English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ U ] / Uykusunda

Uykusunda translate English

758 parallel translation
Uykusunda o kadar çok konuşup duruyor ki. Geceyarısı sürekli beni uyandırıp durdu.
He talked so much in his sleep, he kept me awake about half the night.
Bir gazeteyi memnun etmek için adamı uykusunda asmak zalimlik.
That's kind of raw, Roy hanging a man in his sleep to please a newspaper.
Ama ben uyanıktım ve onu uykusunda konuşurken duydum.
But I was awake, and... I heard him talkin'about it.
Grace Poole'u uykusunda öldürüp...
She struck down Grace Poole as she slept.
Hiç uykusunda yürüyen birini gördün mü?
Have you ever seen anyone walking in their sleep?
Bayan Rogers uykusunda ölmüş.
Mrs. Rogers died in her sleep.
Merrivale'in onu uykusunda öldürmesine kim engel olacak?
All right? But what's preventing Merrivale from killing him in his sleep?
Dediğine göre uykusunda ayaklanmış olmalı.
She thought she must have been walking in her sleep.
" Uykusunda şunu dediğini duydum :
In sleep I heard him say, " Sweet Desdemona, Let us be wary.
Uykusunda yürüdüğünü söyledi.
He said he was sleepwalking.
Uykusunda yürümez.
He doesn't walk in his sleep.
Şuna baksana Gérard, canım. Uykusunda çiğniyor. Ne kadar garip bir şey.
Look, Gérard, he's eating in his sleep.
Uykusunda yakalar onu.
Catch him when he's sleeping.
Uykusunda konuşurken onun seninle nişanlı olduğunu öğrendim.
I learned of his betrothal to you as he spoke in his sleep
Birazdan uykusunda gülümsüyor olacak.
He'll smile in his sleep in a minute.
Orada yatarken öyle çaresiz görünüyor ki... bir çocuk gibi uykusunda gülümsüyor.
He looks so helpless lying there smiling in his sleep just like a child.
ve kızım... sonsuz uykusunda.
And the girl... she is at rest
Herhalde gece, uykusunda huzur içinde ölmüştür.
I trust he died peacefully, slipped away in the night.
Uykusunda ölmüş.
He died in his sleep.
O uykusunda ağlaması için hayli büyük bir çocuk, ama bu gece ağladı.
He's a pretty big boy to cry himself to sleep, but tonight he did.
"Macbeth ölüm uykusunda"'
"Macbeth does murder sleep"'
Uykusunda geziniyor olabilir.
She might've been walking in her sleep.
Fakat gördüm ki, ben uykusunda senin gibi bir yaratığı bile öldüremem.
But I found I couldn't shoot even a specimen like you in his sleep.
Kendi oğlunuz öylesine aç ki, onun uykusunda inlediğini duydum.
Your own son, I've heard him moan in his sleep, he's so hungry.
Sevdiğini uykusunda... ... rahatsız eden son imansızı da öldür.
Kill the last unbeliever who disturbed the sleep of your beloved.
Ölüm ona eski bir dost gibi gelebilirdi. Hediyeyi uykusunda verebilirdi.
And death should have come to him... as an old friend... offering the gift of sleep.
- Uykusunda yürüyor, bayım.
She walks in her sleep, sir.
Dün gece, küçük bir kızken yaptığı gibi uykusunda konuştu.
She talked in her sleep last night as she did when she was little.
Uykusunda konuşuyor.
She talks in her sleep.
Uykusunda mı?
In her sleep?
Uykusunda konuşmuyor.
She doesn't talk in her sleep.
Onu uykusunda bırakıyorum.
I make him in his sleep.
Albay Bouvar uykusunda öldü.
Colonel Bouvar passed away in his sleep, so they tell me.
Bir keresinde güneşin altında uyuyakalan bir kedi varmış ve uykusunda kedi olduğunu gören bir insan olduğunu görmüş rüyasında.
Do you know there was a cat once who fell asleep in the sun and dreamt that he was a man who fell asleep and dreamt he was a cat.
Diğer çocuklar gibi, öğle uykusunda olman gerekirdi.
You kids should all be in bed taking a siesta.
Bu saatlerde hava çok sıcak olduğu için, herkes evde öğle uykusunda olur.
It's too hot at that hour everyone will still be at home taking a siesta.
Bunlara da "uykusunda uçanlar" diyebiliriz.
Let us say, they fly in their sleep.
Teyzem uykusunda yürürdü.
I had an aunt who was a sleepwalker.
Uykusunda ölmüş.
He went in his sleep.
Uykusunda şarkı söylüyor!
He's singing in his sleep!
Fred uykusunda konuşuyormuş.
- Fred talks in his sleep.
Birisi uykusunda korktuğunu nasıl hissedebilir ki?
How can someone who's sleeping be afraid if he's sleeping?
Uykusunda öldü.
She died in her sleep.
Yaşamın hummalı düzensizliğinden sonra rahat uykusunda.
After life's fitful fever, he sleeps well.
Kanıt gerekiyorsa! Bak, Şeytan nasıl da uykusunda günahlarından habersiz.
If proof were needed, look how the devil's own sleep, careless of their sins.
Hayattayken çayırlar onu yaşattı şimdi ebedi uykusunda da ona çayırlar bakıyor.
She cared for him while he lived and she's nursing him while he sleeps.
"Ebedi Uykusunda."
"Eternal Sleep."
Uyanıştan önceki kısa uykusunda ne kadar da güzel görünüyor hayatım.
How lovely she looks, my darling, on her way to her last brief sleep before awakening.
" Uykusunda ebediyete göç etti.
" "He passed away in his sleep." "
O uykusunda asla geçmez.
He never gets over his fits
Noel hediyesini açtıktan sonra... uykusunda ölmüş. - Kuzen Andre öldü mü? - Evet.
- Cousin Andre's dead?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]