So, real driver's license, phony address and a fake pasort.
Hayır. Uydurma.
No, just pretend.
Rougarou mu? Bu uydurma mı?
A rougarou?
Uydurma bir şeye benziyor.
Is that made-up? That sounds made-up.
Uydurma gibi geliyor ama inan bana değil.
Sounds made-up, I know, but, believe me, it's not.
Tüm avcılar Koca ayak'ın bir uydurma olduğunu bilir.
well, every hunter worth his salt knows bigfoot's a hoax.
o an aklınıza ne gelirse. Uydurma olduğu apaçık olan bir şey. Ama milyarlara yayılırsa yararlı olabilecek bir şey.
You can invent an ideology, which by your mere invention in that moment, is obviously untrue, which would be quite useful if propagated, to billions.
Yani bana öyle geliyor ki ; belirli ayrıntılara odaklanırsak rakamların gücünü elde edebiliriz. Ama sadece ateizmin surları üzerinden bakarak ; "hepsi uydurma!" dediğimizde komşularınızın % 90'ını kaybediyoruz.
So it seems to me once we focus on particulars, we have a real strength of numbers, and yet when we stand back from the ramparts of atheism and say itís all bogus, we lose 90 percent of our neighbours.
Ve bütün bunlar uydurma.
And this is all fiction.
Bu uydurma değil.
That's not fiction.
- Uydurma futbol arkadaşları.
- Made-up football friends.
Uydurma hikaye işe yarıyor. Tüm haberlerde var.
The fake story is working.It's all over the news.
Eğer bu kadar fazla uydurma kan kullanacağımızı bilseydim, daha ucuz bir gömlek giyerdim.
You know, if I'd known you were gonna use so much fake blood, I'd have worn a less expensive shirt.
- Uydurma ya.
How lame.
Vega'nın müşterilerine, kocalarına anlatacak uydurma hikâyeler lazım. Onlara sahte tanıklar, sahte belgeler, yani her şeyi sağlıyor.
Yeah, well, Vega's cheating clients need cover stories to tell their spouses, so he provides them with fake alibis, paper trails and all.
Tamamen uydurma.
It's a complete work of fiction.
Hafızamdan geri kalanlar uydurma.
What's left of my mind is made up.
Bana anlattığınız her şey tamamen uydurma, değil mi?
Everything you told me is total fiction, isn't it?
Patrice, geçen noelde gerçekten bulundurma suçlamasından kurtulmuş mu bakalım ve para hikayesinin uydurma olduğundan emin olalım.
Let's see if patrice really did dodge a possession charge At christmas and let's make sure The story about the accident money is bogus.
O uydurma bir şey.
- no, it won't. it's a myth.
Hayır ama bana kalırsa yarısı uydurma isimdir.
No, but as far as I know, half of these names could be aliases.
Maalesef. Onu getiren kimse hep uydurma bilgiler vermiş.
{ \ pos ( 192,210 ) } No, unfortunately, whoever brought him in gave all fake informations.
Harika bir uydurma.
Great fiction.
Hem ikisinde de çuvalladığını düşünecek olursak bu teorim pek de uydurma sayılmaz.
Which... looking at how you botched both hits, as a theory, ain't too far-fetched.
Küresel ısınma hakkındaki görüşlerin neler? Gerçek mi yoksa uydurma mı?
What's your opinion on global warming, fact or fiction?
Uydurma.
You're just guessing.
Bana tam fotoğrafı çekilememiş uydurma bir hikayeye imza atmak doğru gelmiyor.
Well, it just doesn't feel right to put my name on some manufactured story That's based on an out-Of-Focus photograph.
Bunuda burda uydurma.
You just dont fit into here.
Mac, bu binada çalışanların yarısı uydurma.
Mac, half the employees in this building have been made up.
Senin bu görüşünü kanıtlayacak uydurma bir TV programı görmeden inanamam.
Well, I can't believe that till I see a fictional TV program espousing your point of view.
Yani, onlar ikinci uydurma bir rapor mu düzenledi?
Are you saying they issued a second, false report?
Ona uydurma NSA belgeleri verdim, sonra da onları babamdan aldım dedim.
I gave them fabricated NSA documents. Things I said I got from my father.
Uydurma, değil mi?
It's a fib, isn't it?
- Mazeret uydurma.
- No excuses.
- Boktan bahaneler uydurma!
- Don't make up shitty excuses,
Yalnız bunu aslında 1980'lerde A.B.D. hükümetinin desteklediği mücahitlerin kaydedildiği bir veritabanının adı olan uydurma El-kaide ile karıştırmayın.
This isn't to be confused with the fictional'Al Qaida', which was actually the name of a computer database of the U.S.-supported Mujahideen in the 1980's.
Kuvvetli fenerler, uydurma el bombaları. - Plastik bağlarla.
High-powered lights, improvised flash-bangs, plastic restraints.
En vahşi uydurma kurgu ise, LHC'nin dünyayı çabucak parçalayıp yutabilecek.. .. kara delikleri oluşturabilecek yeteneğe sahip olduğudur.
One of the wildest speculations is that the LHC will be capable of creating black holes that will devour the Earth.
Ayrıca yarısı uydurma.
Went like gangbusters.
Uydurma haber bu, Leo'nun bir yere gittiği yok.
Their script is a piece of crap. This is a non-story. Phil, you're killing me.
Yumrulu gri ve bej uydurma?
The lumpy grey and beige concoction?
- bunların hepsi uydurma... - Kesinlikle.
- that this is all made up...
Bence buna bir son verebiliriz, çünkü sanırım biraz uydurma gibi oldu.
I think we can maybe lose that,'cause I think it gets a little bit "jokey."
Bu onurlu bir davranış ama bu savaşa ayak uydurma şansınız hiç yok.
You already behaved with dignity, but you have no chance of adapting to this warfare.
Hayatımın bir parçası tamamen uydurma.
A big part of my life is just made up.
Bu uydurma köyün halkı gibi davranıyorsunuz.
You pretend to be from this mythical town?
Uydurma değil.
No myth.
Her zamanki bahaneyi uydurma.
And don't give me the usual routine.
Sana gelince küçük kaçak, uydurma hikâyelerin bir işe yaramayacak.
And you little runaway, your tall tales will get you nowhere.
Bunların hepsi uydurma millet.
They fucking made it up, folks.
Tamamen uydurma.
And-